Türkiye Büyük Millet Meclisi Tarım Orman ve Köy işleri komisyon Başkanı Recep Konuk ile Ak Parti Karaman Milletvekili Recep Şeker, çocuk taciz olayı ile ilgili olarak açıklamada bulundular.
Konuk ve Şeker’in bu konudaki görüşleri şu şekilde:
“Şehrimizde vuku bulan menfur hadisede yargı kararını vermiş ve sanığı en üst sınırdan cezalandırarak bu tür menfur hadiseler karşısında ülkemizin duruşunu, suç ve suçluyla mücadelede adalet sistemimizin kararlılığını, verdiği kararla bir kez daha göstermiştir. Mahkeme mevcut ceza yasalarımız çerçevesinde bir hüküm tesis etmiştir. Soruşturma ve yargılama süreci hadisenin hassasiyetine binaen süratle tamamlanmış ve suçlu adalet karşısında işlediği iğrenç suçun hesabını vermiştir.
Hatırlatmakta fayda var ki, bu menfur hadisede suçlunun cezalandırılmasıyla sonuçlanan süreç yargı mercileri tarafından başlatılmış ve 47 gün gibi kısa bir sürede adalet son sözünü söylemiştir. İğrenç ve bir o adi bir olay olarak görüp herkesin nefretle suçlunun karşısında, mağdurların yanında durduğu hadise konusunda maalesef ülkemizde yanlış bir algı oluşturulmaya çalışıldı. Yargı süreci işlediği, yargı görevinin başında ğu halde bir takım çevreler yargıyı göreve davet etti. Bilinmesi gerekir ki, bu menfur hadisede adli süreç medyaya yansıyan haberlerle başlamamış, adli makamların bizzat harekete geçmesiyle başlamış, failin tutuklanıp işlediği suçlarla ilgili soruşturmanın başlamasıyla medyanın gündemine gelmiştir. Yani herkesin nefretle kınadığı bu hadisede suçluların cezalandırılmasını sağlayacak adli süreç gazetelerde haber diye başlamamış, bu süreç adli makamlar başlattığı için haber olmuştur.
Vicdan sahibi herkesin nefretle kınadığı bu menfur hadisenin adli makamlara intikalinden sonra maksatlı veya maksatsız çok sayıda yorum yapıldı, tezvirat yayıldı. Hadise çok konuşuldu, hadise ile ilgili çok konuşanlar, hatta bu hadiseyi kendi PR’ı için kullananlar, kendini gündemde tutmak için bu hadiseyi araç olarak görenler bile . Samimi bir duruşla suçun ve suçlunun cezasız kalmasından kaygı duyup konuşan, hadiseyi gündemde tutan gazetecisinden siyasetçisine, STK’lardan sokaktaki vatandaşlarımıza herkesin bu duruşuna saygımız sonsuzdur. Ancak, hadiseyi sürekli gündemde tutarken, her lafı bu menfur hadise ile açıp her konuşmayı bu hadise ile bitirirken mağdurların yaşadıkları mağduriyeti bir kez daha yaşadıklarını ve onların psikolojilerinde açılan yaranın tekrar tekrar kanatılmasına da sebep olunduğunu unutmamak gerekirdi.
Herkesin hadiseler karşısında bir duruşu ve bu hadiselerle mücadele konusunda hassasiyetlerinin belirlediği bir tarzı vardır. Bu menfur hadise karşısında bazıları yüksek sesle konuşmayı tarz olarak benimsedi. Onlara da saygı duyuyoruz. Fakat tarafını mağdurlar ve mağdur ailelerinden yana belirlemiş tarzımızı mağdurlar ve mağdur aileleri konusundaki hassasiyetimiz belirledi. Biz suçlunun cezalandırılması konusunda ne kararlı davrandıysak, kendimizi mağdur ve mağdur ailelerinin tezvirat ve kodu mekanizmasıyla hergün tekrar tekrar yıpratılmaması, yaşadıklarını hergün tekrar tekrar yaşamamaları için de o hassas davranmak mecburiyetinde hissettik. Hukuk devletlerinde son sözü yargı söyler diyerek yargının adaleti süratle tesis etmesi için köstek değil destek k. Çok söze tamah etmedik, yargının söyleyeceği son söze zeval gelmemesine dikkat kesildik. Konuşarak, konuşur gibi yaparak mağdurları ve mağdur ailelerini cezalandıran gündem tuzağından uzak durmaya özen gösterdik.
Mahkemenin verdiği karar sonrasında da hassasiyetlerimiz değişmedi. Bizim dikkat ve özenimiz yine mağdur ve mağdur ailelerinin, mağduru kları hadise iyle daha çok psikolojik ceza çekmemeleri yönün r. Mahkeme hükmünü vermiş ve suçlu ceza yasalarımızın elverdiği en üst sınırdan cezalandırılmış ve bir daha çıkmamak üzere hapsi boylamıştır. Bundan sonra hem şahsen hem de tüm vatandaşlarımızın üzerine düşen vazife bu tür menfur hadiselerin bu topraklarda bir daha hiç yaşanmaması için elimizden in bir fazlasını yapmak ve bu hadisenin mağduru çocuklarımız ile onların ailelerinin yaralarını özen ve dikkatle sarmaktır.”
Yorumlar
Kalan Karakter: