Kağnı şu görüşlere yer verdi:
“Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün, 5 Aralık 1934'de Türkiye’de "Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı" veren yasayı meclise kabul ettirmesi ile bu tarih "Kadın Hakları Günü" olarak kutlanmaya başlanmıştır. Atatürk tarafından birçok batı ülkesinden önce Türk kadınına tanınan bu haklar, Ata’nın kadının toplumdaki yerine verdiği önemin somut göstergesidir.
4 Nisan 1926 yılında yürürlüğe giren Medeni Kanun ile de erkeğin üstünlüğüne dayanan düzene son verilmiştir. Bu kanun sayesinde evlilikte çok eşlilik yasaklanmış, Evlenme ve Miras Hukuku’nda kadın, erkekle eşit hale getirilmiş, boşanma hakkı kadına da tanınmış ve imam nikâhı yerine medenî nikâh şart koşulmuş, evlilik esnasında da sonrasında da kadının ekonomik ve hukuksal güvencesi sağlanmıştır. Böylece Türk aile yapısı ve işleyişi çağdaş, demokratik kurallara dayandırılmıştır.
Kadın, sadece anne olmak için Dünya’ya , erkek üstün bir toplumda ikincisi sınıf bir varlık değildir. Kadın erkek ile eşit şartlara sahip, özgür, seçme ve seçilme hakkı dışında bütün haklara sahip bir varlıktır. Ancak günümüzde, halen kadın toplumda hak ettikleri yeri bulamamıştır. Kadınlarımız, namus cinayetleri ile katledilmekte, çocuklarından koparılmakta, çocuk yaşta evlendirilip özgürlükleri ellerinden alınmakta, okutulmamaktadırlar.
Kadınlarımızın hak ettikleri değerlere ulaşabilmesi, kadına insan ğu ve toplumların eşit vatandaşları ğu değerlerinin verilmesi ve kazanılması dileklerimle Türk kadınının, seçme ve seçilme hakkını kazandığı günün 80’inci yıl dönümünü kutluyorum.”
Yorumlar
Kalan Karakter: