
İLGİLİ HABER
Âşık Şemi'nin "Gazel" türündeki eseriİLGİLİ HABER
Âşık Şem'i artık Gazete Anadolu'daAkademik Sayfalar dergisinden edindiğimiz bilgilere göre, Âşık edebiyatının zirveye ulaştığı 19. yüzyılda, halk şairleri hem divan şiirinden etkilenmiş hem de kendi geleneklerini koruyarak güçlü eserler ortaya koymuşlardır. İşte bu dönemin en önemli âşıklarından biri de Konya’nın yetiştirdiği büyük sanatçılardan Âşık Şem’î’dir.
Aşık Ülfeti koşmasının başında Şemi'yi tahsin ederek aşağıda "Ülfeti matlubun gani mevladan; diler gelir diler gider bilmen mi?" deyişinde Şemi'nin de parsa iştirak edeceği zannını andırdığı için Şemi semaisinin son parçasında: "Gül dirahtında kuru feryat edersin andelip, bezme saki Şemi'ye pervane şerbet gezdirir" diye çok nazik ve edibane cevap vermiş oluyor.
İşte bu ande gerek aşıklar gerek halk ferah ve neşeli kelamlarla iki aşıkın sohbet meydanındaki hünerlesine hayretle herkes Şemi'nin saz ve sözdeki maharetine hayran kaldılar. Kahvenin içinde (parsı) tepsisi dolaşırken adet üzere iki aşık peykeye gelerek dostça pes musafahası yapıldı. Çünkü böyle dostane müşaârede bu pes bir adetti. Öyleki bundan sonra Şemi'nin saz ve sözde şöhreti dilden dile Konya afakına yayıldı. Fakat dünyanın nesi varki hayal olmasın... Bundan iki ay sonra yani 1231-1815 Haziranı başlarında Şemi'nin babası vefat etti. Cenazesi bir çok eşdos ve akraba ile kaldırılarak şimdi "Pisili Sultan" denilen Pir Esad tekkesi önündeki mezarlığa türbenin batı civarına gömüldü. Şemi iftirakı pederle söylediği şu kitabeyi taşına yazdırdı:
Bu cihan fani hali değil kederden
Gelip bir ande aldı ecel siperden
Bakıp ibret al sende zâir ölümden
Sanma bakidir ayrılır evlat pederden (1281-1815)
Bundan 53 yıl önce yani 1315-1899 tarihinde bu kabristanda eski mezarları yoklarken Şemi'nin babasının taşından bu kitabeyi kopya etmiştim. Fakat biz öyleyiz ki bir yanımız eski ölülerinin taşlarını arayıp yazmakla iftihar ararken, bir yanımız bu tarihi ölülerin taşını toprağını yıkıp kaldırıp yok ediyoruz. Şimdi bu mezarlık tamamen yok edilerek yeri hayvan pazarı olmuş... Fakat yüzlerce gazi, alim, şair kimselerimizin taşları mezarları yok edilmiştir. Acaba biz benliğimizi ne ile isbat edeceğiz... Babası öldüğünde dede yetimi olarak Şemi'nin beş yaşında oğlu Mustafa iki yaşında kızı Esma vardı. Artık hayat aşık Şemi'nin arkasına binmişti. Şemi'nin bu şekilde firkatlarla serbest hayata geçmesi ve dilden dile şöhretinin artması bazı ham ervahların gene tezviratına yol açıyor Şemi'yi aşk aleminin daha derin safhasına daldırıyordu. Bunun için Şemi:
Her kim eylerse gurur elbette anda var zeval
İzzetinden bellidir bir kimseye tmeyin süal
Lafı ârifhemlerin kadrini âli kıldılar
Şimdi yerle beraber oldu erbabı kemal
Biz Muhammed ümmetiyiz fakrile fahreyleriz
Yek bize atlas kubalardan heman bir köhne şal
İnmeyiz kerkes gibi gördükçe her bir şeye
Boyi süfli yar gıdamızdır bizim Anka misal
Cahı dünya mülki cennet zahida olsun senin
Derdimend aşıkların maksudu ancak bir cemal
Şemi aklın başına al elde fırsat var iken
Kimseye baki değil fani cihan milli hayal(Devamı var)
