Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Proje Bazlı Teşvik Sistemi Tanıtımı ve 2017 Yılında Hazırlıkları Tamamlanan Yatırımlara Teşvik Belgesi Dağıtım Töreni’nde .
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, “İhracatımızı yıllık 36 milyar dolardan mart itibarıyla 160 milyar dolara çıkarmış olmamız tarihi bir başarıya işaret ediyor.” .
Proje Bazlı Teşvik Sistemi’nin ihracata 6 milyar 318 milyon dolarlık katkı sağlayacağını söyleyen Erdoğan, sistemin ithalatı da 12 milyar 312 milyon dolar azaltacağını belirtti.
Erdoğan, sistemden şu ana 23 proje için 19 firmanın bu yatırım teşviklerinden yararlanmaya hak kazandığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Geçtiğimiz yıl hazırlıkları tamamlanan 23 projeye ve bunların sahibi 19 firmamıza vereceğimiz teşvik belgelerinin hayırlı olmasını diliyorum. Firma sahiplerimize ve yöneticilerimize ülkemizin gelişmesine, büyümesine, hedeflerine doğru ilerlemesine sağladığı katkılar için şükranlarımı sunuyorum. Tabii bu konuyu gerek Sayın Başbakan’ın gerekse Sayın Bakan’ımızın da ifade ettikleri belki bazıları tekrar oluyor ama büyüklerimizin geçmişte sözleri var. 180 kere de tekrar etseniz bu kıymetlidir, değerlidir.
Bu konuyu böyle 23 proje, 19 firma teşvik belgesi deyince sıradan bir hadiseymiş gibi görünüyor. Halbuki işin aslına baktığımızda bu 23 projenin 135 milyar lira yatırım bedeli ğunu görüyoruz. Bu yatırımlar sayesinde 34 bin 111 doğrudan, 134 bin de dolaylı istihdam ortaya çıkacak. Yne bu yatırımlar ihracatımıza 6 milyar 318 milyon dolarlık katkı sağlarken, ithalatımızın da 12 milyar 312 milyon dolar azalmasını temin edecek. Böylece geçtiğimiz yıl 47 milyar odlara ulaşan cari açığımız da 19 milyar dolarlık bir iyileşme sağlamış olacağız.
Türkiye’nin 2023 hedefleri konusunda çok önemli bir adım olarak gördüğümüz bu teşvik sisteminin ve bugün belgelerini dağıtacağımız uygulamalarının hayata geçmesinde emeği ların hepsini yürekten tebrik ediyorum.
Başbakanımızdan Ekonomi Bakanı’mıza ve kanunlaşma, Bakanlar Kurulu kararlarının alınması sürecine, bütün bu süreçte emeği geçen, bu önemli projenin ülkemize kazandırılmasında emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
Geçtiğimiz 15 yılda milli gelirimizi 236 milyar dolardan 860 milyar dolara çıkararak ülkemizi 3 buçuk kattan fazla büyütmeyi başardık. 2003-2017 arasında ortalama büyüme oranımız yüzde 5,8 düzeyinde gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl yüzde 7,4’lük büyüme oranı ile ortalamanın üzerine çıktık. Aynı şekilde yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Tabii birileri şunu söylüyorlar, ‘Fazla büyüme hayırlı değildir, isabetli değildir’ niye? Kıskançlıktır, başka bir şey değil. Ya büyüme olmadıktan sonra ne işe yarar. Büyüme oranınız ne artarsa o güçlü olacaksınız. Türkiye büyüdükçe, iş adamıyla, çalışanıyla, devletiyle hep birlikte kazanıyoruz. Büyüyeceğiz, hep birlikte kazanacağız.
Mesela çalışanlarımızın milli gelirden aldıkları pay 2002 yılında yüzde 25 iken bu oran geçtiğimiz yıl yüzde 30 buçuk düzeyine çıktı. 2005 yılında 19 milyon 600 bin düzeyinde çalışan sayımız geçtiğimiz yıl 28 milyon 200 bin düzeyine yükseldi. Neredeyse 10 milyona yakın bir istihdam artışı sağlandı. Kadınlarımızın ve gençlerimizin iş gücüne katılım oranları istihdamdan daha hızlı arttığı için işsizlik hala yüzde 10’un biraz üzerinde görünüyorsa da inşallah bunu da en kısa sürede tek haneli rakamlara indireceğiz. Burada hizmet sektörümüz özellikle turizmdeki gelişmelerimiz inanıyorum ki istihdamda bize beklediğimiz başarıyı getirecektir. Görüldüğü gibi Türkiye, sadece büyümüyor. Aynı da bu büyümeyle ortaya çıkan gelirin adil bir şekilde dağılmasını sağlıyor. İhracatımızı yıllık 36 milyar dolardan Mart ayı itibarıyla 160 milyar dolara çıkarmış olmamız da tarihi bir başarıya işaret ediyor.
Turizmde yaşadığımız darbe girişimi ve terör olayları sebebiyle meydana gerilemeyi büyük ölçüde hamdolsun telafi etmiş durumdayız. İnşallah bu sezon hem turist sayısı bakımından hem gelir bakımından yeni rekorlara imza atacağız.
Buradan bir mesaj vereyim; doğuyu ihmal etmeyin. Turizmde özellikle Van, Ağrı, Iğdır… Buraları ihmal etmeyin. Üçlü zirvede Sayın Ruhani’de ifade etti. Bakın şurada 15 gün içerisinde 169 bin turist geldi. Bizim o bölgedeki doluluk oranı yüzde 90’ın üzerine neredeyse çıktı. Bizim şimdi başaramadığımız ne var? Oralarda altyapıyı yapmamız lazım ki İran’dan oraya turist geldiği rahatlıkla Nevruz kutlamalarını yapabilsinler.
Kamu borçlarının milli gelirimize oranı 2000 yılında yüzde 60 düzeyindeyken bu oran geçtiğimiz yıl yüzde 8 buçuğun altına düştü. Daha önce vergi gelirlerinin neredeyse tamamına yakını borç bayraklı lerinin ödemesine giden bir Türkiye vardı. Yüzde 85’leri buluyordu. Öyle ki 2002 yılında 119 milyar lira bütçe gelirine sahip Türkiye, 87 lirası bayraklı , 52 milyar lirası anapara olmak üzere 139 milyar lira borç ödemesi yapıyordu. 2017 yılında ise, 630 milyar lira bütçe geliri elde eden Türkiye, 86 milyar lirası bayraklı , 57 milyar lirası anapara olmak üzere toplam 143 milyar lira borç ödemesi gerçekleştirdi.
Bütçe gelirlerimiz 5 kattan fazla artarken borç ödememiz aşağı yukarı aynı kalmıştır. İşte ortaya çıkan bu kaynakla da ülkemizi her alanda büyüttük, kalkındırdık, bu iyeye getirdik.
2023 hedefimiz Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için bugünkü Türkiye’yi 2 kat daha büyütmemiz gerekiyor. Büyüme demek, yatırım demektir. Yatırım demek, istihdam demektir, üretim demektir, ihracat, teknoloji, hizmet, refah demektir. Yeni yatırımlara ihtiyacı Türkiye’nin bu süreçte aşması gereken hem teknik hem de psikolojik bir engel var. Az önce de ifade edildiği gibi o da cari açık sorunudur. Yurtiçinde ve yurt dışında ekonomimizle ilgili değerlendirme yapan herkesin önümüze koyduğu bu sorunu çözmenin yolu da teknoloji ve sermaye konusunda yeni yaklaşımlar geliştirmekten geçiyor.
İşte gerçek Türkiye budur. Türkiye’nin işte gerçek gündemi budur. Asıl tartışmamız, konuşmamız, tekliflerimizle yön vermemiz gereken konular işte bunlardır. Her kim ülkemizin bu asli meselelerimizi bir kenara bırakıp, siyasetimizi ve milletimizi koduyla, iftirayla, hakaretle meşgu ediyorsa, onun heybesi boştur, tamtakırdır.
Meclis kürsüsünü panayır yerine çevirenlerin Türkiye’ye söyleyecek bir sözü yoktur.
Yorumlar
Kalan Karakter: