Sene başından bu yana sıcak demediniz soğuk demediniz, gece demediniz gündüz demediniz, hafta içi demediniz hafta sonu demediniz; ders çalıştınız, test çözdünüz ve deneme sınavlarına girdiniz. “Önce şu YGS’yi halledeyim, LYS’lere sonra bakarım” diyenleriniz de oldu, her ikisini birlikte yürütmek isteyeniniz de.
Yazdı güzdü derken kış ayları geldi. . Ama sizin kafanızda yine YGS yine LYS, yine test yine soru. “Önce şu 9. Sınıfı bir tekrar edeyim” kaygıları, yerini “ama 10-11-12. sınıf konuları da YGS’den sonra yetişmeyecek” endişelerine bırakıyor. Test sonuçları, alınan puanlar, puanların bölümlerin 2012 taban puanlarına bakılarak girmek istediğiniz üniversiteye yetip yetmediği kaygısı, her şey birbirine girmiş durumda.
ÖSYM’nin 2013 YGS/LYS Kılavuzunu yayınlamasıyla bu heyecan biraz daha arttı.
Yılgınlıklarınızı, yorgunluklarınızı çok iyi anlıyorum.
Milenyum çağı çocukları olarak gezmek, bilgisayarda internette oyun oynamak, arkadaşlarınızla vakit geçirmek, spor yapmak, televizyon izlemek, facebook’ta twitter’da saatlerce takılmak istiyorsunuz.
Ama tüm bu isteklerinizin yanında ulaşmanız gereken de bir hedef var. İsteklere biraz ket vurmakta ve ödün vermekte sakınca yok.
Çalışmaya test çözmeye devam. Önce 24 Mart’ı atlatacak, ardından 15-16-22-23 Haziran’ları halledeceksiniz.
13 Temmuz 2013’te hak ettiğiniz puanları aldığınızda her şeye değdiğini göreceksiniz.
Bu noktada sizlere başarınızı arttıracak naçizane birkaç öneride bulunmak isterim.
Halletmeniz gereken iki aşama olduğunu asla unutmayın. Evet, şu an yoğunluk ve odak YGS-2013’te olabilir ama LYS-2013’leri de yanına eklemeye çalışmanızda yarar var. Çünkü 25 Mart – 15 Haziran aralığı sürenin kısalığı nedeniyle, tüm LYS konuları için daha çok özveri gerektirebilir. Hiç değilse bir kısmını 24 Mart’tan önce hallederek, YGS sonrası yükünüzü biraz da olsa hafifletmiş olun.
Puanlarınıza bakarak sürekli “olmayacak, istediğim yeri kazanamayacağım” demek yerine, eksik puan aldığınız test ve sınavlarda hangi konularda eksik olduğunuzun analizlerini yaparak elinizden geldiğince eksik kapatmaya çalışırsanız daha sağlıklı olur.
Konuları anlamadan soru çözmenin bir yararı olmaz. Konuları mutlaka öğrenmeye çalışın. Ama bol soru çözerek hem pratik kazanmanız hem de sınava antrenmanlı girmeniz gerektiği gerçeğini de unutmayın.
Sınavda soruların dağılımı genelde % 70 normal – kolay – çok kolay sorulardan oluşuyor. Kaygılanmayın bu soruları rahatlıkla yapacaksınız. Yarışta daha da ileri puanlar hedefleyenler için de % 30 zor-çok zor sorular bulunduğunu unutmayın.
Daha gerçek sınav olmadan, deneme sınavı sonuçlarına, şu anki tabloya bakarak şimdiden oldu ya da olmadı yargıları doğru değil. Çalışmayı soru çözmeyi sürdürmelisiniz.
Konuların çokluğuna bakarak ümitsizliğe kapılmanın bir yararı yok size. Kalan zamanı iyi değerlendirirsek önümüzde yeterli bir süre var.
Zamanı etkin değerlendirmeye bakın. Kendinize zaman ayırmayın diyemem. Bu haksızlık olur. Ama özveri çıtanızı bu yıla özgü yüksek tutmanız size şimdi sıkıntı gibi görünse de ilerisi için güzellikler kazandırır.
Zaman yönetimi becerisi olanlarınız hem YGS/LYS hazırlığı yapıyor hem az da olsa, dengeli bir biçimde kendine zaman ayırabiliyor ve sevdiği şeyleri de yapabiliyor.
Puanlar ve sonuçlar ne kadar düşük olursa olsun, pes etmeyin, çalışmaya ve mücadeleye devam edin. Gerçek sınavda her yaptığınızın karşılığını net net, puan puan mutlaka alacaksınız.
Hocalarınızdan, rehber öğretmenlerinizden destek almaktan çekinmeyin. Onların deneyimlerinden yararlanın.
Ola ki bunalır ve sıkılırsanız, kendinize kısa soluklanma aralıkları verip, çalışmaya öyle devam edin.
Unutmayın 2 milyona yakın arkadaşınız da aynı sıkıntılardan muzdarip. Yalnız değilsiniz. Her aday aynı sorunlarla boğuşuyor. Kazananlarınız, bu engeller karşısında pes etmeyenleriniz olacak.
Hepinize başarılar diliyorum. Sağlıcakla kalın…