Bir o kadar da Karaman olarak zorlu bir süreç yaşıyoruz.Beklentiler, yanlışların düzeltilmesi ve rahata ermek hayallerini her geçen gün bir bir alıp götürüyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet güçlerimiz ülkemizin bütünlüğüne ve topraklarına göz diken yabancı devletler ve bunların satılmış hainleri PKK başta olmak üzere ismine ne dersen de, terör örgütleri ile canları pahasına mücadele veriyor. Doğu-Güneydoğu ‘da bir savaş yaşanıyor.
Daha geçtiğimiz hafta Karaman’a bir Kahraman şehidimiz geldi.yüreklerimiz dağlandı.
Karaman’da son dönemde hoş olmayan, mide bulandırıcı olaylara,yanlışlar zinciri için pusuda bekleyen BUKALEMUN’ların rant hamleleri eklenince,bu ülke,bu şehir bu kadar mı sahipsiz diye insan kendi kendine sormadan edemiyor ?
Gücün masum olduğuna inananlardandım…
Bunu inandıran da, Başbakan Yardımcımız Lütfi Elvan’dan başkası değil.Plan Bütçe Komisyon Başkanlığı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının ardından, Başbakan Yardımcılığı.Herkes biliyor, Elvan’daki gücü.Elvan’ı yakınen tanıdığım ve bildiğim için söylüyorum ki, o elindeki güç arttıkça, masumlaştı,mütevazileşti.Elvan’a inat çevresindekiler masum olmamak için direnirken….
Cumhurbaşkanı Erdoğan bağırıyor:”İnlerine girin, gerekeni yapın diye”
Başbakan Davutoğlu haykırıyor:”Develet içinde devlete izin vermeyeceğiz” diye.
Karaman’daki sorumlu ve yetkililer ne Cumhurbaşkanı’nın bağırmasını, ne Başbakan Davutoğlu’nun haykırmasını takmıyor, duymamazlıktan geliyor, kapalı kapılar ardına fırıldak çevirmeye, pis işlere,mide bulandıran olaylara , birilerine güç vererek adeta onların suç ortağı olmayı sürdürüyor.
Bilmiyorlar ki;
“Gizlide gebe kalanın,açıkta doğuracağını”
Yanlışlara kol-kanat gererek destek olup,onlar cesaret verenler,bunun hesabını nasıl verecekler. Küçük menfaatler,akçeli ilişkiler nedeniyle, devleti,devlet kurumlarını peş-keş çekmenin ne vicdanı, nede hesap olarak savunması olamaz.
Birileri bu şehirde “Değneksiz dolaşmayı” sürdürüyor..
Suç onlarda değil, onları bu şekilde gezmesi için cesaret verenlerde.
Daha dün dershaneler olayı patladığında, Ak Parti hükümetine bayrak açıp, toplantı üstüne toplantı düzenleyerek,bildiriye imza atanlara, şimdi ne oldu ?Araştırın bakalım, neler ortaya çıkacak.Bunların ne haldeyken, gücü nasıl aldıklarından acaba yukarının haberi var mı ?
Bu şehirde milletvekili adayını da biz belirleriz, iktidar partisinin il başkanını göndeririz, daire müdürlerini biz atarız gücü ve cesareti acaba nereden geliyor,ben merak ediyorum ?
Gücü eline aldığı zannedenler, göz dağı vererek, kendisini bir şey göstermeye çalışanlar önce içlerinde temizlik yapmalı, AK’lanmalı,sonra herkes gibi bu şehir için konuşmalı..Daireler kuşatılmasına göz yumulmaya devam edilirse, bu kentde,sokaklarda,caddelerde başta çocuklarımız olmak üzere bizler nasıl yaşamımızı idam ettireceğiz!!!!
Dört koldan değil, on dört kuşatılmış bir şehirde yaşıyoruz.
Dün FETÖ terör örgütünün Karaman imamlığına soyunanlar, hemen kılık değiştirip ,Pensilvanya’nın emirleri doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor, ve rantı hiç ama hiç ihmal etmiyorlar. Şehri parsellemenin hesapları, kapalı kapılar ardında yapıyor.Zannediyorlar ki başaracaklar. Bundan da sıyırırlar ama , onlara küçük çıkarlar uğruna destek olanları yakacaklar. Örnek mi ;
“İzmir’de FETÖ operasyonunda Rektör ve eski müsteşar tutuklandı. Suçları ise ,Fetö’culara devletin arazisini peş-keş çekip, 49 yıllığına kiralamaları.
Karaman’da kiralamada yok, kılıf bulup, arazileri İÇ etmek var.
Devekuşu misali kafasını kuma sokan o kadar çok ki.Ve zannediyorlar ki;biz kendimizi kamufule ettik.
Peki siz zannediyormusunuz,
Büyük vurgun planlarınızdan Ankara’nın haberi yok. Başbakan Yardımcısı Elvan’ın haberi yok, bu şehrin patronu Recep Konuk’un haberi yok.
Şu anda suskun kalmaları sizin doğru iş yaptığınız anlamına gelmiyor.Belki de suçüstü yapacaklar !
Bu yanlışları,mide bulandırıcı işleri yapanların yanında olanlar,bu işlerin sorumluluğundan nasıl kurtulacak.
Nasıl savunacaklar ..
Masum görünen, masum gösterilen, kendiliğindenmiş gibi anlatılan olayların ardında nasıl bir organizasyonun bulunduğunu, dahası bu sözüm ona ‘doğal’ tepkileri canhıraş bir tutumla destekleyenler her kim olursa olsun, elbette ortaya çıkacak..
Bugünlerde bilen de bilmeyen de pek kullanıyor olsa da biz yine de vesayet nedir bir bakalım!
Masum haliyle, “Yargı kararıyla vasi tayin etme, himaye , koruma altına alma. Reşit olmayan çocuklar veya aklını kontrol edemeyecek hastalar ve yaşlılar için bir kişi veya ailelerin koruması altına girme” şeklidir.
Gelin görün ki, son zamanlarda ülkemizde kullanılan tarifi pek masum değil.
Tabir yerindeyse bu iktidar gücüyle,iktidarın başındakilerin haberi olmadan yapılan bir siyasi vesayettir.
Bir sabahın köründe toplanılanlar, bir gün elbet de hesap verecek.