Başbakan'ın konuşmasından satır başları:
3 Kasım seçimleri kibir abidelerinin milletten cevap aldığı tarih olmuştur. 12 yıldır bu kibri kırmaya, imtiyazları yok etmeye, milletimize özgüven kazandırmaya çalışıyoruz.
Birileri kürsülere çıkıp konuşurken kendilerini Yassıada Mahkemelerinin savcısı, bizi de Yassıada Mahkemelerinde sanık gibi görüyor. CHP Genel Başkanı, milli şef, diktatör 54 yıl önce Meclis kürsüsüne çıkıp, mütekebbir bir edayla, 'sizi ben bile kurtaramam' diyerek Meclis'i tehdit etmiştir. Artık bu tehditlere boyun eğecek bir Meclis yok.
Hukuk katili hukukçulara artık hiç kimsenin eyvallahı yok.
Herkes konumunu, haddini bilecek. Biz babalarımızın kutlu ve şanlı izinden yürüyoruz. Bu istikametimizi asla değiştirmeyeceğiz.
Yassıada günleri geçti.
Sizin karşısınızda merhum Menderes'in akıbetiyle korkutulan, korkan, sinen, pısırık başbakanlar, bakanlar da yok.
Bizi bu makamlara millet getirdi, milletin mührü bütün mühürlerin üzerin r.
Hiçbir atanmış milletin temsilcilerine ders vermeye kalkışmasın. Karşınızda artık 'Boynu Bükükler' yok. Geçti o günler.
Danıştay'ın kuruluş yıldönümünde başkan 25 dakika konuşuyor, değerlendirmeleri geniş açıdan takdim ediyor. Daha sonra orada konuşma yetkisi olmayan, ek ğu için söz verirlermiş. Karşındaki devlet ricaline her türlü saygısızlığı yapacaksın. 20 dakika konuşması söylenmiş. 1 saat konuşuyor. 1 saat zehir zemberek bir konuşma yapıyor. İnsanda en başta bir nezaket olur. Danıştay salonunda mıyız, CHP kurultayında mıyız şaşırdım. Bir yüksek mahkemenin kuruluş yıldönümünde siyaset ve siyasetçiye izan vermeye çalışıyor.
Van'a depremden sonra yaptığımız yatırım eski parayla 5 katrilyon liradır. Van'daki konteynerlerde şu anda 67 aile kalıyor. Artık konteyner kentler rılıyor. 67 aile buraları boşaltmak istemiyor.
Bu Beyfendi, Danıştay kürsüsünden, yakın da gösterilerde hayatını kaybedenlerin isimlerini sayıyor, ölümler üzerinden istismar yapmaya çalışıyor. İstanbul'daki olayı anlatıyor. İstanbul'da yatıyorlar, kalkıyorlar Berkin Elvan... O da o gün onu zikrediyor. Yüzünde maskesi, sapanı, cebinde patlayıcılar... Ama kalkıyor bakıyorsun, mavi medya 'ekmek almaya giderken..." Ekmek almaya maskeyle mi gidilir, sapanla mı gidilir, patlayıcılarla mı gidilir? Her şey ortada. Olaylarda şehit Burak Can'dan bu baro başkanı bahsetmiyor. O evinin kapısının önünde kurban olmuştu. Burakcan'ın adını anmıyor, çünkü o istismara elverişli değil.
Bütün bu acıları çektiren, idam kararları verdiren kim? 3 idamla ilgili Turhan Feyzioğlu'nun da ismi var.
Bunlar hukuk siyasallaşırken de oradaydılar.
Dün devlet protokolüne karşı yapılan bu saygısızlık, tek bir şahsın değil, bir zihniyetin değişmez ruh halidir. Her yıl dönümlerinde biz nezaketle, anlayışla, hoşgörüyle kutlamalara katılıyoruz. Ama birileri bunu bir fırsat olarak görüp o kürsüleri siyasetçiye fırça çekebileceği imkan olarak görüyor. Siz kimsiniz, siyasetçiye ayar verme cürretini kendinizde görüyorsunuz? Seçilmişlere kibirle parmak sallamaya hiçbir hakkınız yok. Bunların dedebabalarının alışkanlığıydı bitti, o artık mazi .
Neymiş ona öyle bilgi verilmiş. Sen bilginin kaynağına inmemişsin ki, senin gibi düşünenler, senin şaklabanların sana bu bilgiyi veriyor. Sen çıkıyorsun bu işin asıl sahibinin karşısında bu doğru olmayan sözleri konuşuyorsun. Yalancının mumu yatsıya yanar ya. Sana yalan konuşmak yakışır mı? Sen bir hukukçusun, güya önünde de profösür var, nasıl bunu yapıyorsun?
Bu törenlerin her yıl ihtilalci zihniyet tarafından siyasetçiye ayar verme ayinlerine dönüşmesinden de çok rahatsızız. Bunu da önümüzdeki günlerde konuşacak, bir usule bağlayacağız. Ve bu makamda ğum sürece de bundan böyle bunların konuşacağı yere hiçbir katılmam.
O kürsüde o konuşmayı yapan zat, CHP kurultayında yapacağı konuşmayla burayı karıştırdı.
Paralel yapının lojistik desteğinden ülkemize çok alçakça, haince, unutulması mümkün olmayan bir saldırı yapıldı. Karşımızda mertçe ortaya çıkan bir yapı yok. Bu öyle bir yapı ki sütün içine sızmış pis suya benziyor.
Hiç ummadığımız makamlar tarafından desteklendi, bu yapıya karşı sessiz kalındı.
Bu mücadelenin zorlukları olacaktır. Bu yapının ayakta kalması Türkiye'ye zarar vermesi artık mümkün değildir. Samimi ihlaslı vatandaşlarımız paralel yapıyla aralarına mesafe koymaya başladılar. Bunlar aileleri birbirine düşürdüler. Böyle bir aşırılığa işi getirdiler.
Anneler babalar bu yapının okullarından çocuklarını almaya başladılar.
Bediüz'ın Emirdağ Risalesi'ni okumadın mı? Gel Afyonkarahisar'a burada inzivaya çekil.
Eğer samimiysen Pensilvanya'dan çık ülkene gel. Niye gelemiyorsun? Demek ki vataner değil. Bu ülkeye ihanet edenlerin bir görevden alınıp başka bir göreve atanması cadı avıysa biz bunu yapacağız. Suçluluk psikolojisi içerisinde orada duruyor. Ama takipçisiyiz.
Adana'da, İstanbul'da, Ankara'da savcılar tüm baskılara rağmen vataner adımlar atıyorlar. Eğer bu ülkeye ihanet edenlerin görevden alınıp başka yere alınması cadı avıysa biz bunu yapacağız.


Yorumlar
Kalan Karakter: