Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği Başkanı Rint Akyüz, Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği olarak şeker kotaları rılarak serbest piyasa koşullarının geçerli olmasını, pancar şekeri üretiminin daha verimli ve daha az maliyetli hale gelmesi gerektiğini söylüyor.
Uluslararası Şeker Örgütü'nün Londra'da yapılan seminerinde küresel düzeyde şeker üretiminde 2016 yılında ciddi bir düşüş ğu dile getirildi. 2017'nin ilk çeyreğinin sıkıntılı geçmesi bekleniyor. Küresel anlamda kamış ve pancar şekeri üretiminin 2017 yılında 171 milyon ton olacağı öngörülüyor. Üretim yeniden artsa da düşük stoklar iyle yüksek fiyatların bu yılda da sürebileceği ifade ediliyor. Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği Başkanı Rint Akyüz, Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği olarak şeker kotaları rılarak serbest piyasa koşullarının geçerli olmasını, pancar şekeri üretiminin daha verimli ve daha az maliyetli hale gelmesi gerektiğini söylüyor. Akyüz bunun yanında mısır şekeri üretiminin önündeki engellerin kalkmasıyla, özellikle gıda ve içecek ihracatçılarının uluslararası piyasada daha rekabetçi bir konuma geleceğini belirtiyor. Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği Başkanı Rint Akyüz ile şeker sektörünün durumu hakkında k.
Rint Akyüz, dünya kamış ve pancar şekeri üretiminin 2015/2016 pazarlama yılında ciddi bir düşüş gösterdiğini, Türkiye'de de iklim koşulları ve hastalıklar iyle pancarın şeker veriminin düşük ğunu söyledi. İhracata yönelik üretim yapan gıda üreticilerinin şeker ithalatı yapmak zorunda ğını ifade eden Akyüz, “ Üretimde düşüşün ilk etkisi fiyatların yükselmesi oluyor. Ülkemizde pancar şekeri üretimi maliyetli ğu için fiyatlar da dünyaya kıyasla yüksek seyretmekte, bu durum şeker içeren ürünlerin ihracatında rekabet şansımızı düşürmektedir. Küresel şeker üretimindeki düşüşe bağlı olarak uluslararası piyasalarda şeker fiyatlarının artması, bizdeki fiyatlar ile aradaki makasın kapanması, gıda ihracatçılarımız için bu anlamda bir avantaj sağlayabilir. Ancak bunun geçici bir durum ğu unutulmamalıdır. Nitekim 2016/2017 pazarlama yılında geçtiğimiz döneme göre 5 milyon ton ham şeker eşdeğeri bir yükselme öngörülmektedir” .
2017 yılında üretim yeniden artsa da düşük stoklar iyle yüksek fiyatların devam edebileceğini aktaran Akyüz, “Küresel anlamda kamış ve pancar şekeri üretiminin 171 milyon ton olacağı öngörülüyor. Üretim yeniden artsa da düşük stoklar iyle yüksek fiyatlar önümüzdeki yılda da sürebilir. Ülkemizde pancar şekerinin durumu iklim koşullarına bağlı. Son iki dönemdeki performans, üretimin yine tüketimi karşılamayabileceği endişelerini körüklüyor. Mısır şekeri üretiminde ise yine herhangi bir sıkıntı beklemiyoruz. Özellikle rekor mısır üretiminin yaşandığı bu dönemde kaliteli hammadde konusunda sıkıntı çekmeyeceğiz. Kota sınırlamasının rılması halinde mısır çiftçimizle el ele piyasanın ihtiyacını karşılayabileceğimizi öngörüyoruz” diye .
AB'de şeker kotası kalkarsa ne olur?
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde 2017 yılında şeker kotaların kalkacağı belirtiliyor. Şeker kotalarının kalkması halinde AB’nin de kısa vadede durumun getirileri konusunda net bir öngörüde bulunamadığını belirten Akyüz, piyasanın daha rekabetçi bir hale geleceğini düşündüğünü söyledi. Fiyatların daha da düşecek olmasının, uluslararası piyasalarda daha çetin bir rekabetin yaşanacağı anlamına geldiğini ileten Rint Akyüz, “Uzun vadede ise şeker fiyatlarının deneceğini düşünüyoruz. AB üretim kotalarını rsa da şeker ithalatı üzerindeki vergileri racak değil. Kotaların rılması kararı, daha ziyade AB iç pazarında serbest piyasa ekonomisinin yerleşmesine yönelik. Bu da, ğimiz gibi hammadde olarak AB şekerini kullanan üreticiler için bir rahatlama anlamına gelecek. Tabii AB’de şekerli mamul üreticilerinin ve ihracatçıların elinin rahatlaması, Türkiye’nin AB’ye şekerli mamul ihracatı yanında, AB ile birlikte ihracat yaptığı diğer ülke pazarlarında bir dezavantaj oluşturacak. Türkiye’de şeker maliyet ve fiyatlarının düşürülmesinin elzem ğu, her kinden daha açık şekilde ortaya çıkacak. Sancılı bir dönem olacağını, ancak de bu konuda AB ile paralel adımlar atmamıza da vesile olacağını tahmin ediyoruz” şeklinde .
Şeker kotasının iç piyasayı ve şeker ticaretini ciddi şekilde etkilediğine dikkat çeken Rint Akyüz, bu etkinin, kanunun ayırdığı gibi sakaroz (Pancar Şekeri) ve izoglikoz (Mısır Şekeri) üzerinden incelenmesi gerektiğini söyledi. Akyüz sözlerini şöyle sürdürdü: “Sakaroz açısından fazla üretimi engelleyerek devletin görev zararını önlemekte, ancak arzı baskı altına aldığı için de fiyatları yukarıya tırmandırmaktadır. Şu an Japonya’dan sonra dünyanın en pahalı şekerini tüketmemizin başlıca i budur. İzoglikoz açısından ise durum çok daha vahimdir. İzoglikoz kotası, tamamen sakaroz kotasının bir fonksiyonu haline geldiği için şu an itibarıyla iç piyasadaki talebin ancak yüzde 25-34 iyesini karşılayabilmektedir. Arz eksiği gıda sanayiini, özellikle kurumsal üreticilerini ciddi sıkıntıya sokmaktadır. İhtiyaç açığı, kota dolayısıyla milli üreticilere ürettirilemediği için kısmen tarife kontenjanı kanalıyla yapılan ithalatla, kısmen Serbest Ticaret Anlaşması kapsamında anlaşmalı ülkelerden yapılan ithalatla kapatılmaya çalışılmakta, ancak çok büyük bir kısım kayıt dışı ve kaçak yollarla karşılanmaktadır.”
Sadece fiyat rekabeti anlamında değil belirsizlik iyle üretim planlaması konusunda da güçlükler yaşandığını aktaran Akyüz, “Türkiye’nin elinde bu riski azaltabilecek bir mekanizma var. Yasaya göre talep durumu değerlendirilerek mısır şekeri kotası artırılabiliyor. Ancak bu mekanizma bir süredir lobilerin etkisiyle Şeker Kanunu ile öngörülen oranlarda işlemiyor. Mısır şekeri üretimi için verilen kotanın, pancar şekeri kotası ve üretimi üzerinde bir etkisi yok, ancak bu yöndeki algı bir türlü kırılamıyor. Hal böyle olunca “ihraç kaydıyla” şeker ithal ediliyor, yurtdışından şeker alınıp, ürüne işlenerek ihraç ediliyor. Yani “Sıfıra sıfır, elde var sıfır”. Kârdan zarar ediliyor. Biz Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği olarak şeker kotaları rılarak serbest piyasa koşullarının geçerli olmasının, pancar şekeri üretiminin daha verimli ve daha az maliyetli hale gelmesinin, Türkiye’nin yararına ğunu savunuyoruz. Bunun için de doğru bir yaklaşımla şeker fabrikalarının özelleştirilmesini destekliyoruz. Bunun yanında mısır şekeri üretiminin önündeki engellerin kalkmasıyla, özellikle gıda ve içecek ihracatçılarımız uluslararası piyasada daha rekabetçi bir hale gelecektir” .
Yorumlar
Kalan Karakter: