Küresel plastik anlaşması için gerçekleştirilen son görüşmeler nihai bir anlaşma metni çıkmadan tamamlanırken, uzmanlar sürecin ilerlemesi için güçlü liderliğe ve hukuki bağlayıcılığa ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) verilerine göre, dünya genelinde her yıl 400 milyon tondan fazla plastik üretiliyor. Bu plastiklerin yarısı sadece bir kez kullanılmak üzere tasarlanırken, yüzde 10'undan daha azı geri dönüştürülüyor.
OECD verilerine göre 2060'ta, mevcut gidişatın devam etmesiyle dünyadaki plastik varlığı 3 katına çıkacak.
Dünya genelinde artan plastik kullanımının çevre ve insan sağlığına olumsuz etkileri karşısında küresel plastik anlaşması yapılması uzun süredir uluslararası gündemde.
UNEP çatısındaki Hükümetlerarası Müzakere Komitesi (INC), 2022'den bu yana küresel bir plastik anlaşmasına ulaşabilmek için 5 ana toplantı gerçekleştirdi. Bu görüşmelerin sonuncusu olan beşinci oturumun ikinci bölümü (INC-5.2), İsviçre'nin Cenevre kentinde 5-14 Ağustos tarihlerinde yapıldı.
Toplantılarda, anlaşmanın taslak metni üzerinden müzakereler yürütüldü. Taslak metindeki bazı maddelerse anlaşmazlıkların odağında yer aldı.
Bunların en başında plastik üretiminin ne şekilde olacağı üzerine hazırlanan madde bulunuyor. Bu madde çerçevesinde taraflar belirli plastik ürünlerin üretimi, ithalatı ve ihracatının nasıl olması gerektiğini değerlendirdi.
Üretimin yasaklanması veya azaltılması üzerine de anlaşmazlıklar oldu. Dahası "tek kullanımlık" tanımının kapsamı, plastiğin çevresel riskleri, alınan karara dair ulusal esnekliklerin boyutu ve ülkelerin ticaret kaygıları görüşmelerin tansiyonunu yükseltti.
Plastiğin sağlık boyutuna ilişkin konulardaki tartışmaların da yapıldığı görüşmelerde nihai bir anlaşma metni çıkmadı.
- "Ne yazık ki kısmi bir anlaşmaya bile varamadık"
UNEP İcra Direktörü Inger Andersen, toplantıdan sonra, "Açıkçası bu noktada, istediğimiz yere varamadığımız çok açık. Ancak herkesin buraya anlaşmayı tamamlamak niyetiyle geldiğine de inanıyorum." dedi.
Northeastern Üniversitesi Kamu Politikası ve Kent Sorunları Bölüm Başkanı ve Plastik Merkezi Eş Direktörü Prof. Dr. Maria Ivanova, AA muhabirine, taraf ve paydaşların son toplantıya kararlılık ve iyimser düşüncelerle başladığını belirterek, "Ne yazık ki kısmi bir anlaşmaya bile varamadık. Dünyanın acilen kararlı adımlar atmasına ihtiyaç duyulan bir dönemde gerçekleşen müzakereler, zayıf süreç yönetimi ve liderlik eksikliği nedeniyle çöktü." dedi.
Tarafların uzlaşamadığı birçok konu olduğuna işaret eden Ivanova, "Bunlardan biri anlaşmanın kapsamıydı. Burada taraflar, plastik üretiminin tüm süreçlerine mi yoksa sadece çıktısı olan atığa mı odaklanacakları konusunda uzlaşamadı." ifadesini kullandı.
Ivanova, finansman konusunda da çekişmeler olduğuna dikkati çekerek, hangi ülkenin ne konuda ödeme yapacağının belirsizliğinin süreci etkilediğini aktardı.
Maria Ivanova, bazı kimyasalların anlaşmaya dahil edilmesi konusunun da müzakere edildiğini söyledi.
"Bugün 2-3 sene önce bulunduğumuz noktadan çok daha uzağız." diyen Ivanova, benzer çıkmazların iklim değişikliği müzakerelerinde de yaşandığını ve güçlü bir liderliğin olması halinde bu durumun aşılabileceğini dile getirdi.
- "Toplantıda kimyasallar konusu ciddi bir ivme kazandı"
Uluslararası Kirleticileri Yok Etme Ağı (IPEN) İcra Direktörü Bjorn Beeler ise görüşmelerden nihai bir anlaşma çıkmamasındaki önemli etkenlerden birisinin bazı tarafların oy birliği talebinde ısrarcı olması olduğunu söyledi.
Beeler, görüşmelerin odağının okyanuslardan uzaklaşarak petrole yoğunlaşmaya başladığına, sağlık faktörünün de giderek önem kazandığına işaret etti.
Beeler, insan sağlığına verilen zarar konusunda bir farkındalık artışı olduğuna dikkati çekerek, "Bu nedenle bu toplantıda plastik üretimi konusunda ilerleme kaydedilmezken, kimyasallar konusu ciddi bir ivme kazandı." değerlendirmesinde bulundu.
- "Belirsizliklere rağmen sürecin devam ediyor olması önemli"
Arka planda yapılan görüşmelerde herkesi kapsayan bir öneriye ulaşmak için çok fazla çaban gösterildiğini belirten Beeler, şunları kaydetti:
"Sunulan önerilerde pek çok boşluk vardı. Ayrıca, sunulan önlemlerin çoğu uluslararası ya da hukuken bağlayıcı değildi. Sorumluluk ulusal düzeye bırakıldı. Bu çok problematik bir durum. Küresel bir krizi ulusal düzeyde çözmeye çalışamazsınız. Görüşmeleri tamamen başarısızlık olarak görmüyorum. Belirsizliklere rağmen sürecin devam ediyor olması önemli."
Beeler, ortaya çıkan tablonun finansal piyasaları da etkileyeceğine işaret ederek, net bir sonuç olmamasının finansal piyasaların nereye gideceği konusunda mesaj içermediğini vurguladı.
Sonraki kritik görüşmenin aralık ayında yapılacak Birleşmiş Milletler Çevre Meclisi'nin 7. oturumu olduğunu belirten Beeler, ülkelerin bu toplantıya üzerinde durmak istedikleri noktalara dair planlarla geleceğini sözlerine ekledi.
Yorumlar
Kalan Karakter: