''Şehitlerimiz kemiklerini sızlatacak hiçbir adımı atmamız, hiçbir girişimin içinde bulunmamız mümkün değildir.''
Çözüm sürecinin ardından, Doğu'da, Batı'da, ülkenin her yerinde kendilerine karşı muhabbetin daha da arttığını belirten Erdoğan, bu süreçte şehit yakınları ve gazilerin, yaşadıkları acıdan dolayı art niyetli çevrelerinin istismarına açık bulunduklarını söyledi.
''Muhalefetin iftiraları, şehit yakınları ve gazilere yönelik istismarları iyle çok az sayıda soru işaretleri'' ğunu ifade eden Erdoğan, şehitlerdin ruhunu incitecek, kemiklerini sızlatacak hiçbir adımı atmayacaklarını, hiçbir girişimin içinde yer almayacaklarını söyledi.
''CHP ve MHP, çözüm sürecini ısrarla, inatla, sorumsuzca 'bir boyun eğme, taviz, geri adım atma' gibi bir sürecin içindeler. MHP ve CHP'nin bu tavrı milli bir tavır değildir. sorumlu bir tavır değildir. Kanı ve gözyaşını durdurmaya yönelik bir tavır asla değildir'' diyen Erdoğan, şehit yakınları ve gazilerin kendilerine yönelttiği soruların, muhalefet kaynaklı, tamamen iftiradan ibaret propagandaya yönelik sorulardan ğunu gördüğünü söyledi.
Şehit aileleri ve gazilerden hiç tedirgin olmamalarını isteyen Erdoğan, ''Şehitlerimiz hangi yoldaysa biz de o yoldayız'' .
Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendisine yönelik eleştirisine karşılık, ''Teröre karşı 30 yıl milli duruş sergileyemediniz. Bugün de milli bir duruş sergileyemiyorsunuz. Eğer ortada bir ihanet varsa, o ihanet gençlere, annelere ihanettir. Bu terörün çözülmesini engelleyerek, millete yapılan bir ihanettir'' .
Erdoğan, ''Şehitleri istismar edip, şehit yakınlarını istismar edip, bu ülkeye korkaklık, ürkeklik, bunun yanında fitne sli-">li milliyetçilik değildir ve olamaz'' diye .
Bunun için olamadı
Başbakan Erdoğan, ''Kılıçdaroğlu, 'Yalan söyleyenden Başbakan olmaz' diyor. Doğru. Bunun için de Kemal Kılıçdaroğlu başbakan olamadı ve yalan söylemeye devam ettiği sürece de başbakan olamayacak'' .
Böyle bir yayın milli bir tavır değil
Başbakan Erdoğan, çözüm sürecine ilişkin ğu iddia edilen ve yayınlanan tutanaklara da değinerek, şöyle :
''Hiç kimse gayri milli yayıncılığı, bu sabotajı eleştirmiyor. Sınırsız bir özgürlük olamaz. Kimse kimsenin özgürlük alanına tecavüz edemez. Kendi özgürlük alanında oynarsın. Kimse kusura bakmasın. Medya nasıl milli alanları çiğneyerek yayın yapmakta özgürse, bizler de hissiyatımızı açıklamada en az onlar özgürüz. Hiçbir devirde yazamadıklarını bu devirde yazıyorlar... Türkiye'nin aleyhine, sürecin aleyhine olacak böyle bir yayınını yapmak asla milli bir tavır değildir. Basın özgürlüğü diyenler, gitsinler İngiltere'ye baksınlar.''
Erdoğan, ''Bu süreçte son sözü biz söyleriz. Biz son sözü söyleyene ortada dolaşan hiçbir belge iftiradan öte gitmez. Kimin ne yaptığına değil, ne yapacağımaza bakın'' .
Halkın diliyle müzik yaptı
Erdoğan, vefat eden Müslüm Gürses'in, sadece bir ses sanatçısı olmadığını, sivil bir itirazın unutulmaz önderi ğunu belirterek, ''Geçmişte tek tip müzik icrası için ağır baskılar uygulandı. Müslüm Gürses, Orhan Gencebay ve Ferdi Tayfur ve daha nicesi, bu baskıya, bu tek tipçiliğe, bu zihniyete karşı bir itiraz olarak ortaya çıktı. Halkın diliyle müzik yaptılar'' diye .
Erdoğan, kadına yönelik şiddeti, kadına kalkan eli her fırsatta lanetlediklerini, insanlık dışı bulduklarını, bunları önlemek için her türlü tedbiri alacaklarını vurgulayarak, ''Şiddetin her türlüsü kötü. Kadına ve çocuğa şiddet, tahammülü mümkün olmayacak tadar kötü'' .
Yorumlar
Kalan Karakter: