Tüccar: "Biz de rızkımızın peşindeyiz"

Karaman Ovasında hasat sezonunun başladığı günden bugüne sular durulmuyor. Arpa hasadının ardından üretici mahsulünü satmak için kapı arıyor. Devletin açtığı Toprak Mahsulleri Ofisi kapıda ise kuyruklar oluştu. Üreticinin mahsulünü son mahsul derilene kadar 7 bin liradan alma taahhüdü veren TMO, karşısına tüccarı aldı. Tüccar ise geçen yıl 6 bin lira bandından aldığı arpayı satamamanın derdi ile bu yıl ki alımları 5 bin – 5 bin 500 bandından alabileceğini dile getiriyor. Karaman Ticaret Borsasında ticari anlamda yaprak kımıldamazken tüccar 3 gündür siftah yapamamaktan yakınıyor. TMO 7 bin lira fiyat verirken tüccarın 5 bin – 5 bin 500 bandından alacak olması üretici tarafından fırsatçılık olarak değerlendiriliyor.
İşin aslı, aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık…
Ticaret borsasındaki tüccarın ortak kanaati, “Tarım Bakanımızın arpa için belirlediği taban fiyatının 7 bin lira olarak açıklaması piyasayı allak bullak etti. Biz daha geçen yıl aldığımız mahsulü satamamışken bakanlık tarafından belirlenen taban fiyata alıp üzerine kar koyup alıcı bulmamamız mümkün mü? Devlet üreticiyi memnun etmeye çalışırken bizi memnuniyetsiz hale getirdi. Kaç gündür bu Pazar siftah yapmıyor. Biz de evimize rızık götürebilmenin derdindeyiz” şeklinde oldu. 
SATAMAYACAĞIMIZ MALI NEDEN ALALIM?
Arpa satmak için kendilerine gelen üreticiyi TMO’ya yönlendirdiklerine dikkat çeken Karaman Ticaret Borsası esnafından, “Biz arpayı 5 bin liraya bile almak istemiyoruz. Çünkü cebimizde bu çarkı çevirecek para kalmadı. Bankalar üreticiye yüzde ortalama yüzde 5 faizle kredi verirken tüccara yüzde 40 faizle kredi veriyor. Biz bu oranlarla nasıl kredi çekip üreticinin mahsulünü devletin belirlediği taban fiyatından alabilelim. Mahsul var ama mahsulü alan yok. Silolar geçen senin mahsulü ile dolu şahsi depolar da hakeza öyle. Biz geçimimizi ticaretle sağlıyoruz. Satamayacağımız malı almamızın mümkün olmadığı bir gerçek varken üreticinin mahsulünü TMO’nun belirlediği fiyattan almak bize reva mı?” açıklaması yapıldı.
DEVLET TÜCCARI BİTİRMEK Mİ İSTİYOR?
İthalatın tüccara büyük darbe vurduğunu söyleyen tüccar, “Ukrayna, Rusya, Birleşmiş Milletler ve Türkiye’nin ortak taahhüdü ile oluşturulan tahıl koridorunun süresi hala devam ediyor. Bu anlamda Türkiye’deki silolar savaş bölgesinden gelen hububatla doldu. Bu hububat yoğunluğu bütün ofisleri ve depoların doluluk oranını artırıyor. Daha hasat sezonun başındayken depoların doluluk oranından dolayı üretici TMO’dan randevu alamıyor. Yani sıkıntı her yerde… Ancak bu sıkıntıların oluşmasına sebep olan da yine devletimiz. Yurt dışından gelen hububatın Afrika ülkelerine gönderileceği söyleniyor. Alınan mahsulün yarı finansı da devletimiz tarafından karşılandı. Bu hububatlar da gıda sektöründe faaliyet gösteren fabrikalara düşük maliyetle satıldı. Mesela unluk buğdaylar, 4 lira 25 kuruştan fırıncılara verilmesi taahhüdüyle satıldı. Unluk buğdayların yarısı da taahhüt dışına çıkılarak piyasaya satıldı. Dolayısıyla un fabrikaları da bu noktada sıkıntı yaşıyor. Yılbaşından buyana yaklaşık 4 milyon ton buğday ithal edildi. Biz tarım ülkesiyiz. Aşağı yukarı yılda 20 milyon ton buğday üretiyoruz. Maalesef ürettiğimiz buğdayın yarısı kadar da ithal ediyoruz. Bu kadar mahsule ihtiyaç varsa bunun talep noktasında da karşılığı olmalı ki yapılan ithalat yerini bulsun. Ancak biz daha geçen sene aldığımız hububatı satamıyor.  Bu durum aklımıza şu soruyu getiriyor, ‘Devlet tüccarı aradan çıkarmak istiyor?’
BAŞKANLARIYLA ŞOV YAPIYORLAR
Bir başka tüccar da çiftçiye işaret ederek bu ülkede en fazla para kazandıran iş sektörlerinden birinin çiftçilik olduğunu söyledi: “Devlet üreticiye 0 faize kadar maddi kaynak sağlarken birçok konuda da hibe ile destek veriyor. Traktörü, pulluğu, çapası neredeyse her imkan çiftçiye sunuluyor. Peki tüccara ne var? Tüccar için belirlenen faiz oranlarıyla biz nasıl bankalara yanaşalım. Hal böyle iken çiftçinin sızlanmasını anlamıyorum. Sonra da gidiyorlar başkanlarıyla birlikte şovmenlik peşinde koşuyorlar. Çiftçi deki imkan ve mal kimde var?”