Hüseyin Oğuz
Karamanoğlu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
İÇİMİZDEKİ HAİN FETÖCULAR!
2015 yılına kadar pis sümüklü terör örgütü lideri FETÖ’nun elemanı, yakını olmakla gurur duyan, FETÖ’cu oldukları için yürüyüşleri bile değişen şerefsizler, dün övdükleri bu pisliğe söverek kendilerini kamufle etme çabasında. Bunların kanında vatan hainliği, ellerinde şehitlerimizin kanları var. Ar-namus hak getire…
Milleti aptal sanıyorlar, o millet çok iyi biliyor ki, bu hainlerin terör örgütüne sağladıkları destek, verdikleri milyonlarca nakit ve yaptıkları bağışların, Gölbaşı özel harekat merkezine ateş ve bomba saldırısı sonunda 42 Vatan evladımızı şehit edilmesinde kullanılan bombaların paralarının finansörü olduklarını unutmadı. Bu şerefsizler buharlaşıp uçmadı, bunların hepsi hala içimizde bizimle birlikte yaşıyorlar ama kafalarında Haşhaşilik, terör örgütü üyeliği var.
Oğuz soy ismini taşıyan yakından, uzaktan soy bağımdan hiç kimse bu FETÖ denilen terör örgütüne ne kuruş verdi ne bağış yaptı ne arsa tahsis etti.
Yine Oğuz soy adı ile hiçbir çocuğumuz ne 15 Temmuz öncesi, ne 15 Temmuz sonrası o terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti düşmanı yetiştiren okullarında eğitim almadı, okumadı.
Dershanelerine gitmedi, bırakın okumayı bağış yapmayı kurban derisini bile bu şerefsizlere vermedi.
Bunları alenen yapanlar utanmadan, sıkılmadan bizimle birlikte düşmanı oldukları bu Türkiye Cumhuriyeti’nin şanlı Ay-Yıldızlı bayrağı altında yaşamaya devam ediyor. İçleri kin dolu, bu ülkeye nefret dolu olarak.
Devlet unutmaz, arşivler orada. Yani Halep ordaysa, FETÖ’cuların pislikleri de burada. Sütten çıkma ak kaşığı oynayanların, ellerinde bayrak, ceplerinde By-Lock, beyinlerinde hainlikle, şerefsizlerle ülke sevdalısı rolü ile boy göstermeleri, kendilerini aşan konularda minik menfaatleri için Karaman’a satma gayretlerinin boş olduğunu anlamaları gerekir artık. Onlar, bu ülkeyi sattılar, bu şehri satmalarını aslında çok görmememiz gerekir.
Acaba diyorum, acaba.
Bu hain şerefsizler gece rahat uyuyabiliyor mu
Çocuklarının, ailelerinin yüzlerine rahat bakabiliyorlar mı?
Gizlide gebe kalan, açıkta doğurur bu unutulmamalı. Alınlarındaki o şerefsizlik lekesi ve ellerine buluşan şehit kanlarımızı temizleyemezsiniz.
MEZBAHA ÖLÜM MÜ SAÇIYOR
Karaman’ın ‘Kanayan Yarası Mezbaha’ haberini manşetten vermişler arkadaşlarımız.
Gazetecinin görevi de bir şehrin haklarını aramak. Duyarlılıkları için teşekkür ediyorum emeği geçenlere.
Mezbaha, ilimizde büyük sorun. Belediye Başkanımız Savaş Kalaycı’nın, aday adaylığı süreci içinde yaptığı açıklamayı anımsattı bana.
Kalaycı Başkan o tarihte: “Bu mezbaha Karaman’a yakışmıyor, projemizin içinde, hemşehrilerimiz bize başkanlık görevini tevdi ederlerse, hemen modern bir mezbaha yapacağız.” demiş zamanında.
Yıllardır konuşulur, mevcut mezbahanın hijyenik olmadığı, mağduriyet olmaması için göz yumulduğu iddiaları.
Kim neden göz yumuyor onu da anlamış değilim aslında. İnsan sağlığını bozacak icraatlara; göz yummak kimin ne haddine.
Kasaplar mağdur olurlar söylemleri ön plana çıkıyor. Biz kimsenin mağduriyet yaşamasını elbette istemeyiz. Ancak, Karaman halkı adına Sağlık istiyoruz. Hemen mezbaha denetlesin ve sağlık ise bu raporu da kamuoyu ile paylaşılsın ki, endişelerimiz ortadan kalksın.
Mezbaha konusu kimin meselesi bilmem. Her konuda şehir adına büyük duyarlılık gösteren Valimiz Tuncay Akkoyun’a yine büyük bir görev düşüyor. Milletvekilleri mi, Siyasi partilerdi mi, Belediye mi, Özel İdare mi, bu işin muhatabı STK’lar mı bilmiyorum, her kesimin bu şehrin menfaati için elini taşın altına koyması gerekiyor. O makamlarda bu şehre hizmet için oturduğunuzu unutmayın.
KARAMAN FK GERÇEĞİ!
Geçen yıl bu zamanlardı.
İsmi Karaman Belediyespor olan temsilcimiz futbol takımı 3.ligde ilk yarıyı bitirmiş, son sıralarda yer alıyor, kulübe transfer yasağı gelmiş, futbolcuların alacakları ödenememiş, bakkal ve markete borç yüzünden esnaf mal vermez duruma gelmiş, kulüp binasında yemek çıkarılmaz halde. İlk yarı sona ermiş, tüm takımlar 2. yarı için Antalya’da kamp yeri ayarlarken, bizim için kamp hayalden öteye geçmeyen bir icraat olarak karşımıza çıkıyor. Bu yıl küme düşmez isek en büyük başarı bizimdir sözleri nakarat halinde söylenmişti.
Aradan tam 1 yıl geçti. Mehmet Ali Han ve Süleyman Han Karaman’a adım attı, bu şehrin üzerine bir güneş gibi doğdular. Her türlü ayak oyunlarına karşı sunulan şartların hepsini kabul ederek, yönetime seçildiler. Önce bir mucizeye imza atarak, takımı ligde tutmayı başardılar.
Kısa sürede sıfırdan bir takım kurdular, tamamını da ceplerinden karşılayarak takım ligin ilk haftasında liderlik koltuğuna oturdu.16 hafta zirvede kalarak bir rekora imza attı ve ilk devreyi en yakın rakibinin önünde 1 puan önünde tamamlayarak, şampiyonluğun en güçlüsü olduğu haykırdı. Hem de 100 milyon üzerinde para harcayarak kurulan, bir takımı eze eze yenerek, 2 puan fark atarak. Teknik Direktör Zafer Hızarcı’ya altın takım hocası ödülünü ne siz ne Zafer Hızarcı’nın babası verdi. Bu ödül durup dururken sizlerin eleştirdiği Hızarcı’ya boşu boşuna gelmedi.
Karaman FK, Türkiye’de borcu olmayan nadir takımlardan bir tanesi haline geldi. Futbolcular, Teknik heyete ne maaş ne prim ne maç başı borcu yok. Başımızı ağrıtan esnaflara yani piyasaya ödenecek kuruş borcu yok.
Mehmet Ali Han önderliğinde gıpta ile bakılan bir kulübüz şu anda.
İkinci yarı hazırlık kampı için Antalya’da, Süper lig takımlarının kamp yaptığı otelde yerimiz ayrıldı, mükemmel bir çalışma ortamı sağlandı. Geçen yıl bu zamanlar ise, kampa giden takımların arkasında hayranlıkla bakan bizden başkası değildi. M. Ali Han ile birlikte tablo tersine döndü ve şimdi Türkiye, Karaman’ı hayranlıkla izliyor.
Bunu gerçekleştiren, bir şehrin kaderini değiştiren Mehmet Ali Han oldu. Bir kişinin, bir kentin geleceğine damga vurması her halde bu olsa gerek.
Bu geçeklere rağmen hala içimizdeki ‘İrlandalılar’ boş durmuyor, takımın tökezlemesi için adeta dua ediyorlar. 17 haftadır liderlik koltuğunda oturan ve ilk yarılı lider tamamlayan bir takımın ne oyun sistemi kalıyor ne anlayışı ne taktiği ne prim sistemi. Peki sormazlar mı adama, bu takım değil midir bu kadar puanı toplayıp ligdeki tüm ekipleri altına alan. Zafer Hızarcı yönetiminde 17 haftadır zirvede kalan bu oyuncular acaba hangi teknik, hangi taktik ve anlayışla bunu gerçekleştirdi. Onlara göre şansa, bazılarına göre balına buralardaymışız. Eleştirenlere bakıyorum da ha bir futbolla ilgileri olsa, soksan girmez futbol bilgisi onlara aslında. Hasbelkader, tesadüfen gelinen yerler, sizlerin bilgisini göstermez, çünkü oralara nasıl geldiğinizi herkes çok iyi biliyor. Acaba küçüklüğünüzde beri ayağına hiç futbol topu değdi mi, mahalle arasında bile olsa taşlardan oluşturulan kalelerde, iki kornerin bir penaltı yaptığı sokak maçlarında oynadınız mı? Topu görseniz bomba diye aslında sizin gideceğiniz yer Çarşı polis karakolu. Bu takım şampiyon olamaz diye şimdiden ahkam kesenler, bilsinler ki bu şehrin düşmanı sizlersiniz. Dışarıda aramaya gerek yok, içimizde siz kötü, art niyetliler yeter bize ama, merak etmeyin bu takım rakiplerinde, sizlerin de hakkından gelecek, en güzel cevabı sezon sonunda verecektir.
“Biliyorsan konuş âlim sansınlar, bilmiyorsan sus da adam sansınlar."