Tüm yönüyle "KURAKLIK"

Okutur, gazetemizde sık sık dile getirdiğimiz su krizi ya da kuraklık konulu haberlerimizi destekler mahiyette bir yazıyı kaleme aldı. 
İşte Başkan Okutur’un gözünden “Kuraklık”
Yaşadığımız dünyada küresel ısınma kaçınılmaz bir gerçek haline gelmiştir. 
Hızlı gelişen sanayileşme, plansız kentleşme, fosil yakıtların kullanılması, orman alanlarının azalması gibi faktörüler gezegenimizin iklim dengesini alt üst etmektedir.
Küresel ısınmanın en büyük tahribatı doğaya olmaktadır. Artan sıcaklıklar habitatları ve eko sistemleri tehdit etmektedir. 
İklim sistemlerine etkileri ise; Küresel ısınma, kutuplardaki buzulların erimesi, düzensiz hava koşulları, aşırı sıcaklar, yoğun yağışlar ve uzun süreli kuraklıklar gibi olumsuzluklar yaşanır hale geldi. Bu durum göllerin kurumasına, birçoğunun da sularının çekilmesine neden oldu. Tarım olumsuz etkilendi, gıda üretimi zorlaştı ve maliyeti arttı, ekonomi ciddi anlamda etkilendi. 
Susuzluk sorunu artan sıcaklıklarla birlikte su kaynakları azalmakta, kuraklık bölgeleri genişlemekte içme suyu kaynakları ciddi tehdit altına kalmaktadır, hatta gelecekte savaşlara neden olacaktır.
2023 yılında su kaynaklarının kurumaya başlamasıyla, ülkemizde 10 büyük gölümüz kurumuş, 40’tan fazla gölümüzün ve barajımızın suyu azalmış, ciddi bir susuzlukla karşı karşıya bulunmaktayız. Kuraklık turizm alanlarını, su ve deniz kıyılarında bulunan turizm tesislerini olumsuz etkileyecektir. Susuzluk topraklarda çölleşmeyi artıracaktır. 
Tarım, sulama sorularıyla karşılaşmakta bu da gıda üretimini olumsuz etkileyerek gıda fiyatlarının yükselmesine sebep olmaktadır. Tarım alanları büyük tehlike içinde olup hızla azalmaktadır. 
Denizlerde küresel ısınma etkisiyle, karbondioksit emisyonları okyanuslarda emilir, suyun asidik olmasına neden olur, bu asidik ortam birçok deniz canlı türünü yok eder.
Her sene artan sıcaklıklar, iklim değişiklikleri ve dengesiz hava koşullarının oluşmasına, şiddetli yağışlar, fırtınalar, kasırgalar yaşanmasına sebep olmaktadır. 
Kuraklık ve rüzgarın etkisiyle orman yangınlarının daha çok olması sebebiyle eko sistemleri, biyo çeşitliliği ve birçok canlı türlerini de olumsuz etkileyecektir. Susuzluk, kuraklık ve gıda sorunu olan ülkelerden açlık nedeniyle ciddi göçler başlayacaktır. 
Dünyanın ısınması o kadar tehlikeli duruma geldi ki, topluma okullarda, üniversitelerde seminer ve panellerle çevre eğitimi verilerek bilinçlendirmek, yeşil alanların korunmasının artırılması, şehirlerin master planları ve çevre düzeni planları yapılarak insanların yaşam konut ve sosyal alanlarının belirlenmesi, turizm alanlarında AGRO (Çiftlik) turizmine önem verilmesi, GES (Yenilenebilir) enerjilerin teşvik edilmesi, geri dönüşüm ve sıfır atık uygulamalarının yaygınlaştırılması, damlama sulama sistemleri kullanılarak eko tarım yapılması, kimyasal ve elektronik atıkların belirli yerlerde toplanması, yerel sürdürülebilir ürünlerin desteklenmesi, topluma dengeli sürdürülebilir beslenme alışkanlıklarının kazandırılması ve kullanım sularının dikkatli kullanılması gibi farkındalık yaratabiliriz. 
2024 yılının; sorunları olmayan bir yıl olması dileğiyle, güzel yurdumuzda Cumhuriyetimizin 100 yılının ülkemize bereket ve güzel günler getirmesini dilerim.