Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugünkü parti grubu konuşmasının ağırlıklı gündem maddeleri çözüm süreci ve İsrail'in Mavi Marmara özrüydü.
Özür sürecine ilişkin parti grubunda ayrıntılı açıklamalar yapan Başbakan Erdoğan, ana muhalefet lideri CHP'yi adeta topa tuttu. Erdoğan, "Biz Tevrat'taki 'Öldürmeyeceksin' emrini söyledik. CHP İsrail avukatlığıyla bize cevap verdi. Dışişleri Bakanımız hakkında gensoru verdiler. Bugün nasıl Türkiye'ye karşı eylemlerin adresi Suriye ile aynı karedeyse, aynı günlerde yine aynı karede yer aldılar. Bunların dış politika çizgisi hep bu . Bunların dış politikası görmezden gelmek ve el pençe divan durmak. Tüm kardeşlerime sesleniyorum; bunlardan mahcubiyet özür beklemeyin, İsrail özür diledi ve özür diler, ama CHP özür dilemez. Ben bir Başbakan olarak Dersim olayıyla ilgili özür diledim, ama CHP'nin genel başkanının kendi memleketinin meselesiyle ilgili kalkıp da ağzından bir kelime duydunuz mu?" diye .
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları
Eskişehir-Konya Yüksek Hızlı Tren hattını hizmete açtık. Bu hattın ayrı bir manası var. Üç büyük Başkent birbirine bağlandı. Eskişehir-İstanbul Yüksek Hızlı Tren hattını hizmete alacağız ve Osmanlı'nın son başkentini de bu ağın içine alacağız. Daha sonra Osmanlı'nın ilk başkenti Bursa'yı bu hatta dahil edeceğiz. Bunun da çalışmaları devam ediyor.
Eskişehir-Konya hattı ile kültürlerimizin, önemli şehirlerimizin birleşmesi de amaçlanmıştır. Şimdi Konya'yı Eskişehir'e bağlayarak Yunus Emre ve Hacı Bektaş'ı birbirine yakınlaştırmış oluyoruz.
Nasrettin Hoca'nın eşeğine ters ya da düz binerek geçtiği yolda, siz hızlı trenle ister ters koltukla ister düz koltukla seyahat edebilirsiniz.
Bu güzel hizmetlerinden dolayı Ulaştırma Bakanlığımıza, Devlet Demir Yolları'na, mühendislerimize, şükranlarımızı ifade ediyorum. Eskişehir'deki bu önemli açılışın ardından Genişletilmiş İl Başkanları toplantısını yaptık.
Kazakistan'ın Başkenti Astana Türk Dünyası Kültür Başkenti olmuştu. Hafta sonunda yapılan törenle de 2013 yılı için Eskişehir Türk Dünyası'nın başkenti . Bu anlamlı payenin de Eskişehirli kardeşlerimize hayırlı olmasını diliyorum.
BELKİ DE İSRAİL'İN FARKLI PLANI VARDI
22 Mayıs 2010 tarihinde Mavi Marmara isimli bir Türk gemisi, Gazze'ye insani yardım götürmek için içindeki sivil insani yardım görevlileriyle yola çıktı. Bu insanların içinde 36 ayrı insan vardı. Bu yardım gemisi 31 Mayıs'ta uluslararası sularda İsrail devletinin güvenlik birimlerinin saldırısına uğradı ve 9 vatandaşımız hayatını kaybetti. Bunlardan birisi Uğur kardeşimiz bitkisel hayatta. Böyle bir tablo var. Hadiseyi tüm boyutlarıyla değerlendirdik. Danışmanım Nabi Bey'i görevlendirdik. Hemen İstanbul'a gidip oradan da Tel Aviv'e gidip orada hastanede hapiste kim varsa alıp geleceksiniz k. Hepsini ambulans uçaklarla Türkiye'ye ulaştırdık. Ellerindeki gemileri ve yolcuları süratle bırakmak suretiyle süreç başladı. Olayı tam bir kararlılık içinde takip ettik. Saldırı sonrası İsrail'in farklı bir planı vardı bilemiyorum. Bunun da unutulacağını zannediyorlardı.
AK Parti olarak bu saldırı karşısında biz susmadık. Birçok görüşmeler yaptık, nasıl bir normalleşme yapabiliriz diye k. Biz, 3 şart yerine gelmedikçe bizden bir adım beklemeyin k. Bu milletin evlatları şahsiyetlidir onurludur, onların kılına bir zararı biz sormak zorundayız k. Tabi ricacı olarak devlet başkanları hiçbir itirazi cümle kullanmadan geri döndüler. Asla geri adım atmadık. Bu olayın ardından İsrail'e bu üç şartı hatırlattık. Bir özür, iki tazminat, üç Filistin'e ambargonun rılması. Üzüntü verici kelimesini kullansak olmaz mı ler hayır k. Tazminatı kabul edelim, ama diğer ikisi olmasın ler, ama biz kesinlikle olmaz k.
OBAMA'NIN SESİNİ ÖZLEMİŞİM
ABD Başkanı Barack Obama, İsrail'e yaptığı bu resmi temaslar öncesinde de Dışişleri Bakanı bize geldi. Konutumda yaptığımız görüşmelerde etraflıca ele alarak görüştük. Ne gibi bir çerçeve oluşturalım ki sorunu çözelim ler. Tabi sayın Obama'nın Ortadoğu'ya gelişinde önümüze yine bir metin geldi. Dedik hayır biz burada sadece şehitlerimiz için değil, Filistinli kardeşlerimizin hak ve hukuklarını bir kenara koyamayız onun da bu anlaşmaya derç edilmesi lazım k. İsrail'den ayrılırken sayın Obama ile Netanyahu, havalimanında beni aradılar. Önce Netanyahu'nun sesini aldım, ama sayın Obama'nın sesini özlemişim önce sayın Obama'yla k. Obama'nın şahitliğinde bu görüşmeyi gerçekleştirerek işi neticelendirdik. Önce ABD, sonra İsrail açıklama yaptı. Biz de yazılı ve telefon kayıtlarını aldıktan sonra açıklama yaptık. Çünkü önce eşeği sağlam kazığa bağlamak lazım.
ŞEHİTLERİMİZ VE TÜRK MİLLETİ ADINA ÖZRÜ KABUL ETTİM
Ben de şehitlerimiz ve Türk milleti adına özrü kabul ettim. Bu nisan ayı içinde bir ziyaretle birlikte kendilerinin ifadesiyle buradaki ambargonun ne durumda ğunu görmüş olacağız. Gazze'nin yeniden imarı konusunda, Filistin sorununun çözümü konusunda Türkiye olarak elimizden i yapacağız. Bundan sonra sözlerin tutulup tutulmayacağını takip edeceğiz. Elbetteki bu özür ve bu adımlar Mavi Marmara şehitlerimizi geri getirmeyecek. İnsanlık dışı müdahaleleri telafi edilmeyecek. Şehitlerimizin aziz hatırası için bu özrün büyük bir anlamı var ve şehitlerimizin kanı yerde kalmadı.
İSRAİL ÖZÜR DİLER, AMA CHP ÖZÜR DİLEMEZ
Tüm kardeşlerime sesleniyorum; bunlardan mahcubiyet özür beklemeyin, İsrail özür diledi ve özür diler, ama CHP özür dilemez. Ben bir Başbakan olarak Dersim olayıyla ilgili özür diledim, ama CHP'nin genel başkanından kendi memleketinin meselesiyle ilgili kalkıp da ağzından bir kelime duydunuz mu? İsmi lazım değil bir genel başkan yardımcısı da susup . Pişkinlik ziyadesiyle vardır, pişmanlık yoktur. Türkiye günlerdir CHP'nin bir açıklama yapmasını beklerken onlar pişkinliğin zirvesine ulaştılar. Dışişleri Bakanımız hakkında gensoru önergesi verdiler. Adresi şaşırdılar tabi, enerjiyle alakalı bir konuda Dışişleri Bakanı hakkında gensoru verdiler. Suriye'nin yanında duruyorlar, ama yine kaybedecekler. Türkiye'ye zarar vermek için atağa geçtiler. Türkiye'nin büyük bir devleti, aziz bir milleti var hiç endişe etmeyin. Türkiye'nin büyük bir ekonomisi güçlenen bir demokrasisi var. Türkiye'de Türkiye'ye ayak uyduramayan küçük bir muhalefet var. Türkiye'de son haftalarda yaşanan büyük değişimin muhalefeti de değiştirmesini umut ediyorduk. Yemen'deki kardeşimizden Saraybosna'daki kardeşimize herkes Türkiye ile övünüyor. Muhalefeti de bu büyük vizyonu paylaşmaya davet ediyoruz.
"Elazığ sizinle gurur duyuyor" sözlerine Erdoğan, "Eee Başbakan da Gakkoşlarla gurur duyuyor" şeklinde karşılık verdi.
BAHÇELİ'NİN VUR DE VURALIM ÖL DE ÖLELİM SÖZLERİ
Kalabalıktan bir grup slogan atıyor, 'Vur de vuralım öl de ölelim' diyor. Genel Başkan da çıkıp 'Onun da vakti gelecek' diyor. Siyasi sorumluluk taşıyan insana böyle bir şey yakışır mı? Senin teröristin iyi, benim teröristim kötü anlayışı olur mu? Neyi öldürüyorsun? Huzur içinde yaşamaya ihtiyaç varken sen vurmanın da ölmenin de ı gelecek diyorsun. Geçmişte daha önceki siyasi partide bu tür sloganları atanlar . Biz de kitabımızda ne vurmak ne de öldürmek var der ön keserdik. Biz hayat vermeye derdik. AK Parti olarak da gençlik kollarımıza hiçbir teröre çanak tutacak bir mesaj vermedik her itidali tavsiye ettik. Sizin elinizde döner bıçağı olmayacak, molotof kokteyli olmayacak, bilgisayarla geleceğe mesaj vereceksiniz k. Bizim işimizin okumayla, yazmayla, öğrenmeyle ğunu hatırlattık. MHP Genel Başkanı'nın böyle bir dil kullanması talihsizliktir. 80 sonrası öldürülen gençlerin hatırasına saygısızlıktır. Bu dil, bu tavır Türkiye'nin ve milletimizin asla hayrına değildir. Ayrıştıran bir dildir. Türkiye'nin birlik ve bütünlüğüne hizmet etmez. MHP Genel Başkanı bölüp parçalanmanın dilinden konuşuyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: