Ziyaretleri esnasında Birimde görev yapan Doktor Hatice Kılınç, Sağlık Memuru Yoldaş Yılmaz , Hemşire Elife Kılınç ve şoför Osman Sevinç ile Toplum Sağlığı Merkezinde görev yapan Dr.Hacer Yılmaz , Dr.Hatice Kılıç , Dr.Aytekin Kuleyin , Dr.Pelin Köseoğlu ve Ayşe Öznur Şensoy’ un kendi imkanlarıyla almış kları yürüme destek aletini(walker) engelli çocuğumuz Mehmet Şaşmaya’ ya hediye etti..
Verilen hediye ile ilgili olarak birim personeli, bir insanın hayata adım atmasına vesile olmanın çok güzel bir duygu ğunu, bir adım atmanın verdiği mutluluğun, hastanın ve annesinin gözlerindeki ışıktan anlaşıldığı ve görülmeye değer ğunu, özellikle Mehmet’in walker’a tutunup ayağa kalktığında kendini alkışlamasının ise muhteşem bir görüntü oldu.
Hastanın annesinin ‘’Engelli çocuğa sahip olmak nasıl bir duygu?’’ sorusuna verdiği cevap ise ‘’Engelli bir çocuğa sahip olmak gerçekten çok zor . Bütün hayatın çocuğuna bağlı. Bizim verdiğimiz eğitimden onun gözündeki ışık bile bizi mutlu ediyor. Bazen elini yüzüme götürüp beni demek istemesi bile yaşama imiz …’’ açıklaması da duygusal anların yaşanmasına olmuştur.
Evde Sağlık Hizmetleri Sorumlu Tabibi Dr.Hatice Kılıç’ ın konu hakkındaki aşağıda sunulan“SİZE TEŞEKKÜR ETMELİYİM” isimli şiiri de sağlık çalışanlarının bu konudaki hassasiyetini göstermektedir.
SİZE TEŞEKKÜR ETMELİYİM…
Sevgi…bazen ufacık bir çocuğun saçlarından geçirdiğimizde ellerimizi duyduğumuz …bazen annemizin elini öperken … babamızdan çekinerek gözlerine baktığımızda… yaşlı birini dinlerken tüm sabrımızla…doğaya çıktığımızda gördüğümüz tüm güzellikleri izlerken…her nefes alıp verişimizde yaşadığımızı fark edip yaradana şükrettiğimizde…kapımıza kediye bıraktığımız bir bardak süt...adını aşk koyduğumuz bir danın pınarından geçerken daha hızlı çarpan kalbimiz, utangaçlıklarımız, uzun uzun göz göze gelmelerimiz...kardeşimiz maaşımız yatınca harçlık gönderdiğimiz…hayatta sadece eşiniz için katlanabildiğiniz fedakarlıklar, sabah o güzel uykunuzdan uyanıp hazırladığınız bir kahvaltı, ya da o uyurken üzerini örtmeniz bazen… iş yerinde bir arkadaşınıza ğiniz günaydın…hayattaki çoğu olumsuz yaşanmışlıklara rağmen içimizdeki umut ,en ufak bir ışıkla filizlenen…küsmeyişimiz hiç, devam eden mücadelemiz…hiç tanımadığımız birinin mutlu ğunu öğrendiğimizde yüzümüzde açan tebessüm…nefret duyduğumuz birini bile zor durumda gördüğümüzde yardım etmekten alıkoyamayışımız kendimizi…sadece bayramlarda gördüğümüz ya da görüştüğümüz insanlar saatlerce…bir fincan kahvenin bir araya getirdiği, uzun uzun ğumuz, hislerimizi paylaşmaktan keyif aldığımız dostlarımız…engelli birinin engellerini görmeyip ona cesaret verdiğimiz, elini tuttuğumuz anlar…bazen köy evinde oturduğumuz bir yer sofrası, temizliğin ve yemeklerin ne ğunun hiç önemi olmayan, samimiyetin ve misafirperverliğin tam anlamıyla sergilendiği...kimseye güzel gelmeyen birinin için yaratılabilecek en güzel, en imli varlık görünmesi gözümüze…
Bunları bana düşündüren 15 yaşında zihinsel engelli bir çocuk…İsmi Ufuk…Engelliler eğitim merkezinde gönüllü çalışırken arkamdan seslenmiş ve şöyle demişti.’’Öğretmenim;size teşekkür etmeliyim.Çünkü bize iyi davranıyorsunuz.’’ O an utandım ve inanılmaz mutlu m bana bir şeyi öğrettiği için.Sevginin büyüklüğü ne olursa olsun teşekkür etmeyi öğrendim o çocuktan.Oysa ben kendisine çok az ımı ayırıyordum,daha kötü durumda çocuklara ayırıyordum ımın büyük çoğunu.Belki onun için tek yaptığım sabah söylediğim bir günaydın ve de gördüğümde yüzümde oluşan tebessüm…Düşündüm daha sonra ben bu az şey yapmama rağmen beni bir kenara çekip teşekkür ediyorsa o çocuk, biz daha sağlıklı düşünebilecek insanlar hislerimizi baskılarız…Neden utanırız gimizi göstermekten ya da bize giyle yaklaşan birinden esirgeriz bir teşekkürü…
Yorumlar
Kalan Karakter: