Gazete Anadolu haber sitemizin Yazı İşleri Müdürü Adem Demirel, bir ortaöğretim kurumunda çıkan silahlı kavga sonucu yaşanan can kaybını işaret ederek, toplumun ahlaki değerlerden nasıl hızla uzaklaştığına dikkat çekti. İşte Demirel’in kaleme aldığı “Asıl katil kim” başlıklı o yazı…
---
Karaman’da yaşıtlarıyla okula giden bir öğrencinin yine aynı okulda öğrenim gören başka bir öğrenci tarafından hayatına son verilmesi, gençlerimiz arasında şiddetin boyutunun geldiği seviyeyi gösterirken; eğitim sistemimizin ve aile kurumumuzun içindeki derin sorunları da gün yüzüne çıkarıyor.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın hızla dava sürecine müdahil olacağını açıklaması, olayın ciddiyetini ve devletin sorumluluğunu vurgulasa da burada “Asıl katil kim” sorusuna bir yanıt aramalıyız.
KRİZİN ASIL ADI “GÜVENLİK” DEĞİL “AHLAKİ EĞİTİM” DİR
Toplum olarak çözümü güvenlik önlemlerinde arıyor, okullarımıza x-ray cihazları koymayı ve güvenlik görevlisi istihdam etmeyi tartışıyoruz. Ancak bu önlemler, eğitimin özüne yapılacak bir hakaretten başka bir şey değil. Bu yaklaşım, sorunların yalnızca yüzeyini örtmeye yönelik bir çözüm önerisidir. Güvenlik tedbirleri elbette ki önemlidir; ancak bizlerin sorgulaması gereken, neden bu gençlerin erdemli, sağduyulu bireyler olarak yetişemediğidir. Eğer eğitim kurumları çocuklarımızın ellerine silah değil, ahlak ve sevgi vermekten aciz duruma gelmişse, sorunun köklü çözümü fiziksel önlemlerle mümkün olmayacaktır.
AHLAKİ KRİZ AİLEDE BAŞLIYOR
Toplumun en temel yapı taşı olan aile, çocuklara ahlaki değerleri aktaran ilk eğitim merkezidir. Çocuklarına sevgi, saygı ve sorumluluk gibi değerleri verebilen aileler, sağlıklı bireyler yetiştirme yolunda önemli bir rol oynar. Ancak günümüz toplumunda, birçok ailenin çocuklarına bu temel değerleri aşılamadığına şahit oluyoruz. Aile içindeki kopukluklar ve bireyselleşme, aile bireylerinin birbirine örnek olamaması, çocukları boşluk içinde kaybolmaya ve şiddete, öfkeye sürüklüyor. Gençlerimiz ahlaki rehberlik yerine, giderek yozlaşan bir toplumun örneğini alıyor. Bu boşluk, onların hayatlarını daha da karmaşık ve çaresiz hale getiriyor.
OKULLARDA ŞİDDET VE AHLAKİ ÇÖKÜŞ
Ahlaki değerler ile beslenmeyen bir eğitim sistemi, gençleri bilgiyle donatsa da sağduyulu ve erdemli bireyler olmalarını sağlayamaz. Eğitimin yalnızca akademik başarıyla sınırlı kalması, gençlerin hayatın gerçeklerine hazırlanmalarını engelliyor. Öğretmenler, yalnızca ders anlatan değil, aynı zamanda değerler ve erdemler sunan rehberler olarak toplumun öncüleri olmalıdır. Okullarda şiddetin ve ahlaki olmayan durumların ortadan kalması için empati, dürüstlük ve saygı gibi değerlerin öğrencilere öğretilmesi, gençlerin sağlam bir karakter geliştirmesi açısından kritik önemdedir. Eğitim sistemimizin yeniden yapılandırılması, ahlaki ve toplumsal değerlerin gençlere aktarılmasında büyük bir adım olacaktır.
TOPLUM DA BU SUÇA ORTAK OLUYOR
Günümüzde birçok genç, uyuşturucu, dolandırıcılık ve şiddet gibi karanlık tuzaklara düşüyor. Değerlerini kaybetmenin eşiğine gelen bu gençlerin hayatları, ailede ve okulda alamadıkları ahlaki değerler nedeniyle büyük bir boşluk içinde sürükleniyor. Ancak bu noktada yalnızca gençleri suçlamak doğru olmaz. Ahlaki değerlerden uzaklaşan bir toplum olarak, bizler de bu suçun ortaklarıyız. Toplum olarak çocuklarımıza ve gençlerimize sahip çıkmakla, onlara güvenebilecekleri ahlaki bir temel sunmakla yükümlüyüz. Yani sorunun gerçek çözümü, gençleri karanlık tuzaklardan uzak tutacak ahlaki ve toplumsal değerlere hakkıyla dönmemizdir.
Yorumlar
Kalan Karakter: