Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bir kez daha ifade ediyorum ki biz bir karar aldık mı, karşımıza kim çıkarsa çıksın, ister Kara'in dağları gibi doğal, isterse diğer tarafta bazı örgütlerin çalışmaları gibi şiddet yanlılarının engelleri olsun, hepsini aşarız ve kararımızı mutlak şekilde uygularız" .
Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen yerli uçak tanıtım töreninde konuşan Davutoğlu, tarihi bir gün ğunu belirttiği 27 Mayıs'ın iki açıdan önemi bulunduğuna işaret etti.
Davutoğlu, bugünün, ülkenin geçmiş 50-60 yılına damgasını vuran acı bir olayın yıl dönümü ğunu dile getirerek, 27 Mayıs 1960 ihtilalinin demokraside birçok kesintiye yol açtığını söyledi.
Başbakan Davutoğlu, "Ben 27 Mayıs 1960 ihtilali ve doğurduğu sonuçlar itibarıyla Türk demokrasisinin bir daha bu tür müdahalelere maruz kalmayacağı inancıyla rahmetli şehit Başbakanımız Adnan Menderes ve arkadaşlarını bir kez daha milletim adına onurla, gururla burada anıyorum, hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum" .
Milletin, milli iradesiyle seçtiği hükümetlerin bu şekilde görevden alındığı günlere şahit olmamasını dileyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Allah, hep beraber milli iradeye, demokrasiye sahip çıkma kararlılığını göstermeyi nasip eylesin. İkincisi, büyük bir hayal. Sadece bugünün hayali değil, bugünün rüyası, ideali, hedefi değil. Bundan 71 yıl önce 26 Mayıs 1944'te yani bundan bir gün önce, rahmetli Nuri Demirağ ve arkadaşları yeni ve genç Cumhuriyeti onurlandıracak büyük bir projeyi hayata geçirmek için çıktıklarında birçok engelle karşılaşmışlardı. 1944'te 26 Mayıs'ta onların geliştirdiği uçak, NuD38 uçağı İstanbul-Ankara arasında test uçuşunu başarıyla tamamlamıştı. Fakat kişilerin vizyon sahibi olması, bu vizyonu hayata geçirmek için fedakarlıklar yapması yetmiyor. O devleti yönetenler bu vizyonu anlayamadıkları için, bu büyük ideali gerçekleştirmek yönünde atılan o cesur adımları takdir edemedikleri için Türkiye'nin yüzde yüz yerli milli uçak geliştirme projesi 71 yıl sonra, 71 yıl gecikmeyle bugün tekrar gündeme geliyor. Bir kez daha rahmetli Nuri Demirağ'ı hayırla, takdirle anıyorum."
"Türkiye'de yapılan uçağın yurt dışına satışı bir kanunla durdurulmuş"
Başbakan Davutoğlu, Demirağ'ın 1936'da çıktığı ilk yolda bugün Deniz Müzesi'nin yanındaki binada başlayan idealin önce başarılı adımlarla devam ettiğini, şimdiki Atatürk Havalimanı'nın bulunduğu yerde o günkü Amsterdam Havalimanı büyüklüğünde, hangarlarla, tesislerle kurulan güzel başlangıcın, stratejik vizyon yetersizliği dolayısıyla daha sonra da Eskişehir'de söz konusu bir kaza üzerine tümüyle iptal edildiğini söyledi.
Bunun üzerine Türk Hava Kurumu'nun siparişlerini geri aldığına, yurt dışından yapılan siparişlerin o dönemin leri, hükümeti tarafından bir kanunla durdurulduğuna dikkati çeken Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Yani Türkiye'de yapılan uçağın yurt dışına satışı bir kanunla durdurulmuş. Bu tek parti yönetimlerinin bazen ve ilkesel olarak bir bütün etrafında düşünüldüğünde ne vizyonsuz bir perspektif çizebildiklerinin en çarpıcı örneği. Aradan yıllar geçti, o tek parti yönetimi gitti. O projeyi durduranlar iktidardan çekildiler. Ama o günden bugüne hiçbir hükümet tekrar bu projeyi gündeme alma, tekrar bu projeyle birlikte yeni ve güzel bir yolculuğa çıkma iradesi gösteremedi. Ta ki 2002 yılında AK Parti iktidarları e ."
Davutoğlu, AK Parti iktidarları döneminde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde, Türk havacılık sektörünün olağanüstü bir atılım içine girdiğini dile getirerek, "Dünyada yılda yüzde 5 büyüyen sektör Türkiye'de yüzde 15 büyüdü. Çok kısa bir sürede Türk Hava Yolları dünyanın en önemli markaları haline geldi. Çarpıcı birkaç rakam vermek gerekirse iç hat yolcuları 2002'de 9 milyonken, bugün 85 milyon. Takriben 10 misli arttı" .
"Dünyada üçüncü, Avrupa'da ilk e dolgu yapılarak inşa edilen havalimanı açtık"
Dış hat yolcu sayısının 34 milyondan, bugün 166 milyona çıktığını aktaran Davutoğlu, dünyanın en büyük havalimanını İstanbul'a inşa etmek için 2013'te harekete geçtiklerini hatırlattı.
Davutoğlu, 2003'te sadece Türk Hava Yolları'nın iç hatlarda 2 merkezden 26 noktaya sefer yaptığını, bugün ise 6 hava yolu şirketinin 7 merkezden 55 noktaya uçtuğunu kaydetti.
Geçen hafta Ordu-Giresun Havalimanı'nı açtıklarını anımsatan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dünyada üçüncü, Avrupa'da ilk e dolgu yapılarak inşa edilen havalimanı. Bir mucize. Aslında ideallerin kararlılıkla birleşmesi halinde engel tanımayacağının çok çarpıcı bir göstergesi. Ben birçok vesileyle Fatih Sultan Mehmet Han'ı anarak, Ordu-Giresun Havalimanı'nı misal olarak zikretmiştim. Fatih Sultan Mehmet Han, fetihten önce donanmayla Haliç önlerine geldiğinde, Haliç'in kapalı ğunu gördüğünde normalde başka bir komutan olsa konvansiyonel bir şekilde düşünüp, 'uygun bir ı bekleyelim' diyebilirdi. Liderlik, konvansiyonel ve alışılagelmiş çizginin dışında karar alma yeteneğidir ve nitekim donanmayı karadan yürüterek Haliç'e inme fikri, o için ilk anda söylendiğinde gerçekleşmesi imkansız gelebilir de ama doğru, güçlü bir siyasi irade, doğru bir karar, idealin etrafında birleştiğinde olmazları olur kılıyor. Ordu-Giresun Havalimanı da ilk anda bakıldığında hemen buca n yakınından yükselen dağlar ve son derece coşkulu Kara dalgaları arasında belki o mekanda havaalanı yapmanın zorluğu aşikardı. Ama Sayın Cumhurbaşkanımız o dönemde verdiği güçlü kararla hem bu yolu açtı hem de aşılmaz zannedilen yolların ve engellerin nasıl aşılacağının güzel bir örneğini verdi ve biz Ordu-Giresun Havalimanı'nı elhamdülillah büyük bir onurla açtık."
Hakkari-Yüksekova Havalimanı
Benzer projelerle çalışmalara devam edeceklerini vurgulayan Davutoğlu, dün de Hakkari-Yüksekova Havalimanı'nı 55. havalimanı olarak açtıklarını anımsattı.
Davutoğlu, iktidara lerinde ülkede 26 havalimanı bulunduğunu aktararak, şöyle devam etti:
"Şu anda 55 havalimanı . Hakkari-Yüksekova'nın önemi de Hakkari denildiğinde genellikle Türkiye'nin hep bir köşesi, bir şekilde bir uç noktası ifade edilmek için kullanılan bir vilayetemizken, bu havalimanıyla birlikte sadece Türkiye'nin her köşesine değil, dünyaya bağlantı sağlayabilen ve Irak'tan, İran'dan ya da Erbil'den gelebilecek yolculara da ev sahipliği yapabilecek bir merkez, vilayet haline dönüşmeye başlıyor. Bunun yine önemli bir tarafı, terör örgütünün yıllarca bu havalimanının açılmasını engellemek için gösterdiği çabalara, yaptığı tehditlere, baskınlara, iş makinelerini kırmalarına, işçileri tehdit etmelerine rağmen güçlü bir siyasi iradeyle bu havalimanının yapılmış olmasıdır. Buradan bir kez daha her iki havalimanının yapılmasına katkıda bulunan bütün kurumlarımızı, bakanlıklarımızı, müteahhit firmaları tebrik ediyorum. Bir kez daha ifade ediyorum ki biz bir karar aldık mı, karşımıza kim çıkarsa çıksın, ister Kara'in dağları gibi doğal, isterse diğer tarafta bazı örgütlerin çalışmaları gibi şiddet yanlılarının engelleri olsun, hepsini aşarız ve kararımızı mutlak şekilde uygularız. Hiçbir şey, aldığımız kararın uygulanmasını biraz belki geciktirebilir ama durduramaz. Yine hava yolu bakımından son derece önemli bir istatistik olarak 2003 yılında 2 hava yolu şirketimiz 60 noktaya uçarken, 2014 yılında 6 hava yolu şirketimiz 237 noktaya uçuyor. 108 ülkede 237 noktaya uçuyor. Türk Hava Yolları bu çerçevede dünyanın en fazla destinasyonuna uçan hava yolu şirketi unvanını kazandı."
"Nereye bir uçağımız iniyorsa orada bir büyükelçimiz olacak"
Dışişleri Bakanlığı döneminde de en fazla takip ettiği hususlardan birinin vizelerin rılması, diğerinin de Türk Hava Yolları'nın uçuş noktalarının artırılması ğuna işaret eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Yükselen ülkelere baktığınızda British Airways'ın güneş batmayan imparatorluk iddiasıyla tarih sahnesinde yer alan İngiltere için taşıdığı önem, ister yükselen Almanya için Lufthansa'nın taşıdığı öneme baktığınızda veya diğer hava yolu şirketlerinin kendi ülkeleri açısından taşıdığı öneme baktığınızda, için de hava yolu şirketlerimizin dünyada ne çok noktaya uçtuğu, yükselmemizin en önemli kriterlerinden biridir. Nerede bir havalimanı varsa oraya inecek Türkiye Cumhuriyeti bayraklı hava yolu şirketi, başta Türk Hava Yolları şirketi olmak üzere diğer şirketlerimiz olacak. Nereye bir uçağımız iniyorsa orada bir büyükelçimiz, orada bir temsilimiz olacak. Artık Türkiye yerel, bölgesel düşünen bir ülke değil, küresel düşünen bir ülke ve bu küresel rekabette hak ettiğimiz yeri alacağız."
Davutoğlu, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen yerli uçak tanıtım töreninde yaptığı konuşmada, son 12 yılda 10 milyon vatandaşın ilk kez uçağa bindiğini ifade ederek, 12-24 ve 25 saat süren uzun otobüs yolculuklarının yerini konforlu, çok kısa sürede hedefe ulaşabilen hava yolu imkanlarının aldığını söyledi.
Bu çerçevede 100 kilometrelik daireler içinde havalimanına ulaşım imkanı olmayan tek bir vatandaş bırakmayacaklarını dile getiren Davutoğlu, Türkiye'nin yükselen bir ülke olarak milli savunma sanayisini geliştirme konusunda çok geç ğını, yavaş davrandığını, önündeki on yılları kaybettiğini aktardı.
Davutoğlu, milli uçak yapımında 1944'ten bu yana geçen ın "kaybedilmiş yıllar" olarak görülebileceğini belirterek, 2002'de AK Parti iktidarı ülkede söz sahibi a bütün savunma ihtiyaçların dışarıdan karşılanacağı bir varsayım içinde davranıldığını, hatta bir takım rant çevrelerinin oluştuğunu kaydetti.
Türkiye'nin ihtiyacını hibe silahlardan karşılayan ya da satın alımlarda başka ülkelerin kongrelerine, parlamentolarına muhtaç bırakan, aradaki bazı kesimlerin de yüksek karlarla ülke ekonomisini zora soktuğu projelerin gündeme getirildiğine dikkati çeken Davutoğlu, şöyle devam etti:
"İktidara gelişimizle birlikte yerli tedarik bağlamında bir stratejik tercihte bulunuldu. 2002'de savunma sanayinde yerlilik oranı, yüzde 24 iken bugün yüzde 60'a çıktı. Dışişleri Bakanlığım döneminde, özellikle füze teknolojisi bağlamında gelişmeleri takip etmek üzere ROKETSAN'ı ziyaret ettiğimde, ROKETSAN yetkililerinin söylediği husus aradaki değişimi açık bir şekilde ortaya koyuyordu. Bizden önce ROKETSAN'ın 2005'te kapatılmasına karar verilmişti. Yani Türkiye'nin ASELSAN'dan sonra önemli kurumlarından bir tanesinin 2002'de alınan kararla kapatılmasına karar verilmişti. Şimdi ise ROKETSAN dünyada rekabet gücü yüksek uluslararası şirketler arasına girdi. Nasıl Nuri Demirağ'ın projeleri durdurulmuşsa, bir el ROKETSAN'ın üzerinden mili savunma sanayinin füze teknolojisine dayalı önemli projelerini durdurmak için düğmeye basmıştı. Eğer AK Parti iktidarda olmasaydı şu anda geliştirilmiş birçok proje, gelişme imkanı bulmadan durdurulmuş olacaktı. Biz hiçbir şekilde durdurulamayacak bir iradenin sözcüleriyiz. Bizi durdurmak isteyen ancak ve ancak 27 Mayıs gibi darbeler üzerinden hedefine ulaşabileceğini zannedebilir. Türkiye'de de artık ne bu darbelere, ne bu vesayete, sığ yaklaşımlarla büyük projeleri durduran dar siyasi anlayışlara izin verilmeyecektir."
"Tasarım için gerekli yetkilendirmeler verildi"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, son 12 yılda savunma sanayisinin her alanında büyük hamleler yaptıklarının altını çizerek, Altay tankı, ANKA insansız hava aracı, HÜRKUŞ eğitim uçağı projesi, milli gemi projesi, yerli otomobil gibi çok geniş bir alanda Türkiye'nin savunma sanayisine katkıda bulunulabilecek yan sektörlerle desteklenen projelerin hayata geçirildiğini anlattı.
Artık hibe üzerinden kendi savunmasını tanzim etmeye çalışan bir ülke olmadığını vurgulayan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aksine 5 milyar dolarlık yıllık üretim, 1,6 milyar dolarlık ihracatı, 1 milyar dolara varan Ar-Ge çalışmalarıyla çok güçlü, dünyanın rekabet edebilecek kapasitedeki öncü ülkeleri arasında bir savunma sanayimiz var. Savunma Sanayii İcra Komitelerinde ele aldığımız hususlar bağlamında önümüzdeki dönemde de inşallah milli muharip uçağımızı, 2023'e Türk semalarında uçurmuş olacağız. Tasarım için gerekli yetkilendirmeler verildi. Füze savunma sanayi konusunda, milli kapasiteyi artırıcı her türlü tedbir alınacak. Türkiye kendi savunması için neye ihtiyaç hissediyorsa, kendi mühendisleri, kendi sermayesi, kendi emeği, en önemlisi kendi iradesiyle hayata geçirecek. Bundan kimsenin şüphesi olmamalıdır. Bu çerçevede çok önemli bir atılım, tabiri caizse paradigmayı, oyunu, akış seyrini değiştirecek önemli bir kararı almamız gerekiyordu. Bu da milli bölgesel uçak yapımı."
Yüzde 100 Türk tasarımı
Daha önce ilk sunumların Bakanlar Kurulu'nda yapıldığını, son aylarda bu çalışmalara hız verdiklerini bildiren Davutoğlu, geçiş aşamasıyla süreyi kısaltmayı, bir an önce sertifikasyonu ve güvenirliği model üzerinde yoğunlaşmayı ve onunla yola çıkmayı amaçladıklarını kaydetti.
Davutoğlu, Nuri Demirağ'ın uçağının o dönemin "A" kategorisinde sertifikasyonunu alan bir uçak ğunu anımsatarak, ancak durdurulduğunu, durduranların ise ülkenin içinde ve dışında bağlantıları ğunu söyledi.
Güvenirliği yüksek, test edilmiş model Dornier 328 ve 628 ile ilgili yapılan anlaşma ve telif haklarının alınması sonrasında sertifikasyon da dahil tüm süreçlerin kısa sürede tamamlanacağını vurgulayan Davutoğlu, 2019'da Dornier 328 model etrafında yapılan ilk uçağın uçuşa geçeceğini, 2023'te de sipariş edilen 50 uçağın üretileceğini dile getirdi.
Davutoğlu, 2020'de, Dornier 628 modeliyle ilgili tasarımın tamamlanıp, 2023'te uçuşun gerçekleşeceğine dikkati çekerek, yüzde 100 Türk tasarımı milli bölgesel uçak ile milli muharip uçağın birlikte Türk semalarında uçağını ifade etti.
Yorumlar
Kalan Karakter: