Dilsiz Şeytan ve FETÖ Aşkı!

Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır. 
Biz hiçbir zaman haksızlık karşısında susmadık, dilsiz şeytan da olmadık. Kendi küçük menfaatlerimiz için mide bulandırıcı ilişkiler içine girmedik. Kimsenin haddine değil, bizim niyetimizi sorgulamak, adres yanlış, doğru adresi ise cümle alem biliyor zaten. 
Aynı kuruma ait Başyayla’daki patlayan taciz olayını da gündeme biz getirdik. Susmamızı beklediniz. Bizi kendinizle karıştırmayın. Ne şiş yansın ne kebap anlayışında hiç olmadık, olmayız da. Yanlış var ise ve yanması gerekenler var ise bu şiş de olsa, kebapta olsa yanmak zorunda. Bir şehri harcayan anlayışlar belli, ikili ilişkiler. Yapılar bu şehri bugün nefes alamaz hale getirdiyse, dilsiz şeytanlar yüzünden getirdi. 
Gazeteciliği gerçek anlamda bize anlatırsanız seviniriz, kahkaha atarak dinleriz sizleri. Gazetecilik bize miras değil, tırmalayarak 50 yılı geride bıraktık. 
Orada WhatsApp konuşmaları mevcut ve siz dahil birileri bunun bana tatmin edici bir açıklamasını yapsın. Bizim şahıslarla, kurumlarla ne gibi işimiz olur, bizim dönemimizde FETÖ’nun işgal ettiği kurumlara yaptığımız ne bir proje var ne aldığımız bir kuruş. Ne düğün ne ölüm haberleri karşılığında kestiğimiz fatura mevcut. 
Gazetecilik diyorsunuz madem… 
Sevgi evlerinde kalan bir çocuğumuzun uyuz olduğunu ve tedavisinin yapılmadığını biliyor musunuz? Onu araştırın. Bu çocukların vebali bizim üzerimizde ve yarın gelirler yakamıza yapışırlar, duyarlı, sorumlu gazetecilik yapmaz isek. 
KİRLENEN SÖZDE MEDYA 
Bu şehir bugün çok kirli günlerden geçiyor ve nefes alamaz hale geldi ise bunun en baş sorumluları medyadır. 
Şantaj var, haber hırsızlığı var, tehdit var, ne ararsan var. Yargıya intikal eden davalar, şikâyetlerin sayısı oldukça fazla. 
Suç, suçtur. Neden şimdi diye kimse suçluya koruma altına almaya kalkmasın. Bizim hiçbir kurum ile menfaat, para ilişkimiz yok, olanlar kendilerini çok iyi biliyorlar. 
Karaman küçük bir yer doğru. Herkes birbirini tanır, bilir. Kimin ne olduğunu, kimin terör örgütü olduğunu bilir. Bu ülkenin baş belası FETÖ ile kol-kola girmedik, o hainlerden birisi ile meşki hiç düşünmedik… 
Bu şehir bugün bu hale geldi ise her kes tepeden-tırnağı sorgulanması tarafındayız. Her kesin niyeti didik edilsin, geçmişi araştırılsın ve bir sorgulansın. Biz hiçbir zaman infaz peşinde olmadık, bu infaz taktiği olsa olsa FETÖ ve yapılanmalarının başvurduğu yoldur. 
Ama, bataklığı kurutmazsan, o sineklerden kurtulamazsın. Görevini layıkı ile yapanlara her zaman saygı gösterdik, göstermeye de devam edeceğiz. 
Bu ilin mülki amirine, bu ülkenin bakanına ağza alınmayacak sözler söyleyenleri koruma altına almaya kalkmanın, iyi niyet olduğunu düşünenler var ise sadece güler, kahkaha atarım. 
O kurumda Başyayla’da başlayan taciz ve ardından bu yazışmalar bir gerçek. Gerçekleri kimse gizleyemez, yani gizlide gebe kalan elbet açıkta doğuracaktır. 
Hislerim beni yanıltsın isterim ama endişelerim var, orada bir yapılanma var diye düşünmeye başladım. Orayı babasının çiftliği gibi kullanan, bakana, Valiye, il müdürüne dil uzatma cüretini gösteren ahlak yoksunu kişiler, kime, neye güveniyor. Bir araştırılsın, referanslar kimler, ortaya çıkar. 
Biz diyoruz ki, yapanın yanına kar kaldığı bir şehir anlayışından çıkalım ve yanlış yapan bunun hesabını versin, her kim olursa olsun. 
Herkes vicdanını bir sorgulasın, geçmişine dönüp bir baksın ondan sonra ucuz kahramanlık mı yapar, haksızlık karşısında susar mı, ona kendisi karar versin. 
Susarsak, gözlerimiz kapatırsak işte o zaman bu şehre en büyük kötülüğü yapar, hem de bozuk para gibi harcamış oluruz. Cinayeti kör balıkçı gördü diye, cinayeti işleyen katili suçsuz, cinayeti görenleri mahkûm etme çabaları bu şehri harcamaktır…