Duruşma salonunda yaşananların haricinde bir de dışarıda yaşananlar vardı. Mahkeme salonunun üstünden uçaklar alçak uçuş yaparak Karabekir’in suçsuz ğu yönünde kağıtlar atıyorlardı.
Kurtuluş ının başarı ile sonuçlandırılmasının ardından Mustafa Kemal, Kazım Karabekir, Rauf Orbay,Ali Fuat Cebesoy gibi milli mücadelenin liderleri arasında siyasi görüş ayrılıkları ortaya çıkmıştı.Mustafa Kemal Paşa’nın tek adam haline gelmeye başlaması, inkılapçı politikalar izlemesi ( Cumhuriyetin ilanı,Halifeliğin rılması vb. ) üzerine Karabekir,Orbay,Cebesoy gibi milli mücadelenin diğer önemli kişileri Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası adında bir muhalefet partisi kurarak siyasi alanda mücadele vermeye başladılar.
Ancak bu muhalefet partisinin ömrü fazla olmadı. Ülkenin doğusunda çıkan Şeyh Sait isyanı üzerine iktidar Takrir-i Sükûn Kanunu adında bir kanun çıkartarak basın, dernek, cemiyet, siyasi partileri kapatma yetkisine sahip .Kısacası ülkede bir sükûnet dönemine geçilmeye çalışılmıştı. Bu sükûnet döneminde kimse bir şeyi eleştirmeyecek belki yalnızca alkışlayabilecekti. İşte bu gelişmeler sırasında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası da Bakanlar Kurulu tarafından 5 Haziran 1925 tarihinde kapatıldı. Böylece muhalefet partisinin siyaset yapması yasaklandı. Karabekir ve diğerleri milletvekilliklerine devam ettiler ancak bu da uzun sürmedi.
Atatürk'e suikast planı iddiası
1923’ten 1926 yılına Türkiye siyaseten büyük bir kargaşa dönemi içindeydi. Cumhuriyetin ilanı, Halifeliğin rılması gibi gelişmeler, ardından buna tepki olarak ortaya çıkan, paşaların kurduğu Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, doğuda çıkan Şeyh Sait isyanı ve son olarak 1926 yılında İzmir’de Atatürk’e yönelik hazırlığı yapılan suikast planı.
Atatürk’e yönelik suikast planının bir itirafçı yoluyla açığa çıkmasının ardından TBMM tarafından İzmir’e hemen İstiklal Mahkemesi gönderildi. Olağanüstü yetkilere sahip mahkeme konuyla ilgili gördüğü çok sayıda kişiyi -bunların çoğu da eski İttihat ve Terakki üyeleriydi- tutukladı. Ancak mahkeme soruşturmayı öylesine genişletti ki nihayetinde soruşturma iktidara muhalefet eden kişilerin tutuklanmasına vardı. Kâzım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, Cafer Tayyar Eğilmez gibi milli mücadelenin önemli paşaları da suikast ile irtibatlandırılarak tutuklandılar.
Paşalar da tutuklandı
Kazım Karabekir Ankara’daki evinden İsmet Paşa’nın çayına çağrılıyorsunuz diyerek alınmış ve İzmir’deki mahkemeye götürülmüştü. Mahkemeye çıkıncaya Emniyet Müdürlüğünde yerde tahtakurularının arasında yatırılmıştı. Odada bulunan pencere kapatılmış ve çivilenmişti. Bu şartlar altında geçen birkaç günün ardından Kazım Karabekir mahkemeye çıkarıldı. Duruşma sırasında yaşanan olaylar ise tarihe geçecek nitelikteydi. Kurtuluş Savaşının en önemli ikinci komutanı kendi kurduğu devletin mahkemesine çıkarılmıştı. Mahkeme salonu subaylarla doluydu. Hakimin ( Kel Ali-Çetinkaya ) Kazım Karabekir’i savunma için ayağa kalkmasını istediğinde mahkeme salonunda bulunan subaylar da onunla birlikte ayağa kalkmıştı. Hakim Ali Çetinkaya’nın buyrun, oturun ikazlarına karşın subaylar oturmuyordu. Kısacası ordu mensupları kurtuluş ının büyük komutanını yalnız bırakmamıştı. Sonrasında Karabekir’in oturun işareti ile subaylar yerlerine oturmuştu.
Ordu'da rahatsızlık
Yapılan yargılamada Kazım Karabekir ve diğer paşalar mahkeme tarafından Terakkiperver Fırkası üzerinden suikast ile irtibatlandırılmaya çalışıldı. Bu şekilde kısa süre önce kapatılmış muhalefet partisinin liderleri cezalandırılmış olacaktı. Ancak Milli Mücadelenin önemli simalarının bu şekildeki yargılanması ülkede özellikle ordu içerisinde önemli rahatsızlık oluşturmaya başlamıştı. Duruşma salonunda yaşananların haricinde bir de dışarıda yaşananlar vardı. Mahkeme salonunun üstünden uçaklar alçak uçuş yaparak Karabekir’in suçsuz ğu yönünde kağıtlar atıyorlardı.
Yapılan yargılamaların ardından suikast ile irtibatı ğu iddia edilen on dört kişi idam edildi.Bunların içinde özellikle eski İttihatçılar önemli yer tuttu. Terakkiperver Fırka üyeleri ise başta Karabekir olmak üzere Ali Fuat Cebesoy gibi Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının üyeleri üzerlerine atılmış iftiradan kurtuldular ve beraat ettiler. Ancak beraat kararına rağmen bu kişiler uzunca bir süre-Atatürk’ün ölümüne - siyasetten uzak durmak zorunda lar. Sürekli gözetim altında tutularak yaşamlarına devam ettiler.



Yorumlar
Kalan Karakter: