KMÜ Sağlık Kültür ve Spor Dairesi Konferans Salonunda gerçekleştirilen panele Saint Petersburg Devlet Üniversitesi Şarkiyat Fakültesi Türk Dilleri Bölümü öğretim üyeleri Akif Farzaliev, Nikolay Nikolaviç Telitsin ve Aleksey Pylev konuşmacı olarak katıldı.
Programın açılış konuşmasını yapan KMÜ Edebiyat Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Münir Oktay, Rusya’dan misafirleri üniversitede ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Prof. Dr. Oktay, uzun yıllar Erzurum’da yaşadığını belirterek herhangi bir yere gittiğinde kar yağarsa etrafındakilerin hep “Seninle geldi bu kar” klerini, ama Karaman’a yağan karın kendisinin yanı sıra Saint Petersburg’dan misafirlerle de ilgili ğunu söyledi.
“Ben Lenin’i, Marks’ı Osmanlı’dan öğrendim”
Panelde söz alan Akif Farzaliev, kendisinin Nahçivan’da doğduğunu ve bir Azeri ğunu söyledi. Azerbaycan’da yetimevinde büyüdüğünü ve üniversite okumak için Bakü’ye gidene tüm dünyanın Azeri ğunu sandığını dile getiren Farzaliev, üniversitede Türk Tarihi bölümünde okuduğunu, Rusça öğrenmek için ise çok uzun süreler ders çalıştığını belirtti. Farzaliev, bir süre sonra Osmanlıca okumanın Rusça öğrenmekten daha kolay geldiğini fark ederek Osmanlıca kaynaklara yöneldiğini dile getirdi. “Ben Lenin’i, Marks’ı Osmanlı’dan öğrendim.” diyen Farzaliev, Türk tarihi öğrenmek isteyenlerin de mutlaka Saint Petersburg Devlet Üniversitesi kütüphanesindeki Osmanlıca yazma eserlerden yararlanması gerektiğini kaydetti.
“Türk-Rus ilişkilerinin 500 yıllık geçmişi var”
Farzaliev, doktora tezini “Gelibolulu Müverrih Mustafa Ali Efendi’nin Eserlerinde Kafkasya” konusunda yazdığını belirterek tarih boyunca Türk-Rus ilişkilerine değindi. İki devlet arasındaki ilişkilerin 500 yıllık bir geçmişi ğunu dile getiren Farzaliev, “30 Ağustos 1492’de 3. Ivan’ın 2. Bayezid’e yazdığı mektupla ilk ilişkiler başlamıştır. Ancak bu mektubun konusu ticari ilişkilerin geliştirilmesi ricasıdır. İlk diplomatik ilişkiler, 1700 yılında İstanbul’da elçilik açılmasıyla başlamıştır.” şeklinde .
Bugün Rusya’dan her sene 4 milyonun üzerinde turistin Türkiye’ye geldiğini söyleyen Farzaliev, iki devlet arasındaki ticaretin boyutunun 35-36 milyar dolar ğunu ifade etti.
“Müslüman olarak Mekke’ye gidiyoruz, Türk olarak da Altaylar’a gitmeliyiz”
Farzaliev, son olarak öğrencilere Türklüklerini hissetmeleri için Altaylar’a gitmeleri tavsiyesinde bulunarak “Müslüman olarak Mekke’ye gidiyoruz, Türk olarak da Altaylar’a gitmeliyiz.” .
“Soğuk Kuzey’den sıcak selamlar getirmek isterdik ama kar getirdik”
Panelin ikinci konuşmacısı Nikolay Nikolaviç ise “Soğuk Kuzey’den sıcak selamlar getirmek isterdik ama kar getirdik.” diyerek başladığı konuşmasında Saint Petersburg Devlet Üniversitesi hakkında bilgi verdi. Saint Petersburg kentinin 1703 tarihinde kurulduğunu, üniversitelerinin ise 1724’te açıldığını söyleyen Nikolaviç, “Bizim şehrimiz Karaman yaşlı değil, ama üniversitemiz daha yaşlı.” .
Saint Petersburg Devlet Üniversitesi Şarkiyat Fakültesinin 1822’de açıldığını, Türk ve Tatar Dilleri Bölümünün de 1835’te kurulduğunu belirten Nikolaviç, önümüzdeki yıl bölümlerinin kuruluşunun 180. yılını kutlayacaklarını söyledi.
Nikolaviç, Türk ve Tatar Dilleri Bölümünde ana dil olarak Osmanlıca, Çağdaş Türkiye Türkçesi ve eski Türk dillerini okuttuklarını dile getirdi; Çağatay ve Karamanlı lehçesini de öğretmek istediklerini, ancak bu konuda öğretim elemanlarının olmadığını ifade etti. Nikolaviç, bölümlerindeki iki doktora öğrencisinden birisinin Türk ğunu ve konuşma Türkçesi derslerini kendisinden öğrendiklerini sözlerine ekledi.
“Türkçe öğretimi konusunda Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi ile işbirliği yapmak istiyoruz”
Panelin son konuşmacısı Aleksey Pylev ise Hoca Ahmet Yei’nin hayatı ve eserleri üzerine tez yazdığını ve 11. yüzyıl Türk eserlerindeki tasavvuf öğretisi üzerine araştırmalarına devam ettiğini belirtti. Ahmet Yei’nin Divan-ı Hikmet adlı eserinin en eski nüshalarının 18. yüzyıla ait ğunu söyleyen Pylev, Divan-ı Hikmet’in tüm el yazma nüshalarını araştırarak dil ve konu açısından eski ve yeni ları ayıkladığını ifade etti.
Dünyada en yaygın konuşulan Türkçenin, Türkiye Türkçesi ğunu belirten Pylev, bunu 35 milyonla Özbekçenin takip ettiğini dile getirdi. Pylev, Saint Petersburg Devlet Üniversitesi olarak Türkçe öğretimi konusunda Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi ile işbirliği yapmak istediklerini söyleyerek sözlerine son verdi.
Panelde sunumların ardından dinleyenler tarafından konuşmacılara sorular yöneltildi ve panelistlerden beğendikleri Türkçe şiirleri paylaşmaları istendi. Bunun üzerine Akif Farzaliev, Nazım Hikmet’in Moskova’daki mezarının üzerinde yazan “Geldim, gördüm, dim, öldüm” adlı sözü aktarırken Nikolay Nikolaviç, Yunus Emre’nin “İlahi bir aşk ver bana / Kandalığım bilmeyeyim” beyitini, Aleksey Pylev ise Hoca Ahmet Yei’nin “Benim hikmetlerim hiçbir yaşlanmaz / Yer altına girse bile çürümez” sözlerini paylaştı.
Panel, katılımcılara plaket verilmesiyle sona erdi. Saint Petersburg’dan misafirler, ertesi gün ise KMÜ Rektörü Prof. Dr. Sabri Gökmen’i makamında ziyaret ederek kendisine hediye takdim ettiler.

Yorumlar
Kalan Karakter: