Yetimlik, bir çocuğun anne veya babasını kaybetmesiyle başlar ama toplumun ona nasıl sahip çıktığıyla şekillenir. Yetimler, sadece acınacak çocuklar değildir; doğru yönlendirildiklerinde tarihe yön verecek dahiler de olabilirler. Mimar Sinan, Albert Einstein, Sokrates ve Hz. Muhammed gibi isimlerin ortak noktası yetim olarak büyümüş olmalarıdır.Tarih bize göstermiştir ki büyük fikirler, büyük baskılar altında doğar. Yetim bir çocuğun yaşadığı zorluklar, onu doğru şekilde yönlendiren bir sistemle birleştiğinde insanlığa büyük katkılar sunacak bireyler yetişebilir. Ancak bunun için yetim çocuklara sadece şefkat göstermek yetmez, adaletli bir sistem kurmak gerekir.Bu gerçekler, Dünya Yetimler Eğitim Vakfı (DÜNYEV) tarafından 27 Şubat’ta Karaman’da düzenlenen "Yetim Hakları ve Hukuki Güvence Paneli"nde bir kez daha gündeme geldi. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi SKS Salonu’nda gerçekleştirilen panelde, yetim haklarının anayasal güvence altına alınması için önemli fikirler tartışıldı.

Panele, Prof. Dr. Aliye Çınar, Doç. Dr. Şemseddin Kırış, Doç. Dr. Okan Celal Güngör, Doç. Dr. Nezir Ekinci, Doç. Dr. Murat Gök, Prof. Dr. Mehmet Mercan, Öğr. Gör. Büşra Çeliköz, İmam Hatip İbrahim Tuncel, Karaman İl Müftü Yardımcısı Mehmet Emin Şahin ve Edebiyat Öğretmeni Bünyamin Ceyhan gibi isimler katılarak yetim hakları, eğitim, istihdam ve sosyal destek mekanizmaları üzerine önemli görüşler sundular.

Panelde sunulan bildiriler, detaylı bir rapor haline getirilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulacak. Bu çalışmalar sonucunda, yeni anayasa taslağına yetim hakları ile ilgili özel bir maddenin eklenmesi hedefleniyor. Karamanoğlu Mehmetbey Gazeteciler Cemiyeti Üyesi ve www.gazeteanadolu.com haber sitesi muhabiri olarak katıldığım bu panele ilişkin bende oluşan sonucu sizlere aktarmak istiyor ve bu panel vesilesiyle anayasamıza kapsamlı bir yetim maddesi eklenmesini diliyorum.
YETİMLİK EŞİT DEĞİLSE, ADALET NEREDE?
Devlet korumasındaki çocuklar, Sevgi Evleri'nde büyüdüklerinde kamu kurumlarında istihdam hakkına sahip olabiliyorlar. Bu önemli bir destek. Ama ya aileleri yanında veya akrabalarının himayesinde büyüyen yetimler?Yetim yetimdir! Onun nerede büyüdüğü, yaşadığı zorlukları değiştirmez. Devletin, yetimleri Sevgi Evleri’nde kalanlar ve kalmayanlar olarak ikiye ayırması adaletsizliktir. Yetim çocukların tamamına eşit istihdam hakkı verilmelidir.
YETİM VERGİSİ: TOPLUMSAL BİR SORUMLULUK
Yetimlerin barınma, eğitim ve psikososyal desteğe ihtiyacı var. Bugün devlet desteği yetersiz ve sivil toplum kuruluşları maddi sıkıntılar nedeniyle yeterince etkili olamıyor. Oysa Osmanlı'da yetimlere yönelik vakıflar oldukça yaygındı ve bu vakıflar sadece devlet fonlarıyla değil, halkın bağışlarıyla ayakta dururdu.Bugün bu gelenekten ilham alarak Yetim Vergisi uygulaması getirilmelidir.
YETİM VERGİSİ NASIL UYGULANMALI?
Yetim Fonu kurulmalı ve bu fon tüm yetim çocuklara adil bir şekilde dağıtılmalı.Yetim fonuna bağış yapan şirketlere vergi teşviki sağlanmalı.Çalışan her vatandaştan yetim vergisi kesilmeli.Eğer devlet "hem ana hem baba" olarak toplum tarafından isimlendiriliyorsa, o zaman çalışan evlatlarından anasını babasını kaybeden evlatlarına bu vergiyi aktarmalıdır. Devlet çalışan vatandaşlarından alınan yetim vergisini, yetim fonuyla birleştirerek gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırmalıdır.
YETİM VERGİSİ’NE DESTEK VEREN ŞİRKETLER VERGİDEN MUAF OLMALI
Vergi teşvikleriyle yetimlere yardım eli uzatmak, sadece bir sosyal sorumluluk değil, aynı zamanda toplumsal bir sigorta olmalıdır.Yetim fonuna bağış yapan şirketler, kurumlar vergisinden indirim almalı.Şirketler, sosyal sorumluluk projeleri kapsamında yetimler için özel eğitim ve istihdam programları oluşturmalı.Yetimler adına yapılan her proje devlet tarafından desteklenmeli.Bugün yetim fonu için anayasaya her çalışan vatandaştan yetim vergisi alınacağına dair bir madde konulacak olsa illaki bu maddeye itiraz edecek olanlar çıkacaktır. Ancak unutmayın ki yarın herkesin çocuğu veya torunu yetim kalabilir. Yetimlik, kimsenin tercih edebileceği bir kader değildir. O yüzden bu fon bir yük değil, toplumsal bir güvence olarak görülmelidir.
KURAN’DA YETİM HAKLARI: İLAHİ BİR EMİR!
Yetimlere sahip çıkmak sadece bir vicdan meselesi değil, aynı zamanda ilahi bir sorumluluktur. Kuran’da tam 22 ayette yetimlerden bahsedilir."Yetimi sakın ezme." (Duha Suresi, 9. Ayet)"Mallarını yetimlere verin. Temizi pis olanla değiştirmeyin. Yetim malını kendi malınıza katarak yemeyin, çünkü bu büyük bir günahtır." (Nisa Suresi, 2. Ayet)"Yetimlere mallarını verin ve büyüdüklerinde haklarını onlara teslim edin." (En’am Suresi, 152. Ayet)Bu ayetler, yetimlere sadece merhamet göstermeyi değil, onların haklarını korumayı, mallarını gözetmeyi ve onları hayata kazandırmayı emrediyor. Yetimlere karşı yapılacak her haksızlık, aynı zamanda ilahi bir hesaplaşmaya davetiye çıkarmaktır.ADEM DEMİREL
Devlet yeterince vergi alıyor aldığı vergiden yapsın yapacaklarını. Saçma sapan şeyler çıkarmayın.