Buğdayda kuraklık krizi yaşanıyor. Geçen yıl 22 milyon tonla rekor üretime ulaşan buğdayın bu yıl 17.3 milyon tona gerilemesi bekleniyor. Ulusal Hububat Konseyi’nin hazırladığı rapora göre, İç Anadolu, Ak, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri kuraklıktan en fazla etkilenen bölgeler . Ulusal Hububat Konseyinin hazırladığı rapora göre, tarımsal kuraklığın yüzde 25- 30’luk üretim düşüşüne ğu ifade ediliyor. Raporda, “Türkiye’de uzun yıllar ortalaması 20 milyon ton buğday üretiminin, 17 milyon 348 bin ton olacağı tahmin edilmektedir” denildi.
Ulusal Hububat Konseyi Raporu’na göre ülke genelinde Ekim 2013-30 Nisan 2014 arasındaki dönemde şiddeti bölgelere göre değişmekle birlikte meteorolojik kuraklık yaşandığı, İç Anadolu, Ak, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde meteorolojik kuraklık yanında kışlık hububat için tarımsal kuraklığın da oluştuğu, bu alanlarda kuraklık yanında soğuk zararı da dikkat çekici boyutta . Kara Bölgesi ve Ege Bölgesi’nin iç geçit kısımlarında tarımsal kuraklık görüldü.
Bundan 10 yıl önce 9 milyon hektar buğday ekim alanının, giderek azaldığı ve 7.7 milyon hektar civarına düştüğü raporda özetle şu görüşlere yer verildi:” Buna rağmen gerek yeni çeşitlerin ıslahı gerekse yetiştirme tekniklerindeki gelişmeler, ekim nöbeti ilkelerine uyulması ve benzeri ler ile birim alanda verim giderek arttığı için, üretim düşüşü yerine artışlar görülmüştür. Ancak gelinen noktada nüfus artışı, göçmen nüfus, artan turist sayısı, dışarıya yapılan yardımlar ve çevremizde yaşananlardan dolayı üretimden düşen ve Türkiye’den gelecek gıdalarla beslenmek durumunda lar komşu ülkelerin insanlar ile tüketim öngörülenin çok üzerinde gerçekleşmektedir. Bu le buğday ekim alanlarında sınır değerlere ulaşılmış olup, bunun altına düşen ekim alanları kurak yıllarda üretim yetersizliği sorununun beraberinde getirecektir.”
Destekler bölgesel bazda verilmeli
Buğdaya yapılan desteklerin bölgesel farklılıklar da göz önünde bulundurularak artırılması gerektiğine dikkat çekilen raporda, "Örneğin Orta Anadolu’da dekara 250 kilo verim düzeyi ile, buğdaya yapılan destek dekar başına 33,1 liradır. Mazot desteğinin dekara 4.6 liradan 7 liraya, fark ödemesi desteğinin kilo başına 5 kuruştan 8 kuruşa çıkarılması halinde dekar başına destek 43 liraya yükselecektir. Bu önemli bir destek olarak değerlendirilmektedir. Diğer bölgelerde ise verim düzeyleri dikkate alınarak bir düzenleme yapılmalıdır” görüşüne yer verildi.
Sap-saman krizi yaşanabilir
Raporda kuraklığın yem sektörünü de olumsuz etkileyeceğine vurgu yapıldı. Genel olarak kuraklığın şiddetli ğu bölgelerde olmak üzere tüm ülke genelinde boy kısalığı dikkate alınarak kuraklık durumunun devamı halinde ülke genelinde önemli bir sap-saman sıkıntısı olmaması için şimdiden alternatif yem kaynaklarının programlanması önerilen raporda şöyle denildi: “ Uygun bölgelerde; silajlık mısır, sorgum, sudan otu melezi, fiğ, yem bezelyesi gibi bitkilerin silaj ve balya amaçlı ikinci ürün olarak ekilmeleri yönünde projeler üretilmesi, uygun tüm bitkilerin anız ve hasat artıklarının azami düzeyde balya, saman olarak değerlendirilmesi yönünde çalışılması gerekmektedir. Anız yangınları olmaması için kamu spotları hazırlanabilir.”
Buğday 75 milyona yetmeyecek
Türkiye’nin 2013 yılı buğday üretiminin rekor düzeyde, 22 milyon ton olarak gerçekleştiği ancak buna rağmen buğday fiyatının arttığı hatırlatılarak geleceğe ilişkin şu değerlendirme yapıldı: “Bu rekor üretime rağmen dünyadaki trendin aksine buğdayda fiyat artışının gerçekleşmesi 75 milyonu dikkate alan bir hesabının yanlışlığını ortaya çıkarmaktadır. Ülke nüfusu ile kayıtlı, kayıtsız göçmenlerin sayısı, turist sayısı ve iç ve başka lerle üretimden düşen çevremizdeki ülkelerde buğdaya ihtiyaç duyanların sayısı, yardımların yapılanların sayısı belirlenerek üretim hedefinde dikkate alınması doğru olacaktır. Bu durumda üretimin muhtemelen 85-90 milyona göre planlanması gerekecektir.” Raporda ayrıca, nadas alanlarından yararlanmanın yollarının açılması için; doğrudan ekim, dikey toprak işleme, dip kazan çekimi gibi işlemlerin devreye sokularak bu alanlarda su ihtiyacı düşük; aspir, macar fiği, kışlık yem bezelyesi, mercimek, nohut gibi bitkilerin yetiştirilmesini sağlayacak projeli çalışmaların başlatılmasının hayati önem taşıdığına da vurgu yapıldı.
İÇ ANADOLU:
Ekim 2013-30 Nisan 2014 döneminde 190 mm yağış düşmüş, 284 mm uzun yıllar ortalamasının yüzde 33 altında gerçekleşmiştir. Bölgede lokal alanlar dışında meteorolojik kuraklık söz konusudur. Ayrıca mart ayı sonundan 5 Mayıs’a geçen yaklaşık 45 günlük sürede bölgeye düşen yağış miktarı son derece kısıtlı olup, mart ayında yaşanan toparlanma, yerini yeni bir kuraklık sürecine bırakmıştır. Bölgede toplam üretimin yaklaşık yüzde 75’ini oluşturan kuru tarım alanları kuraklıktan tam olarak etklenmiştir. Kuraklığın en belirgin etkisi boy kısalması olup, bazı tarlalarının bu sebeple hasat edilemeyeceği düşünülmektedir.
Yorumlar
Kalan Karakter: