Son günlerde gençler arasında yaşanan acı olaylar yürekleri dağlıyor. Karaman’da bir lisede, daha 16- 17 yaşlarındaki iki genç arasında çıkan sözlü tartışmanın silahlı saldırıya dönüşmesi, hepimize bir kez daha endişe verici bir tabloyu hatırlattı. Ülkemizde giderek artan bu tür vakalar, ulusal medyada sıkça yer buluyor. Peki, neden? Bu sorunun cevabı, aslında temelde eksikliğini hissettiğimiz “eğitim” ve “terbiye” kavramlarında gizli.
Toplumun en temel yapı taşı olan aile, çocuğa ilk değerleri aktaran yerdir. Ahlaki bir duruş sergileyen, toplumun değerlerine saygılı bir birey olarak yetiştirilen çocuklar, sağlıklı bir toplumun da temelini oluşturur. Ancak bu değer aktarımı yalnızca aile ile sınırlı kalmamalıdır. Eğitim kurumları da gençlerin ahlaki ve sosyal gelişiminde büyük bir role sahiptir. Öğretmenler, gençlerin taze zihinlerini erdemli ve ahlaklı bireyler olarak şekillendirecek yöntemler geliştirmelidir. Bu şekilde toplumda sağlam bir ahlaki temel oluşturulabilir.
DEĞERLERLE BİRLİKTE CANLAR DA YİTİRİLİYOR
Ancak bugün gençlerin karşı karşıya kaldığı tablo, bizlere çok farklı bir noktayı işaret ediyor. Uyuşturucu, fuhuş, dolandırıcılık ve şiddet gibi karanlık tuzaklara düşen genç nesil, değerlerini yitirmenin eşiğinde. Öz değerlerimizle bağımızı yeniden güçlendirecek çözümler üretmek ve çocuklarımıza daha aydınlık bir gelecek sunmak için harekete geçmeliyiz. Bu süreçte toplumun her kesiminden insan, gençlerimize sahip çıkmak ve onları doğru yönlendirmekle sorumludur.
AHLAKİ PUSULAMIZI KAYBEDİYORUZ
Özellikle Kur’an’dan uzaklaşan bir toplumun, ahlaki pusulasını kaybettiği gerçeği gün gibi ortada. Hayat kitabımız olan Kur’an’ı rehber edinen bir toplum, sorunlarla daha güçlü ve sabırlı bir şekilde baş edebilir. Aksi halde, bireyler ruhsal çöküntüye, ahlaki yozlaşmaya ve toplumsal yıkıma sürükleniyor. Ailede, okulda ve sosyal yaşamda gençlerimize sağlam bir ahlaki temel vermek, onların daha sağlıklı bireyler olarak yetişmesini sağlayacaktır.
Yorumlar
Kalan Karakter: