O dönemde belirtilen yerlerde yaşayan köylülerin yazdıkları rapor hakkında da bilgi veren Muşmal, raporda Suğla ve Beyşehir Gölü sularının ovaya aktarılmasının önemine dikkat çekildiğini kaydetti:
İşte 160 yıl önce yazılan o rapor:
“Konya Sancagı’na bağlı Beysehir Kazası sınırları dâhilinde bulunan Beyşehir Gölü’nden bir çay vasıtasıyla akan sular Karaviran (Suğla) Gölü’nde toplanmaktadır.
Ancak, Karaviran Gölü’nün havzası yeterli olmadığından taşan sular çevrede bulunan araziyi istila etmektedir. Bu le verimli tarım arazileri kullanılamamakta ve ahali ziraattan mahrum kli-">li tadır. Ayrıca arazilerin bataklığa dönüşmesi sebebiyle de çevrenin havası bozulmaktadır. Beyşehir ve Karaviran Gölü sularının suya şiddetle muhtaç Konya Ovasına akıtılması halinde hem Karaviran Gölü çevresinde bulunan araziler bataklıktan kurtulacak hem de Konya Ovası arazisi ölçülü bir şekilde suya kavuşacaktır. Böylece verimi artacak arazilerden elde edilecek öşür gelirleri hazineye büyük faydalar sağlayacak ve bu gelirler projenin maliyetini fazlasıyla karşılayacaktır. Hem devletçe hem de memleketçe pek çok hayra vesile olacak projenin ertelenmesi ise büyük bir kayıp olacaktır”.
Projenin 5 Aralık 1866 tarihinde Konya’da oluşturulan bir ziraat komisyonunda yeniden gündeme getirildiğini ifade eden Muşmal, bu komisyonda Konya Ovası’nın sulanması ve ziraî üretimin artırılması yolunda bazı kararlar alındığını ve bunların merkeze sunulduğunu kaydetti. Muşmal “Proje hakkında yapılan araştırmalar neticesinde düzenlenen raporlar devlet şurasına arz edilmiş, ancak İstanbul tarafından proje maliyetinin çok yüksek ğu belirtilerek, şimdilik bir su mühendisi vasıtasıyla kesif yapılacağı bildirilmiştir. Ne yazık ki bu dönemlerde proje hakkında ciddi bir gelişme sağlanamamıştır” .
1880 yılından önce yapılan bu ısrarlı müracaatlardan bir sonuç alınamayınca bu kez Konya Valiliği’nin söz konusu projeyi 1880 yılında düzenlendiği ve İstanbul’a sunduğu bir lâyiha ile yeniden gündeme getirdiğini belirten Muşmal, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Vilayet yöneticileri 1880 yılında Konya Ovası Sulama Projesi hakkında bazı önerilerde bulunmuştur. Vilâyet yöneticilerinin görüşleri şöyledir: Karaviran Gölü’nden Konya Ovasına kanallar inşa edilerek ve bu istikamette uygun yerlere bentler yapılarak Beyşehir Gölü suyu Konya Ovası’na ulaştırılabilir. Ancak kanallar vasıtasıyla Karaviran Gölü’nden Konya Ovasına nakledilecek suyun dağılmasına meydan verilmemesi için bir su mecrası inşa edilmesi ve bu mecradan kol kol cetveller yapılması gerekmektedir. Ayrıca projenin hayata geçirilmesi sırasında yeni ziraat aletleri ve bunların kullanımını tarif etmek üzere Almanya ve Belçika’dan tecrübeli elemanlar getirilmelidir. Nihayet proje kapsamında, Konya Ovasının uygun yerlerine ormanlık ağaçlar ekilerek Konya Ovası ağaçlandırılmalıdır”
1898–1902 yılları arasında Konya Valiliği yapmış Avlonyalı Ferid Paşa’nın sadrazamlığı döneminde Konya Ovası Sulama Projesi’nin ihalesinin gerçekleştirildiğini anlatan Doç.Dr. Muşmal, ihaleyi alan Anadolu-Osmanlı Demiryolu Şirketiyle 10 Kasım 1907 tarihinde İstanbul’da bir sözleşme imzalandığını ve sözleşmenin 30 Nisan 1908 tarihinde Sultan Abdülhamit tarafından tasdik edildiğini kaydetti. 1908–1914 yılları arasında tamamlanan proje ile Beyşehir Gölü suları bir isale kanalıyla Konya Ovası’na nakledilerek üç esas kanal ile sulamaya verildiğini, ancak projenin bütünüyle hayata geçirilemediğini ifade eden Muşmal, “Günümüzden tam 160 yıl önce, 1853 yılında proje haline Konya Ovası Sulama projesi nihayet 2013 yılında hayata geçirilebiliyor ve Konya Ovası su ile buluşuyor.” .
Yorumlar
Kalan Karakter: