Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Darbelerden değil, milletin irfanından beslenen, demokrasi tecrübemizi fasılalara bölen askeri müdahalelerin kötü mirasını reddeden sivil bir anayasa, vatandaşlarımızın halen en büyük özlemidir." dedi.
Erdoğan, AK Parti Konferans Salonu'ndaki grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türk demokrasisini sivil damgalı yeni bir anayasayla taçlandırma iradelerinin dün olduğu gibi bugün de baki olduğunu vurguladı.
Şartlar ne olursa olsun bu hedeflerinden kopmadıklarını ve kopmayacaklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bunun gerisinde şahsi kaygılar değil, küresel sebepler vardır. Şurası bilinen bir gerçektir. Hem 1961 Anayasası hem 1982 Anayasası demokratik işleyişe, bu işleyişin ayrılmaz parçası olan siyasi partilere, bilhassa da milli iradeye yönelik güvensizliğin izleriyle doludur. Anayasal metinlerin özüne ve sözüne sirayet eden bu vesayetçi ruh, pek çok yerde kendi varlığını yaşatacak burçlar, kaleler, kuleler inşa etmiştir. Yakın geçmişteki kapsamlı revizyonlara rağmen yeni ve sivil bir anayasa ihtiyacı tam olarak karşılanamadı. Darbelerden değil, milletin irfanından beslenen, demokrasi tecrübemizi fasılalara bölen askeri müdahalelerin kötü mirasını reddeden sivil bir anayasa, vatandaşlarımızın halen en büyük özlemidir. Yeni ve sivil bir anayasa hedefi tam da bu nedenle milli bir mesele olarak on yıllardır önümüzde duruyor."
- "28. Dönem Parlamentomuzdan çok umutluyuz"
"Çağımızın gereklerine uygun, milletimizin talep ve beklentilerini karşılayan, 86 milyonun her bir ferdinin sahiplendiği yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyaç, her geçen gün kendini daha fazla hissettiriyor. Dahası bu ihtiyacı hemen hemen tüm siyasi partiler açıkça ikrar ediyor." diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Şunu bir kez daha altını çizerek söylemek isterim. 1982 Anayasası, miadını çoktan doldurmuştur. Türkiye Yüzyılı menziline, adaleti bir sağdan bir soldan asmakla tesis ettiğine inanan bir zihniyetin ürünü olan mevcut anayasayla varamayız. Siyaset kurumu olarak bu sorunu ne kadar erken çözebilirsek, ülkemize ve demokrasimize o derece büyük hizmet etmiş oluruz. Biz 28. Dönem Parlamentomuzdan bu bakımdan çok umutluyuz. İnşallah önümüzdeki dönemde bu özlemi giderecek somut fırsatlar ortaya çıktığında siyasi mazeretler ve kategorik itirazlar bir kenara bırakılır. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu konuda yapıcı bir yaklaşım içindeyiz ve uzlaşı ruhuyla hareket etmeye hazır olduğumuzu sık sık vurguluyoruz. Muhalefetten de benzer tavrı görmeyi arzu ediyoruz."
- "Kucaklayıcı bir tasavvurla siyaset yapmaya devam edeceğiz"
Erdoğan, siyaset arenasında rekabet halinde olmalarının ülkenin ve milletin hayrına olan meselelerde ayrışacakları anlamına gelmeyeceğini dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:
"Elbette yarışacağız, demokratik zeminde kıyasıya mücadele edeceğiz, birbirimizi kimi zaman en sert ifadelerle eleştireceğiz ama bunları yaparken siyasetin tabiatında mündemiç olan müzakere, diyalog ve uzlaşı kültürünü tamamen rafa kaldırmayacağız. Siyaseti dost-düşman kavramlarıyla tarif etmek doğru değildir. Siyasette düşman yoktur. Muarız ve muhasım yoktur. Rakip veya müttefik vardır. Her kim siyaseti dost düşman kavramları üzerinden tanımlıyorsa çok net biçimde Türkiye'ye ve Türk demokrasisine ihanet ediyor demektir. Biz siyasette böyle bir ayrımı reddediyoruz. Bu ikiliye kendimizi mahkum ve mecbur etmeyeceğiz. Kutuplaşma siyasetinin, kamplaşma siyasetinin içinde asla olmadık, bundan sonra da olmayacağız. 86 milyonun her bir mensubunun hassasiyetini gözeten, kuşatıcı ve kucaklayıcı bir tasavvurla siyaset yapmaya devam edeceğiz."
- "Dostane bir çay sohbetinin eleştirilecek hiçbir yanı yoktur"
Yeni yasama yılının ilk gününde ortaya çıkan tablonun, umutlarının daha da artmasına vesile olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Siyasi partilerimizin saygıdeğer genel başkanlarının Meclis Başkanımızın davetine icabetle bir araya gelmesi, karşılıklı saygı içinde sohbet etmesi çok kıymetlidir. Dostane bir çay sohbetinin eleştirilecek hiçbir yanı yoktur, olamaz. Farklı siyasi çatılar altındaki aktörlerin asgari düzeyde de olsa irtibatı, saygıyı, nezaketi koruması, siyasetin zaten doğasında vardır. Tekrar söylüyorum, hiçbirimiz düşman değiliz. Millete hizmet yolunda farklı kulvarlarda koşturan rakipleriz. Demokrasi dairesi geniştir. Bunu daraltmak kimsenin haddi değildir. Ana muhalefet partisinin daha ilk gününde Meclis'ten firar etmesi tabii ki kendi bilecekleri bir iştir. Ana muhalefet ne yaparsa yapsın bizim açımızdan ki keenlemyekün hükmündendir. Biz CHP'nin ne varlığıyla bahtiyar oluruz ne de yokluğuyla kahroluruz ancak milli iradeye ve Gazi Meclis'e yönelik bir saygısızlık durumunda buna da kayıtsız kalmayız."
(Sürecek)
Yorumlar
Kalan Karakter: