Üretimde problem yok. Perakendeye bakılmalı. Burada dikkat edilmesi gereken husus, talep artışının fırsatçılığa dönüştürülmemesidir. Ramazan fırsatçılığı yapılmasın” .
Bayraktar, “Halkımızın mağdur edilmemesi için spekülatörlere fırsat verilmemeli, piyasaların canlanması için Ramazanı dört gözle bekleyen esnaf zan altında bırakılmamalıdır. Halkımızın ağız tadını bozmayalım. Milletçe huzurlu bir Ramazan geçirelim” diye .
Şemsi Bayraktar, TZOB Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, Ramazan’a sayılı günler kala, bütün tarafların ğunu, şimdi söz sırasının üreticiye yani kendilerine geldiğini bildirdi.
Üreticinin temsilcisi Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, 2007 yılından bu yana her Ramazan ayı öncesinde, gıda tüketiminin artmasından dolayı fiyatların spekülatif yönde yükseltilmesini önlemek için yürüttükleri çalışmaları ve bu yöndeki uyarıları bu yıl da devam ettirdiklerini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Hepinizin yakından bildiği gibi, dünya nüfusundaki hızlı yükseliş ve beslenme alışkanlıklarının değişmesi, gıda maddelerine duyulan ihtiyacı inanılmaz boyutlarda artırmıştır. Artık günümüz koşullarında gıdaya erişim gittikçe zor ve pahalı hale gelmiştir. 1800 yılında 1 milyar , 2011 yılında 7 milyarı aşan dünya nüfusunun, 2050 yılında 9,6 milyarı bulacağı tahmin edilmektedir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yapılan araştırmalar; beslenme alışkanlıkları değişen ve tüketim eğilimi artan dünya nüfusunun beslenebilmesi için bugün üretilen gıda miktarının 2050 yılına yüzde 60 artırılması gerekeceğini göstermektedir.
Nüfus artışının yanı sıra, toprak, su ve diğer doğal kaynakların sınırlı olması, küresel ısınmadan dolayı iklimde görülen anormalliklerin tarım ürünlerini etkilemesi, tarımdaki arz talep dengesini, talep lehine bozmaktadır. Bazı ülkelerdeki gelir artışlarından dolayı tüketim alışkanlıklarının değişmesi, yüksek enerji fiyatları sebebiyle biyoyakıtlara ilginin artması da tarım ürünlerine talebi artırmaktadır. Arzın, iklimde meydana olumsuzluklar ve tarımsal alanların sınırlarına ulaşılması iyle, hızla artan talebi karşılaması çok kolay görülmemektedir. Bundan dolayı bugün gelinen noktada öne çıkan tarım sektörü, gelecekte de her kinden daha çok önem kazanacaktır.
Gelişmiş ülkelerin gıdayla ilgili sorunları asgari düzey r. Her şeyden önce hemen hepsi, çok ileri teknoloji kullanmaları ve örgütlü, planlı tarım yapmaları iyle tarımda da ileri ülkelerdir. Fakat, gelişmekte ve az gelişmiş ülkelerin gıda açığı önemli boyuttadır. Dünyada, 2012 yılı FAO verilerine göre, 868 milyon kişi açlık çekmektedir. Düşük gelirli ülkelerin, gelişmiş ülkeler gibi gıda açıkları olması durumunda ithalat yapmaları da, yükselen gıda fiyatları iyle çok mümkün görülmemektedir.
Artık şu tespiti yapmak kesiklikle mümkündür: Bundan sonra tarıma yatırım yapan ve tarımın sorunlarını çözen ülkeler, kazanan ülkeler olacaktır.”
-“Tarımsal üretim kça meşakkatli”-
Bilindiği üzere tarımsal üretimin kça meşakkatli ğunu, üretimin bir garantisi olmadığını bildiren Bayraktar, şöyle devam etti:
“Tarımsal faaliyet içinde gereken her şey yapılsa, tüm uygulamalar eksiksiz yerine getirilse dahi, iklimsel faktörler elinizi kolunu bağlamakta, üretim her risk altında bulunmaktadır. Tarımsal üretimde yaşanan bir değişim doğrudan gıda fiyatlarına yansımaktadır.
Ülkemizde de vatandaşlarımız gelirlerinin önemli bir kısmını gıdaya ayırmaktadır. Bu durum, dar gelirli vatandaşlarımızda çok daha fazla bir orandadır. Gıda fiyatlarında yaşanan değişimler, dar gelirliler başta olmak üzere, üreticiden tüketiciye, geniş toplum kesimini büyük ölçüde etkilemektedir.
Basında, Ramazan ayı öncesinde gıda ürünlerine talep artışı iyle özellikle et fiyatlarında artış yaşanacağı yönünde birtakım haberler yer almaya başlamıştır. Ramazan öncesinde gıda ürünlerinde talep artışının olması normaldir. Bu talep artışı kısa süreli olup, artan talebi karşılayacak gıda, fazlasıyla mevcuttur. Üretimde problem yok. Perakendeye bakılmalı. Burada dikkat edilmesi gereken husus, talep artışının fırsatçılığa dönüştürülmemesidir. “Ramazan fırsatçılığı yapılmasın”, diyoruz. “Halkımızın mağdur edilmemesi için spekülatörlere fırsat verilmemeli, piyasaların canlanması için Ramazanı dört gözle bekleyen esnaf zan altında bırakılmamalıdır”, diyoruz. Halkımızın ağız tadını bozmayalım. Milletçe huzurlu bir Ramazan geçirelim.”
-“Fırsatçılık yapanları kamuoyunun bilgisine sunacağız”-
Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak fırsatçılık yapanları sıkı bir şekilde takip edip, kamuoyunun bilgisine sunacaklarını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Sayın Mehdi Eker’in basında yer alan açıklamalarında, Et ve Süt Kurumu ürünlerinden kıymada yüzde 4, kuşbaşı ette yüzde 2,2 indirim olacağını bildirmiştir. Yeni düzenlemeyle kıymanın kilogramı 28 Haziran 2013’ten geçerli olmak üzere yüzde 4 indirimle 17,75 liraya, kuşbaşının kilogramı ise yüzde 2,2 indirimle 22,50 liraya indirilmiş ve satışa sunulmuştur.
Üreticiden tüketiciye zincirde bazı dernekler gıda ürünlerinin temini ve piyasaya arzında sıkıntı yaşanmayacağını belirtmişler; Ramazanda bir artış beklemediklerini ifade etmişlerdir.
Bütün bu uygulama ve açıklamaları vatandaşlarımızın ve üreticilerimizin lehine görüyor, fevkalade önemli buluyor ve destekliyoruz.
2007 yılından bu yana, her Ramazan öncesinde yaptığımız açıklamalarımızın amacı ise, fiyat artışlarının üreticilerimizden mi, yoksa aracı veya perakendecilerden mi kaynaklandığı konusunda doğru bilgiler sunmak, tüketicinin ö ği fiyattan üreticilerimizin ne derece yararlanabildiğini ortaya koymak, olası spekülatif fiyat artışlarını önlemektir.
Bazı meyve ve sebze ürünlerinde mevsimsel şartlar yüzünden fiyat artışları olması normaldir. Bunun çeşitli leri bulunmakla birlikte, temel sebep, sera ürünlerinden tarla ürünlerine geçiş dönemi olmasıdır. Bu durumun geçici ğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Çünkü, tarımda üretici fiyatlarında geçen yılın aynı dönemine göre düşüş vardır. Tarla ürünlerinde üretim artışı bekliyoruz. Bu yıl da hiç kuşkusuz tarla ürünlerine geçişle birlikte meyve sebzede ucuzluk başlayacaktır.”
-Fiyatı artışlarının i-
Fiyatı artan ürünlere baktıklarında, domatesteki fiyat artışının, üretimde geçiş dönemi olması iyle arzdaki daralmadan kaynaklandığını anlatan Bayraktar, şöyle devam etti:
“Antalya bölgesinde, özellikle seralarda Mayıs ayında meydana sıcaklıklar iyle domatesin hızlı olgunlaştığı, aşırı sıcaklıklar iyle çiçeklerde de bir miktar döküm yaşandığı, bu le sera sezonunun geçen yıla göre 10-15 gün daha erken kapandığı görülmüştür. Mersin’de ise seralarda hızlı olgunlaşma iyle sezonun erken kapandığı, açıkta yetiştiricilikte de yağışlar ve toprağın tam ısınmaması iyle dikimin geciktiği saptanmıştır.
Seralarda sezonun geçen yıla göre erken kapanması, tarla ürünlerinin ise yeni yeni piyasaya çıkmaya başlaması, geçiş döneminin etkisinin piyasalarda daha derin yaşanmasına yol açmış, domates fiyatları 4 liraya dayanmıştır. Tarla ürünlerinin tam olarak piyasaya arzıyla birlikte, önümüzdeki günlerde, domates fiyatlarının düşmesi beklenmektedir. Sivri de de benzer bir durum söz konusudur.
Ancak, domates ve diğer yaş meyve sebzede, tarla ürünlerinde hasadın artmasıyla birlikte, son birkaç gündür fiyat düşüşleri de başlamıştır.
Patateste görülen fiyat artışı da arzdaki daralmadan kaynaklanmaktadır. Geçen sezon yaşanan pazarlama problemleri iyle fiyatı çok düşen patatesin bu yıl az ekilmesiyle patates ekim alanlarında bir miktar daralma yaşanmıştır. Rekoltede düşüş beklenmektedir. Patates rekoltesindeki düşüşün yanı sıra içinde bulunduğumuz dönemde yazlık patates çeşitlerinin hasadı devam etmektedir. Piyasada yer alan patatesler yazlık çeşitlerdir. Bu durum doğal olarak patates fiyatlarına yansımıştır.
Görüldüğü üzere, planlama ve pazarlamada yaşanan sıkıntı sadece üreticilerimizi değil, tüketicilerimizi de derinden etkilemektedir.
Yorumlar
Kalan Karakter: