Seçmen dilediği adayları yazarak
oy pusulası drmakta serbest ğu gibi, basılı oy pusulasında yazılı isimlerden dilediğini silebilmiş ve yerlerine başka adayların isimlerini yazabilmiştir.694
Seçimlerden önce nasıl bir sonuç çıkacağı pek kestirilememiştir. MBK üyesi-Tabii Senatör Osman Köksal Meclisin bir odasında İsmet İnönü'ye seçimlerin sonuçlarını nasıl tahmin ettiğini, seçimlerden sonra rejimi nasıl yerleştireceklerini sormuş, İnönü kısaca şu cevabı vermiştir:
Dürüst bir seçim olacağına inanıyoruz. Esasen seçimler üzerinde münakaşa
olursa rejimi yerleştirmekte çok güçlük çekeriz. Seçimlerin neticelerine gelince; üç şekilde seçimler tecelli edebilir. Birinci şekil: CHP iktidara gelebilir. Çalışır rejimi
yerleştiririz. İkinci şekil: Başka bir parti iktidara gelebilir; CHP muhalefette kalır,
yumuşak muhalefet yaparız; rejimi yine yerleştiririz. Üçüncü şekil: Hiçbir parti
iktidara gelecek çoğunluğu sağlayamaz. Bu da ortak hükümetler kurarız;
690 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Resmi Gazete, 31.5.1961 No: 10816.
691 Cumhuriyet, 16.9.1961, s.1.
692 Eroğul, “Türk Anayasa Düzeninde…”, s.17.
693Abadan, “Anayasa Hukuku…”, s.86.
694 Hikmet Sami Türk, “Türk Seçim Sisteminde Oy Hakkı”, AÜHF Dergisi, C:XXVI, No: 3-4, 1969, s.79-114
çetin ve zor bir şekildir. Fakat bütün gayret ve enerjimizi rejimin yerleştirilmesine sarf eder ve rejimi yine yerleştiririz. 695
Seçim öncesinde İnönü Taksim'de büyük bir miting yapmış, seçim kampanyası boyunca çok saldırıya uğradıklarını ama yılmadıklarını belirtmiştir. Bir İngiliz gazeteciye verdiği demeçte de seçimden galip çıkacaklarından ümitli ğunu ifade etmiştir.696 AP cephesi ise seçim kampanyası süresince İsmet İnönü'yü eleştirmiş ve bazı gazeteleri komünistlikle suçlamıştır.
Bu arada sürekli olarak gazetelerde AP'lilerin tutuklandığı yolundaki haberler de AP'lileri sıkıntıya sokmuştur.697 Yapılan Cumhuriyet Senatosu seçiminden 150 üyenin dağılımı şu şekilde olmuştur: AP'nin 71, YTP'nin 27 Senatörlüğüne karşı, DP'ye karşı eski muhalefeti
temsil eden CHP 30 ve CKMP 16 senatörlük almıştır.698 Seçim sonuçları beklendiği gibi olmuştur. Siyasi partiler hiçbir partinin tek başına iktidarı elde edememesi üzerine daha çok yeni kurulacak hükümet ve koalisyon arayışlarıyla meşgul olmuşlardır. Partiler arası yapılan görüşmeler sonucunda Cumhuriyet tarihinin ilk koalisyon hükümeti CHP-AP Hükümeti kurulmuştur.699
15 Ekim'de yapılan seçimlerin ardından 25 Ekim 1961'de Meclis ve Senato açılmıştır. Bu kritik 10 günde Silahlı Kuvvetler Birliği (SKB) adındaki ordu içinde organize bir grup sivil yönetime geçişi engellemek istemişlerdir. Sonunda partiler, MBK Başkanı Cemal Gürsel'i cumhurbaşkanlığına seçmeyi, Ağustos 1960'taki büyük tasfiye ile ordudan uzaklaştırılan subayları görevlerine iade etmemeyi, eski DP'liler için hemen bir af çıkarmamayı kabul etmişlerdir. Ayrıca İsmet İnönü'nün ilk sivil başbakan olmasını da kabul etmişlerdir. Bunun
sayesinde darbe tehlikesi atlatılabilmiş ve demokrasiye yabancı birtakım koşullar çerçevesinde de olsa, sivil yönetim kurulmaya başlanabilmiştir.700
Meclisin açılması biraz gergin olmuştur. Meclisin açılış gününe damgasını vuran manzara, halkoyu ile seçilen üyelerden oluşan TBMM'nin çevresinin ve Genel Kurul salonundaki dinleyici localarının askerler tarafından drulmuş olmasıdır. Bu şartlar altında açılan Meclis, Gürsel içeri girdiğinde ayağa kalkmış, ancak ayağa kalkmayan bir parlamenter,
açılış gününün manzarasını daha da ilginç kılmıştır. Milletvekili Emekli Tuğgeneral
Yusuf Demirdağ ayağa kalkmamış, en ön sıralardan salondakilerin hareketlerini kontrol eden tabii senatörlerden Sıtkı Ulay, Demirdağ'ın ayağa kalkmadığını görmüştür. Ulay'ın
Demirdağ'a ayağa kalkması için hakaret ederek bağırması ve seslenişin yakışıksız ifadeler içermesi iyle Meclisin açılış günü manzarasını tamamlayan unsur olmuştur.701
AP'li Senatör Prof. Celal Ertuğ702 anılarında Senatoya ilk gelişini anılarında şu şekilde anlatır:
Cumhuriyet Senatosuna gelişimiz, göreve başlamamız, heyecanlı serüvenlerle
renklenmişti. Senatoda Milli Birlikçilerle aynı sıraları paylaşıyorduk. Ancak tabii
senatör payesiyle meclislere prensler gibi yukarıdan bakan ihtilalcilerle uyum
içinde olmamız çok alacaktı. Onlar bizi aşağılamaktan, hakarete varan
695 CSTD, C:25, B:49, 3.3.1965, s.381.
696 Akşam, 13.9.1961, s.1.
697 Milliyet, 14.9.1961, s.1.
698 Cumhuriyet, 16.9.1961, s.1.
699 Cumhuriyet 17-21.1961, s.1.
700 Ahmad, a.g.e., s.225.
701 Sinan Onuş, Parola: İnkılap, İstanbul, Kaynak Yayınları, 2003, s.269.
702 Ertuğ 1961-77 Arası dönemde AP Senatörü, 1977-80 döneminde CHP Milletvekili ve Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı olmuştur..
tavırlarla küçümsemekten geri kalmıyorlardı. Hele ilk günlerde Senato girişçıkışlarında küfürler homurdanıldığı oluyordu. Parlamentonun koridorlarında,
lobilerde yabancılar gibi dolaşıyor, birbirimizi eski aşinalıklar dışında pek
tanımıyorduk.703
YTP'li Senatör Cemal Tarlan aynı süreçte MBK üyelerinin kendilerini resmen tehdit
ettiklerini ve “bu sefer Yassıada'yı da göremeden gidersiniz” klerini dile getirmiştir.704 Bütün bu lar rejimin normal haline dönmesinin biraz alacağının bir göstergesidir.
Yeni iki kademeli Meclis böyle bir ortamda ilk toplantısını yapmıştır. Ana sorun cumhurbaşkanını seçmek ve bir hükümet kurmaktır. AP içindeki aşırılar, cumhurbaşkanlığı adayı olarak Senatör Ali Fuat Başgil'i göstermek istemişler ve CHP ile yapılacak her türlü koalisyona karşı çıkmışlardır. Ragıp Gümüşpala'nın grubu Gürsel'i desteklemiş ve koalisyona
gitmeye sıcak bakmışlardır. Bunların sonucu olarak Başgil senatörlükten istifa etmiştir. Cemal Gürsel 607 oyun 434'ünü kazanarak Cumhurbaşkanı seçilmiştir. 705 Gürsel'e oy verilmesi için Meclise yoğun baskı yapılmıştır. Başka seçenek de görünmemektedir. AP'li Senatörlere göre Gürsel'in seçilme biçimi ve koşullar, çok rahatsız edicidir ve TBMM vesayet altına girmiştir.706
Bu ortamda hükümet kurma çalışmaları devam ederken, çeşitli görüşler ve alternatifler ortaya atılmıştır; ama asıl amaç İsmet Paşa başkanlığında CHP-AP koalisyonunu kurmak olmuştur.
Tabii senatörlerin istekleri de bu doğrultudadır. Nihat Erim; Sami Küçük, Suphi Karaman ve Suphi Gürsoytrak'la Akşam gazetesi yazarı Müşerref Hekimoğlu'nun evinde yaptıkları
toplantıda ordudaki cuntayı tasfiye için İsmet İnönü'nün Başbakan ve Senatör Kazım Orbay'ın ise Milli Savunma Bakanı olmasını istediklerini söyler:
"İnönü, üç-beş ay kalır, memlekete son hizmeti bu olur. Sonra çekilsin, Senato üyesi olarak
ömrünü tamamlasın!" ifadeleriyle de bunun bir memleket meselesi ğunu ifade ettiklerini aktarmıştır.707
Bu temaslar sürerken, gazetelerde bazı haberler çıkmıştır. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, Meclis ve Senato Başkanlarıyla yaptığı danışma toplantılarında; AP, CHP ve YTP'nin katılacağı bir hükümet ve rotasyon usulüyle yürütülecek başbakanlık fikrini savunmuştur. AP Merkez İdare Kurulundan 17 Kasım 1961 günü basına gönderilen bildiride, milletin
eğilimlerine uygun olarak AP, -Ragıp Gümüşpala'nın isteksizliğine rağmen- YTP'yi ve CKMP'yi kendisiyle koalisyon kurmaya davet etmiştir. AP'nin bu davetine YTP ve CKMP gerekli ilgiyi göstermedikleri için, hükümetin İsmet İnönü'nün başkanlığında AP ile CHP arasında kurulması kararlaştırılmıştır.708 MBK üyesi Tabii Senatör Kamil Karavelioğlu anılarında bu durumu şöyle anlatır:
Biz, Milli Birlik Komitesi üyeleri yeni hükümetin kurulması, özellikle hangi
partilere dayanacağı ve Başbakanın kim olacağı konularında büyük çaba sarf
etmekteyiz. Aslında görevini yüz akı ile tamamlamış; ihtilalle rejime el koyduğu
halde, ülkeyi sivil yönetime geçiren ve tüzel kişilik alarak geride hiçbir kötü iz
703 Celal Ertuğ, Çözümsüz Demokrasi, İstanbul, Bilgi Yayınevi, 1997, s.53.
704 Nihat Erim, Günlükler 1925-1979, C: II, İstanbul, Yapı Kredi Yayınları, 2005, s.741.
705 Ahmad, a.g.e., s.227.
706 Ertuğ, a.g.e., s.54.
707 Erim, a.g.e., s.741.
708 Sadettin Bilgiç, Hatıralar, İstanbul, Boğaziçi Yayınları, 1998, s.85.
bırakmayan insanlar olarak gönül huzuru ile Cumhuriyet Senatosunda yeni bir
görev sahibiyiz. Fakat günün koşullarında; iki büyük partiye dayanan bir hükümetin kurulması, başbakanın da tarihî kahraman İsmet İnönü'nün olması gerektiğini savunuyor ve bu önerimizi de her yetkiliye kabul ettiriyor, öyle olmasını da sağlıyoruz. Böylece yeni bir yapı ve yeni bir yönetimle Milli Birlik dönemi sona eriyor ve ülkemiz çok umut vaat eden sivil yönetime kavuşuyor ve tabii sonradan olacaklar o gün için kimsenin aklından geçmiyor...709
Sonunda CHP ile AP arasında mutabakat sağlanmıştır. 2 Aralık 1961 tarihinde yapılan güven oylamasına 450 üye katılmış, 351 oy kullanılmıştı. 269 kabul, 4 ret (YTP'liler tarafından verildi), 78 çekimser (çoğu AP'li) ve 1 katılmayanla birlikte hükümet güvenoyu almıştır.710 Bu oylamada CHP ve AP'nin toplam milletvekili sayısının 330 olmasına rağmen, güvenoyunda 269 kabul oyunun çıkması, AP'nin hükümetin kurulma aşamalarında başından beri sıkıntıları
ğunu ortaya çıkarmıştır. Bu sıkıntılar ise; AP'nin DP çizgisindeki siyasetini inkâr anlamına gelecek -koalisyon protokolündeki affa karşı çıkmamak, Yassıada Mahkemesi kararlarını eleştirmemek gibi- birtakım konulardan dolayı ortaya çıkmıştır.711
Bu hükümet dönemindeki en önemli olaylar 22 Şubat'ta Talat Aydemir ve arkadaşlarının darbe girişimi ve DP'lilerin affı konuları olmuştur. DP'lilerin affı ile ilgili çıkan tartışmalar sonucunda hükümet faaliyetleri 30 Mayıs 1962'de sona ermiştir. Bu hükümet, Türk siyasetinin en karmaşık dönemlerinden birisinde kurulduğundan yaklaşık 7 ay görev başında kalabilmiştir. Bu ise 1961-1965 dönemine yayılacak hükümet krizlerinin temelinde siyasi istikrarsızlığın ğunun göstergesidir.
27 Mayıs Sonrası Dönemde Gizli Yapılanmalar ve Darbe Girişimleri
Silahlı Kuvvetler Birliği'nin Kurulması
14'lerin yurtdışına gönderilmesi ve ardından büyük bir tasfiye girişimiyle 260 generalden 235'i ve 5000 albay ve binbaşı zorla emekli eden 3 Ağustos kararları,712 Türk ordusunun yapısını bir hayli değiştirmiştir. Bu ise ordu bünyesinde memnuniyetsizliklere olmuş ve kökleri 50'li yıllara dayanan orduiçi bir takım yapılanmalar, demok-ratik bir ortamın sağlanması ve askeri yö-netimin sivil yönetime devredilip sıkıyö-netimin rılmasıyla tekrar gün yüzüne çıkmışlardır. Bunlardan en önemlisi Silahlı Kuvvetler Birliği'dir (SKB).
14'lerin uzaklaştırılması ve yeni anayasanın şekillenmesi ile birlikte sivil yönetime geçişin hızlı bir ivme kazandığı izlenimi pek doğru değildir. Bu dönemde Silahlı Kuvvetler'de
sürece dair ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkmıştır. Zaten darbenin başından beri MBK'ye karşı oluşan bir antipati söz konusudur. İktidarın MBK uhdesinde olması, Silahlı Kuvvetler'de
kendilerinin iktidar çemberinin dışına atıldığı izlenimini ortaya çıkarmıştır. Muvazzafsubayların çoğuna göre, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları MBK'nin doğal üyeleri
olmalıdır.713 Var bu memnuniyetsizlik İstanbul ve Ankara'da ayrı ayrı yapıların
oluşumuna yol açtı. Silahlı Kuvvetler Birliği (SKB); İstanbul'da Refik Tulga ve Faruk
709 Karavelioğlu, a.g.e, s.168.
710 Cumhuriyet, 03.12.1961, s.1.
711 Bilgiç, a.g.e., s.86.
712 Zürcher, “Modernleşen Türkiye'nin…”, s. 354.
713 Akyaz, a.g.e., s. 149.
Gürler'in kurduğu yapı ile Ankara'da Talat Aydemir ve Dündar Seyhan'ın alt rütbeli 70 subay ile kurdukları “Mürted” grubunun bir araya gelmesinden oluşmuştur.
DEVAMI YARIN...
Yorumlar
Kalan Karakter: