Davutoğlu, AK Parti genel merkezinde, gazetecilere yaptığı açıklamada, saat 12.36’da Çağlayan Adliyesi’ne teröristlerin, Savcı Kiraz’ı rehin aldığını, rehin alma süreci sonrasında da onun şehit olmasına sebep olacak bir terör eyleminde bulunduğunu söyledi.
Olayı haber alır almaz süratle kriz yönetimi sürecine geçtiklerini ifade eden Davutoğlu, şunları belirtti:
"Burada İçişleri Bakanımız, Adalet Bakanımız, Ulaştırma Bakanımız, ilgili güvenlik birimlerimizin yetkilileriyle süratle konuya müdahil olundu. İstanbul’da bütün emniyet birimlerimiz harekete geçirildi. Verilen talimat açık şekilde iki boyutluydu. Birincisi: Savcımız Mehmet Selim Kiraz’ın her ne süratte olursa olsun zarar görmemesini teminen her türlü çalışmanın yapılması, her türlü yöntem uygulanarak çalışmanın yapılması. İkincisi de: Herhangi bir şekilde başka bir olumsuz senaryonun gelişmesi halinde ise en etkin bir şekilde olaya müdahil olunmasıydı."
Davutoğlu, 6 saate yakın süre, saat 20.24’e her türlü yöntemin denendiğini, dünyanın herhangi bir yerinde söz konusu teröre karşı mücadelede uygulanabilecek her türlü çabanın gösterildiğini vurgulayarak şunları söyledi:
"Bu çabalar maalesef karşılık bulmayıp, aksine tam saat 20.24’te bir avukatın içeriyle temas halinde, yine bir şekilde bu meseleyi çözmek amacıyla görüştüğü esnada, silah seslerinin gelmesi üzerine emniyet birimlerimiz, güvenlik güçlerimiz bu silah sesi üzerine olaya derhal müdahil olmuşlar. 20.25’te başlayan operasyon kısa da tamamlanmış, savcımız ağır yaralı olarak hastaneye rılmış, çok yoğun çabalara rağmen de maalesef biraz önce başhekimle de görüşmelerim olmuştu, hayatını kaybetmiştir. Savcı Mehmet Selim Kiraz’a Allah’tan rahmet diliyorum, eşi hanımefendi, kendileri de hakimedir, vefatı öncesinde görüşmüştüm, ona ve ailesine taziyelerimi sunuyorum."
"Toplumların sınavdan geçtiği anlardır, bu anlar"
Terörün insanlık suçu ğunu, dünyanın neresinde olursa olsun masum insanlara yönelik olarak yapılan terör eylemlerinin en alçakça saldırı olarak nitelendiğini ifade eden Davutoğlu, "Toplumlar böylesi günlerde böylesi anlarda büyük dayanışma örneği sergilemişlerdir. Yakın da Fransa’da yine geçtiğimiz hafta Tunus’ta bu tür olaylar yaşandı. Toplumların sınavdan geçtiği anlardır, bu anlar. Biz devlet olarak bu saldırıyı sadece değerli savcımıza, Mehmet Selim Kiraz’a yönelik bir saldırı olarak değil aynı da Türk yargısına, Türk demokrasisine, Türkiye’deki bütün vatandaşlarımıza dönük bir saldırı olarak görüyoruz" diye .
Seçim öncesinde bu tür provokatif terör eylemlerinin her olabileceğini bildiren Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Buna karşı da toplumumuzu, bütün toplum kesimlerimizi sükunete, teenniye ve bu tür alçakça saldırılar karşısında birlik ve beraberliğe davet ediyorum. Farklı yaklaşımlar, siyasi görüşler içinde olunabilir. Değişik hukuk anlayışları içinde olaylara yaklaşabiliriz. Bunları medenice tartışırız ama şu an itibarıyla kahraman savcımızın şehit düşmesine yol açan bu terör eylemi karşısında bütün bu farklılıkların unutulup omuz omza verme vaktidir. Nasıl başka ülkelerde görülen örneklerde böylesine birlik beraberlik sağlanmışsa Türkiye, zor larda omuz omza vermiş bir halkın diyarı bu ülke, bu tür durumlarda da eminim birlikte omuz omza olma sınavını başarıyla verecektir. Bütün vatandaşlarımızı, yargı mensuplarımızı ve bu anlamda bütün toplum kesimlerimize, medyamıza, teröre karşı mücadelede en etkin dayanışmayı gösterme çağrısında bulunuyorum."
Olay esnasında bütün yöntemleri deneyerek çalışan, Savcı Kiraz’ı kurtarmak çaba sarf eden ve sonra da etkin müdahale gerçekleştiren emniyet görevlilerine de teşekkür eden Davutoğlu, şunları belirtti:
"Bu mücadele esnasında tabii ki yoğun bir çalışma temposu içinde bulunuldu. Bir yayın yasağı uygulandı. Bu, benzer durumlarda bütün ülkelerde uygulanan bir yöntemdir. Hiçbir şekilde teröristlerin propaganda amaçlı olarak yaptıkları bazı çalışmalara izin vermemek icap ederdi. Toplumsal psikolojiyi korumak, savcımızın sağ salim kurtarılmasını temin etmek için alınan bir tedbirdi. Bu yasağa uyan medya mensuplarımıza teşekkür ediyorum ancak daha olayın ilk aşamasından itibaren özellikle savcımızı kötü şartlarda gösteren resimlerin süratle medyada, sosyal medyada dağıtılmış olması, yayınlanmış olması bizi bir kez daha üzüntüye k etmiştir ve hepimizi böyle durumlarda, özellikle psikolojik yoğunluğun arttığı durumlarda sorumlu davranma ihtiyacıyla karşı karşıya bırakmıştır. Bu resimlerin yayınlanması, dağıtılması gerçekten teröre karşı mücadelede dayanışmamızı etkileyen olumsuz bir tavır olmuştur. Ümit ederim bundan sonra bu tür örneklerden ders alarak teröristlerin eylemlerine neredeyse bazı çevrelerce haklılık payı çıkaracak şekilde sosyal medyada yaygınlık bulmasına kesinlikle izin vermemek icap etmektedir."
Gelecek dönemin kritik bir süreç ğunu, Türkiye’de yoğun bir siyasi kampanya dönemi yaşanacağını dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bu siyasi kampanyanın en barışçıl ortamda, güvenlik ortamında yapılması önemlidir. Seçim dönemleri öncesinde geçmişte de ğu gibi bazı provokasyonlara, bazı siyasal mühendislik çabalarına yönelik olarak bu tür saldırılarla karşı karşıya kalmamız halinde bütün siyasi partilerin, herkesin ortak bir cephede teröre karşı mücadelede birlikte olması, ahlaki ve siyasi bir sorumluluk gereğidir. Son dönemlerde İç Güvenlik Paketi çerçevesinde yaşanan tartışmalara baktığımızda, güvenlik ve özgürlüklerin bir arada gerçekleşeceği bir vakadır."
"Olay, seyri bakımından bütünüyle araştırılacak"
Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Olay, seyri bakımından bütünüyle araştırılacak. Nerede aksamalar olmuşsa ve olayın seyri esnasında ne tür tedbir alınması, bundan sonrası için ne gerekiyorsa bu tedbirler konusunda gerekli adımların atılması talimatını verdik. Özellikle ilk tespitlerimize göre silahın içeri bir avukat giysisi içinde sokulmuş olması, yine şimdiye çok itina gösterdiğimiz bu tür avukatlarımıza ve diğer yargı mensuplarına gösterdiğimiz yakınlığın, ve özgürlük alanının istismar edilmesini engellemek için bundan sonra ne tür adımların atılacağı konusuna da hep birlikte ele almamız gereken husus olarak bakıyoruz.
Değerli vatandaşlarım bugünler büyük ülkeler toplumlar için sınav günleridir. Terör, bütün insanlığın karşı karşıya ğı büyük beladır ve büyük insanlık suçudur. Devletimiz, ülkemizi terör belasından son 30 yıl içinde birçok kez büyük kayıplar vererek çıkmıştır ancak her direncini, kararlığını, teröre karşı mücadele azmini muhafaza etmiştir ve hiç kaybetmemiştir. Bugün de sosyal alanda her toplum kesimiyle birlikte hep beraber teröre karşı kararlılıkla mücadele vereceğimizden herkes emin olmalıdır. Önümüzdeki günlerde de bu dayanışmayı en iyi şekilde sergileyeceğimizden, alınması gereken tedbirler neyse bunların alınması için gereken her türlü adımı atacağımızdan kimsenin şüphesi ve tereddüdü olmamalıdır. Tekrar çok değerli savcımız Mehmet Selim Kiraz’a Allah’tan rahmet diliyorum. Muhterem eşlerine, değerli yavrularına taziyelerimizi sunuyorum, milletimize taziyelerimi sunuyorum, yargı mensuplarına taziyelerimizi sunuyorum. Allah bir daha bu tür saldırılarla bizleri karşı karşıya bırakmasın. Bu saldırılar karşısında her birlikte omuz omza olma anlamında sorumluğumuzu yerini getireceğimiz inancıyla tekrar taziyelerimizi ifade ediyorum."
Davutoğlu, olayla ilgili parti genel merkezinde yaptığı toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, teröristlerin kimliklerinin belirlenip belirlenmediğini ve avukatlarla ilgili alınacak yeni önlemlere ilişkin ayrıntıları sorması üzerine Davutoğlu, teröristlerin, Zonguldak 1991 doğumlu Şafak Yayla ve Ardahan 1987 doğumlu Bahtiyar Doğruyol ğunu bildirdi.
Adliye saraylarının avukatların, hakimlerin, savcıların adalet dağıtmak üzere birlikte bulundukları ortak çalışma alanları ğunu vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Fakat bugün örneğinde görüldüğü gibi, bazı terörist, kötü niyetli unsurlar bu çalışma ortamını bozmak için tanınan bazı ayrıcalıkları istismar etme yoluna gitmektedirler. Bugün olay olur olmaz yaptığımız toplantıda ben de benzer soruları Adalet, İçişleri Bakanımıza, ilgili birimlerimize sorarak, bundan sonra atılması gereken adımlar konusunda gerekli talimatları verdim. Yani avukatlarımızın görevlerini yaparken sahip kları ayrıcalıkları koruyarak ama kesinlikle adliye binalarına girerken x-ray cihazlarından geçmeleri. Hepimizin, bütün vatandaşlarımızın sosyal hayatta girdiği, büyük alışveriş merkezlerinde bile uygulanan yöntemler var. Bunların da bu aramalarda uygulanması ve birlikte de bu konunun ele alınması önem taşıyor."
"Adalet saraylarında mutlak surette temin edilecek"
Bunun için ne gerekiyorsa yapacaklarını ifade eden Davutoğlu, yasal düzenleme veya başbakanlık genelgesi, yönetmelikle düzenlenecek konular varsa bunların yapılacağını bildirdi.
Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Fakat Adalet dağıtılan adalet saraylarında mutlak surette temin edilecek. Bu çerçevede de avukatlarımızdan, savcılarımızdan, hakimlerimizden birlikte bu sorunların çözümü konusunda ortak çaba bekliyoruz. Sadece avukatlarımızla ilgili hususlar değil, şu ana adalet saraylarında özel güvenlikle sağlanmış güvenlik şartlarının bundan sonra emniyet birimlerimizce daha etkin bir şekilde denetlenmesi ve belki de doğrudan emniyet birimlerimizce sağlanması konusunda da gerekli tedbirler alınacak. Teröre karşı mücadele hususunda, herhangi bir ayrımcılık olmaksızın, mekan ve şahıslarla ilgili herhangi bir farklılık gözetmeksizin ne tedbir gerekiyorsa, bu tedbirler alınacaktır."
"Güvenlik birimlerimize verdiğimiz talimat açık ve nettir"
Başbakan Davutoğlu bir gazetecinin, Savcı Kiraz'ın vurulmasının, operasyon öncesi mi operasyon başladıktan sonra mı yaşandığını sorması üzerine, olay sonrasında güvenlik birimlerine iki net talimat verildiğini bildirdi.
Savcı Kiraz'ın hayatını tehlikeye atmamak üzere ne tür çabalar, çalışmalar hangi yöntemler uygulanacaksa bunların yapılması talimatı verildiğini kaydeden Davutoğlu, yaşananları şöyle anlattı:
"O anda talep edilen iki kişi İstanbul Barosu Başkanı ve bir siyasetçi adliye sarayına gelmişler, yardımcı olmaya çalışmışlar, bazı iletişim kanalları avukatlar üzerinden de açık tutulmuştur. Hem savcımız sağ salim kurtarılabilsin hem de herhangi bir şekilde hiç bir vatandaşımız zarar görmeden bu terör eylemi karşısında atılması gereken adımlar atılabilsin. Fakat maalesef bütün bu iletişim kanalları sürerken, saat 20.24'te içeriden silah sesi gelmesi üzerine ikinci talimatımız devreye sokulmuştur. Çünkü güvenlik birimlerimize verdiğimiz talimat açık ve nettir."
"Silah sesinden sonra emniyetin atıl durması söz konusu olmazdı"
Başbakan Davutoğlu, güvenlik birimlerine, "her türlü görüşme yapılacak, iletişim kanalları açık tutulacak, savcımızın can güvenliği tehlikeye atılmayacak ama herhangi bir şekilde savcımızın can güvenliğine zarar geleceği ihtimali söz konusu bir durum olursa, en etkin şekilde müdahale edilecek" talimatı verdiklerini bildirdi.
Davutoğlu, "Nitekim, 20.25'te bu talimatla müdahale, operasyon başlamış ve savcımız ilk aşamada yaralı olarak kurtarılabilmiş ve teröristler de etkisiz hale getirilmiştir. O anlamda operasyon hedefine ilk aşamada ulaştı. Savcımızın kaybı büyük bir acıdır, hepimiz için. Fakat silah sesi sonra emniyet birimlerimizin atıl şekilde durması da söz konusu olmazdı" diye .
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Türkiye genelinde yaşanan elektrik kesintilerinin olayda etkisi ğu yönünde iddialarda bulunduğunun hatırlatılmasına karşılık da Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Sayın Kılıçdaroğlu'nun olay olur olmaz attığı tweetler, gerçekten biraz önce zikrettiğim dayanışma ruhuna hiç uygun düşmemiştir. Daha olayın arka planı bilinmeden, olayın gerçek veçhesiyle ilgili herhangi bir işaret fark edilmemişken, Kılıçdaroğlu'nun attığı tweetler maalesef son derece provokatif bir ortamın doğmasına da sebebiyet vermiştir. Düşünün, bir yargı mensubu, bir savcımız teröristler tarafından rehin alınıyor, Kılıçdaroğlu hükümeti suçlamak için bu olayı istismar ediyor ve hükümetimizin önce bir elektrik kesintisi uygulayıp, daha sonra böyle bir terör eylemine zemin teşkil edecek bir senaryonun parçası ğunu ima eden bir yaklaşım sergiliyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun dünyadaki değişik örneklerden biraz ders alması lazım. Böyle durumlarda iktidar, muhalefet olmak unutulur, farklı görüşler unutulur, tek şey hatırlanır, insan canı ve o canın kurtarılması için çaba sarf edenlerin gayretlerine destek olmak. Fakat maalesef Kılıçdaroğlu ve onu takip eden başka tweetler, neredeyse eylemcileri haklı çıkarıp, hükümeti suçlayacak, teröristleri de terörist olarak değil, sıradan eylemci gibi gösterecek yayınlar içine girdiler. Bazı medya organlarımızın bu tutumu gerçekten hem bizleri üzmüştür hem de uluslararası örneklerde görülen dayanışma bilincini görmemizi imkansız kılmıştır."
"Yüzlerini kapatan teröristler bir savcımızı şehit etti"
Kemal Kılıçdaroğlu'nun daha önceki açıklamalarını da bildiklerini ifade eden Davutoğlu, Kılıçdaroğlu'nun, özgürlüklerin korunması ve iç güvenlik reformu paketi gündeme geldiğinde, "gerektiğinde yüzlerini kapatan eylemcilerle beraber olurum" ğini hatırlattı.
Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Maalesef bugün o yüzlerini kapatan teröristler bir savcımızı şehit ettiler. Aylardır biz, bu yüz kapatarak eylem yapmayı demokratik hak gibi görenlerin gizli bir terörizm hedefi içinde klarını anlatmaya çalışıyorduk ama anlatamamıştık. Sayın Kılıçdaroğlu hala anlamamış olacak ki, o alçakça saldırıyı yapan teröristler daha o saldırıyı sürdürürken, Kılıçdaroğlu tweet atarak hedef saptırmaya çalışmıştır. Gün, herkesin safını belirleme günüdür. Kimler bu ülkenin özgürlüğünü, güvenliğini savunuyor kimler en ufak bir olaydan böylesi alçakça bir terör saldırısına her tür olayda bir fırsatçılık içinde, hükümetimize ve ülkemizin istikrarına, güvenlik ortamına zarar vermeye çalışır, bunlar ayan beyan ortadadır."
Savcı Kiraz'ın şehit edilmesi sonrasında Kemal Kılıçdaroğlu'na herhangi bir ifadede bulunmak istemediğini, ancak sorulması iyle açıklama yapmak zorunda ğını dile getiren Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bütün bu açıklamalara rağmen yine de Sayın Kılıçdaroğlu'na da bugün tweetlerle bu teröristleri neredeyse özgürlük kahramanı gibi gösteren bazı medya mensuplarına ve bazı kesimlere de sesleniyorum; gün, teröre karşı bir olma, omuz omuza verme günüdür. Herkes sorumluluğunu bilmeli, herkes bu ülkenin, istikrarının, güvenlik ortamının hepimiz için gerekli ğunu zihninden çıkarmamalıdır."
Türkiye genelindeki elektrik kesintisi
Davutoğlu bir gazetecinin, "Bugün Türkiye genelinde yaşanan elektrik sıkıntısıyla ilgili olarak da pek çok iddia ortaya atılıyor. Enerji Bakanı'nın Ankara'ya gelişi ve 'gece bir de olsa, iki de olsa sayın Başbakan'la görüşeceğim' demesinin üzerine de acaba bu konuya ilişkin yeni bir bilgi var mı?" sorusu üzerine, saat 10.36'da Türkiye genelinde elektriklerin kademeli bir şekilde kesilmesine şahit olunduğunu ifade etti.
Saat 10.45'den itibaren de gerekli tedbirlerin alınarak sistemdeki problemin aşılmaya çalışıldığını vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Olay olur olmaz Sayın Taner Yıldız, Sayın Cumhurbaşkanımıza refakaten yurt dışındaydı. Kendisiyle görüştüm ve derhal Türkiye'ye dönmesi talimatını ilettim. Ayrıca öğleden sonra burada yaptığımız toplantılar esnasında Enerji Bakanlığı Müsteşarı Sayın Metin Kilci'yi de toplantılara davet ettim. Ayrıca kendisiyle de görüşerek derhal bu sorunların çözülmesi için adım atılması noktasında gerekli çalışmaları başlattık. Saat 14.00'den itibaren Türkiye genelinde yaklaşık yüzde 50 enerji sağlandı, 16.30'da Türkiye'nin yüzde 85'ine enerji verilmeye başlandı, saat 18.30 civarında da sistemin tümü elektriğe kavuştu. Niye böyle kademeli ? Bu teknik bir zarurettendir. Bir kez bu elektrik iletiminde sorun ortaya çıkınca daha sonra hatların aşırı yüklenmemesi için kademeli bir şekilde elektrik verildi."
Elektrik arzında hiçbir problem olmadığını vurgulayan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Yani elektrik arzındaki bir sıkıntı dolayısıyla böyle bir kesinti olmamıştır. Elektrik iletim hatları ve dağıtım hatlarıyla ilgili bir sistemik problemle karşı karşıya kalındı. Bunun için de hem Başbakanlıkça hem de Enerji Bakanlığı bünyesinde kriz masası oluşturduk ve derhal gerekli denetimlerin, gerekli soruşturmaların yapılması için çalışmalara başlandı. Bu elektrik kesintisinin arkasındaki sebepler, her ne surette olursa olsun ortaya çıkarılacak. Bunun çok teknik bir arızadan kaynaklanmadığı kanaati hakimdir. Yazılım sistemiyle ilgili ve diğer faktörler gözönünde bulundurularak, soruşturma tamamlandığında kamuoyumuza bilgi sunulacak. Ancak şu an itibarıyla Türkiye'nin bütününde elektrik sunulmuştur, elektrik kesintileri tamamıyla durmuştur. Enerji Bakanımız ile de Ankara'ya gelir gelmez görüşeceğiz. Dediğim gibi gerekli soruşturmalar, araştırmalar yapılacak. Bir daha böyle bir olayın yaşanmaması için de hangi tedbir gerekiyorsa alınacak."
"Yazılım sistemine mi girilmiş?" sorusu üzerine Davutoğlu, "Hayır yani burada sistemik bir problem ğu ortaya çıkıyor. Bunun gereği yapılacak" yanıtını verdi.
Yorumlar
Kalan Karakter: