Ayşe OĞUZ
Anadoluda Moğol tavaifi müliikî Moğol ümerasından olup ilhanlığın inkırazından sonra Anadoluda bazı yerlerde tutunmağa çalışan ve bu suretle Anadoluda Selçukların inkırazından sonra beliren küçük anadolu tavaifi mülûki gibi bir sima arzeden Moğol beylikleri hakkında Camiüddüvelde görülen bilgileri paylaşıyoruz.:
Anadoluda başlı başına Hükûmet sürmek isteyen Mogol taifeleri yedi fırka teşkil ederler: Bunlar şehir ve kasabalara girmezler, yaylaktan kışlağa konup göçerler. Anadoluhun Türkmen ve Yörükleri gibidirler. Bunların şehirlerde hükmü geçer. Her fırka bir beye bağlıdır. Bu beyler bir lar Moğol divanından bazı mıntakalara memur edilmiş beylerdir. Mogol devleti perişan olunca bunlar başlıbaşlarına hüküm sürmeğe başladılar Bunlardan birisine hükmeden İsmail ağa adında birisidir.
Bu zat Beyşehri havalisine müstevli olmuştu, Bir müddet burada hükûmeti devam eyledi. Karamanlılara kavuk sallar, zahiren onlara itaat arzederdi. ölünceye burada . Öldükten sonra yerine oğlu Eminüddevle geçti. O da aynı suretle hükümetine devam eyledi. ( 1 ) Diğer bir fırkanın başbuğu (Aya bey) dir. İshaklu havalisine müstevli idi.
[1] Muallim Memduh Yavuzun (Eşref oğulları tarihi) adlı eserinde, Beyşehlrde kabri bulunduğu anllaşılan İsmail aka budur. Eminüddevle lakaplı bir oğlu ğu terceme ve naklettiğimiz satırlardan anlaşılır. Bu eserdeki kayitlere göre Samgar Noyenin oğlu Arabın da Beyşehriyle münasebeti ğu sezilir. Yeniden incelemeğe lüzum vardır.
Ondan sonra oğlu Kalifa yerine geçmiş. Başka bir fırkanın başında Devletşah isminde birisi bey idi. Oğlu Bahtiyar beydir. Bunlar da Engürüye sahiptiler.
Diğer bir fırkanın başmda Kara Cafer bulundu. Bunun İmadeddin adında bir oğ.u vardı. Dir fırkayada Babuk şah Hâkimdi. Oğlu Esen beydir.
Bir büyük f.rka da vardır ki bunlar Kayseri ve Sivasa tevabiyle sahip olmuşlardır. Başları Cafer beydi. Ertana [2] bu Cafer beyin oğludur, onun oğlu Cafer bey, onun oğlu Mehmet beydir. Mehmet beyin oğlu Ertana bey, Ertanabeyin oğulları Esen bey, Gazi beydir. Birinci Cafer bey sultanlar ve ümera arasında muhterem bir zattı.
(2) Ertana bu günkû lehçemize ğöre Erdanadır. Olcayto tarihinde Olcaytonun vezirleri arasında geçer, kendisi Aslan Oygur Türk-lerindendir, Dünya güzeli oğlu Erdana nasıl Moğol olurdu.
Bu yazılari okuyan okuyucularımızdan bu bahisteki isimlere bakarak bulundukları yerlerde bu adları araştırmalarını ve buldukça bizide haberdar eylemelerini bilhassa rica deriz. müşterek çalışmalar sayesinde Anadolunun en basit tarihî vakalarını bile bu suretle yaşatmış olalım.
Cafer beyin istilası ında Karamanlılar zuhur eylemiştir. Denildiğine göre Nureddin eğlu Karaman bu Cafer beyin kızının oğludur. Gafer bey Nureddinin yıldızı parladıgını görünce kızını kendisine tezviç eyledi. Karaman ondan doğdu. Cafer bey öldüktensonra yerine Ertana bey geçti. Rum Selçukları hakkında telif edilmiş bir tarihte görüldüğüne göre bu Ertana bey İlhan ebu Sait Bahadır hanın ümerasından idi.
728 yılında Emir Çoban öldürülünce kendisi bir kuvvetle Anadoluya gönderilmiş, Emir Çobanın oğlu Demirtaşın yasamsun oto kiralamamasına memur edilmişti. Ertana Anadolunun mühim bir kısmında umumî vali olarak . Ebu Sait Bahadır hanın ölümünden sonra istiklâl peyda eyledi. Mem’eket onun adilâne si altında mamur . Anadoluda zulmü fesadı bertaraf etmeğe muvaffak olmuştu. Karamanlılarla arasında cenkler . Çok defasında Ertana üstün geldi. Adalet ve şecaatte o şöhret aldı ki Anadolulular kendisine köse Peygamber lâkabını vermişti. Kendisi cesur, heybetli bir adamdı. O büyük gövdeli pir adamdı ki at kendisini taşımağa kadir olmadığından öküze binerdi. Uzun müddet Hükümet sürdü. Kız kardeşi oğlu karama.. kendisiyle çok lar yaptı, bazan o, bazan bu muzaffer oluyordu. Ertananın iki oğlu vardı. Birinin adı Cafer, diğerinin Mehmetti. Bu Mehmet Hüsnü Cemalde emsalsızdı. Görenler kendisine aşık olurdu. Babası kendisini ilim-ve edep tahsili için Konyaya göndermişti. Babası öldüğü veziri hoca Ali Mehmede haber yollayarak hükûümeti elde etmesini teklif eyledi. Halbuki kardeşi Cafer Onun büyüğü idi. Hoca Ali ve diğer ümera hepsi de Mehmedi erlerdi. Mehmet Kayseriye geldi. Ümera kendisini babasının yerine geçirdiler. Kardeşi Caferi de hapsettiler, Mehmet sefahate ve çapgınlığa başladı.
Adamlarını gücendirdi. Bundandolayı kendisinden yüz çeviren ümera onu hükûmetten indirerek yerine kardeşi Cafer beyi getirdiler Mehmet bey Konyaya kaçtı. Karamanın torununun oğlu Davut bin Halil bin Mahmudun yanına sığındı. Davut beye kardeşi Süleyman bey Konya valiliğini vermişti. Davut bey Mehmet beye ikramlarda bulundu. Bir müddet yanında . Bundan sonra Kürdistan sahibi Kutlu şah Konyayı Karamanlıların elinden alınca Davut bey Darendeye kaçtı. Mehmet beyde derviş kıyafetine girerek Sivasa gitti. Orada bir zaviyede kondu. Kardeşi Cafer beyin Sivastaki valisi Mehmet beyin aşıklarından birisi idi. Bazı adamlarından Mehmet beyin kalender kiyafetinde olarak filan tekkeye konmuş elduğunu öğrendi. Valide tebdili kiyafetle tekkeye giderek Mehmet beyi buldu, Mehmet beye kendisini tanıttı ve ona elini öptürdü. Hükûmet dairesine gelerek Sivas vilâyetini elde etmiş . Sivas valisi vezir hoca Aliyi kandırdı, bu suretle biraderi Cafere galebe ederek hükümetin başına yeniden geçti, biraderi Caferde öldürüldü. Mehmet bey gene eski sefahetine başladı. Hoca Ali ve Sivas valisi kendisinden korkmağa başladılar, bu suretle aleyhine harekete başladılar. Mehmet bunun üzerine kaçup Karaman beyi Süleyman beye ve kardeşi Alâeddine dehalet eyledi. Alâeddin bey Mehmedin muhalifleriyle muharebe ederek onları mağlup etti. Hatta Sivas valisini öldürdü. Mehmet bey bu kez de babalarının yerine geçti. Bundan sonra Karamanlılarla arası açıldı. Müteaddit boğuşmalardan sonra kendisi memleketinden çıkarıldı ve öldürüldü. Bütün emval ve emlâki Karamanlıların eline geçti. Mehmet beyin Ertana bey adında bir oğlu vardı. Halk ayaklanarak Karamanlıları memleketten çıkardılar, Ertana beyi Atalarının yerine geçirdiler. Daha sonra gene Karamanlılar gelerek Ertanayı memleketten kaçırttılar. - Doğru Şama ğitti. Şam beylerine, Türkmen beylerine sığındı. Şamlılar ve Türkmen beyleri ezcümle Zülkadir oğulları kendisine yardım ettiler, ancak Karamanlılar galip geldi. Kendisini yakalayup Zilifke kal'asına hapsettiler. Sekiz sene orada hapis . Tarsus hakimi Bahşayiş bey kendisini hapisten kurtararak sultanlığını ilân ey edi. Bahşayiş bu suretle bir çok yerler Zapteyledi. Larendeyi de muhasara eyledi. Alâeddin şiddetle mukabele ve mukatelede bulundu. Bahşayiş mağlup olarak Payasa kaçtı. Payas hâkimi Karamam amcası Alâeddin aleyhine tahrik eyledi. Alâeddin her ikisine de galip geldi. Ertana bu sırada öldürüldü. Esen bey, Gazı bey deye iki oğul bıraktı. Bir kısım halk bunların başına birikerek Karamanlılarla harbettiler. Muhtelif boğuşmalar neticesinde her ikisi de öldürüldü. Bu suretle Ertana ailesi munkarız . Bu ailenin Anadoluda el’an yaşayan eserleri mevcuttur. Bu muharebeler esnasında Karamanlı Alâeddin de yaralanarak ölmüştür.
Ortaçağ Dünya Uluslarını Titreten Güç:MOĞOLLAR
Günümüzde başkenti Ulanbatur Moğolistan, bundan 8 asır önce büyük bir istilanın başlangıç noktasıdır. Moğol kelimesi millet ismi olarak ise ilk kez Göktürkler devrinde 7. yüzyılın sonlarında Çin’e ait Tang yıllıklarında geçmektedir. Moğolların Türk klarını ispatlamaya yönelik bazı çalışmalar da kaleme alınmasına karşın, bu iddialar daha çok aynı coğrafyada yaşayan ve benzer kültürel unsurları içerisinde barındıran iki ulusun bazı kaynaklarda ortak olarak zikredilmesiyle ilgilidir. Fakat antropolojik olarak Türkler Turani ırka mensup ve beyaz tenli olup, Moğolların daha esmer Mongoloid ırka mensup ğu, dolayısıyla farklı ırklar kları kabul edilmektedir. Son dönemde yapılan arkeolojik kazılar ve antropolojik bulgular da Moğollarla Türklerin aynı kavim olmadıklarını göstermektedir. Moğollar da Ural-Altay dil ailesinin Altay koluna mensup olup, dil yapıları Türkçe gramer ve kelime yapısına benzemektedir. Bu durum, Türklerle ortak bir coğrafyada yaşamalarından dolayı kültürel anlamda etkilenmelerinden kaynaklanmaktadır. İbrahim Kafesoğlu’na göre de her iki milletin belirli bir tarihten sonra, aynı coğrafyada faaliyet göstermeleri ve atlı göçebe kültüre mensup olmaları sebebiyle kültürel ve sosyal benzerlikleri bulunmaktadır. Moğol devleti, teşkilat yapısını büyük ölçüde Uygurlardan almıştır. Ayrıca Uygurca diplomatik dil olarak kullanılmıştır. Moğollar, la Türkleşmiş ve İslamlaşmıştır. Halen Orta Asya’da Cengiz Han ve hanedan üyeleri Türk olarak kabul edilir.
Moğolların ataları olarak kabul edilen topluluk ise proto Moğol olarak kabul edilen Sien piler(3. yüzyıl)’dir. Daha sonra Juan Juanlar bunları takip etmiştir. Moğollar önce Göktürklerin daha sonra da Uygurların hakimiyeti altında yaşamışlardır. 10-12. yüzyıllarda Kitan ve Karahitaylar adı altında bazı devletler kurmuşlardır. Fakat dünya tarihi sahnesine çıkmaları Timuçin(1206-1227)’in 1206’da Moğol siyasi birliğini sağlayarak Cengiz(Çingiz) Han ünvanı almasıyla yani 13. yüzyıl başlarında başlamaktadır.
Temuçin(Cengiz Han) ve dolayısıyla Moğollar Türk müdür?
Cengiz Han, Sibirya’dan Hindistan’a Kore’den Macaristan’a uzanan dünya tarihinin en büyük imparatorluklarından birinin kurucusudur. Cengiz Han’ın da Türk asıllı ğunu hatta Kazak ğunu iddia eden tarihçiler bulunmaktadır. Fakat, Cengiz Han Kara Tatarlara mensup bir Moğol’dur. Temuçin’in babası Moğol reisi Yesugay Bahadır, annesi Houlen Ece’dir. Fakat Cengiz Han’ın mensup ğu Borçigin/Börtegin sülalesinin kökenine dair araştırmalar hala devam etmektedir. Yine Cengiz Han’ın Türkçe ğunu kabul eden kaynaklar bulunmaktadır.
1155’te Doğu Moğolistan’da doğan ve Moğolların Kıyat boyuna mensup Temuçin küçük yaşta babasını(Tatarların zehirlemesi sonucu) kaybetmiştir. 1170’li yıllarda etrafındaki kabilelerle mücadele ederek 1196’da kağan olmuş, 1204 yılında bütün rakip ulusları bertaraf etmiş ve 1206’da topladığı kurultayda büyük Han seçilerek Cengiz ismini alarak Çin fetihlerine başlamıştır. Kuzey Çin ve Pekin, Uygurlar, Kırgızlar ve Karahitay devletlerini kendisine bağlamıştır. Ögeday ında Cengiz Han’ın torunu Batu Han ise daha çok 1237-1241 arasında Avrupa seferlerinde bulunarak Doğu ve Orta Avrupa’yı istila etmiştir. Bu dönemde Viyana önlerine gidilmiş, Hırvatistan önlerinden Macaristan ve Ukrayna yoluyla geri dönülmüştür.
Tatarlar Moğol mudur, Türk müdür?
Cengiz Han, Moğol kabilelerini bir araya toplayınca bu boylardan biri Tatarlar’ı da itaat altına almıştır. Dolayısıyla Tatarlar köken itibariyle Moğolların bir boyudur. İslâm kaynaklarında Tatar kavramı daha ziyade Moğollar için kullanılır. Nitekim Memlük tarihçileri, devletlerinin başlıca düşmanı İlhanlılar’a Tatar kleri gibi Timur için de aynı adı kullanırlar. Bazı kaynaklar, Tatarlar’ın Dokuz Oğuzlar(Toguz Guz) yani Uygurlar’la aynı soydan geldiğini zikrederler. Bunun bir uzantısı olarak günümüzde Tatar kelimesi bir Türk boyunun adı olarak kullanılmakta olup genellikle İdil-Ural bölgesindeki Kazanlılar ve Kırımlılar için kullanılmaktadır.
Çin İstilası
İlk olarak Çin’den başlayan Moğol istilası Viyana’ya uzanan bir coğrafyayı kapsamaktadır. Cengiz Han, 1215‘te Çin seddini geçerek başkent Pekin’i ele geçirmiştir. Hatta Cengiz Han’ın torunu Kubilay 13. yüzyıl sonlarında Çin’in tamamına hakim olarak başkenti Pekin’e taşımıştır. Ünlü İtalyan seyyah Marco Polo’nun da Kubilay’ın yanında yer alarak seferlerine katıldığı kabul edilmektedir.
Batı İstilanın Davetiyesi: Otrar Olayı ve Moğol Elçilerinin Katli
1218’de Moğolistan’dan batıya doğru ilerleyen bir kervan, Harezmşahların Otrar valisi İnalcık tarafından durdurularak 450 tüccar ve 500 deveden oluşan kervan yağmalanmıştır. Bunun üzerine Cengiz Han, kervandaki malların iadesini ve katledilen tüccarlar için Otrar valisinin kendisine gönderilmesini istemiştir. Fakat Harezmşah hükümdarı Alaaddin Muhammed elçileri öldürerek karşılık vermiştir. Bunun üzerine Cengiz Han yaklaşık 200.000 kişilik bir orduyla 1219’da Harezmşah seferine çıkmıştır. Yani Cengiz Han’ın batı seferi bir intikam gerekçesiyle başlamıştır denilebilir. Bu sefer sonucunda Harezm şehirleri Otrar, Buhara, Semerkant ve Hocend şehirleri istila edilmiştir.
Celaleddin Harezmşah ve Moğollarla Mücadele
Moğollara karşı İslam dünyasında mücadele eden en önemli kahraman Celaleddin Harezmşahtır. Moğollar’ın 1220’de Hârizm’i istilâ etmeleri ve babası Alâeddin Muhammed’in Hazar buca nde Âbiskûn adalarından birine sığındıktan kısa bir süre sonra ölmesi(Aralık 1220) sonucu, onun yerine geçmiş ve Moğollarla mücadele ederek onlara bir de mağlubiyet yaşatmıştır. 30.000 kişilik bir Moğol ordusunu bozguna uğratmış, bunun intikamını li-">li için Celaleddin üzerine yürüyen Cengiz Han, taki kahramanca mücadelesinden dolayı parmağını ısırarak Celaleddin için: “Böyle bir evlada sahip babaya ne mutlu.” demiştir. 1231’de Yassıçimen Savaşı’nda Alaaddin Keykubad’a yenilen ve önce Gence ardından da Diyarbakır’a Celaleddin, Moğol süvarileri tarafından takip edildiği sırada tırmandığı sarp dağda bir eşkıya tarafından öldürüldü. Ancak halk Celâleddin’in ölümüne inanmamış, hakkında birçok efsane yayılmıştır. Bu ise ölümünden yıllarca sonra bile Moğollar’ın endişe duymalarına sebep olmuştur.
Cengiz Han’ın Ölümü
Moğolistan, Orta Asya ve Çin’in kuzeyine hakim Cengiz Han, 1227’de bir askeri sefer esnasında 72 yaşında iken ölmüştür. Daha sonra sırasıyla Ögeday ve Mengü Hanlar tahta çıkmıştır. Moğollar Ögeday(1227-1241) ında Batu Han’ın seferleriyle Rusya, Ukrayna, Polonya üzerinden Almanya’nın doğusuna istila etmişler hatta Macaristan topraklarını da ele geçirmişlerdir. Fakat 1241’de Ögeday ölünce han seçimi için Batu, ordularını seferden geri çekmiştir. Böylelikle Batı ve güney Avrupa istiladan kurtulmuştur. Ögeday’den sonra yi nâibe sıfatıyla karısı Töregene Hatun ele almıştır(1241-1246). Daha sonra Güyük Han(1246-1248) tahta çıkmıştır. Fakat Batu ile mücadeleye hazırlandığı sırada ölmüştür. Mengü Han(1251-1259) tahta çıktığında kardeşi Kubilay’ı Çin’e, Hülagu’yu İran seferine göndermiştir. Hülagu öncelikle İsmaililerin kalesi Alamut’u ele geçirerek bu devlete son vermiştir.(1256)
Moğollar milyonlarca kişiyi katletmiş midir? Dünya Uluslarında Moğol Algısı
Yaklaşık 100 yıl süren bu istila sonucunda, pek çok şehir tahrib olmuş ve milyonlarca insan da katledilmiştir. Nişabur’da 1 milyon 747 bin, Merv’de 1 milyon 300 bin, Herat’ta 1 milyon 600 bin ve Bağdat’ta 800 bin kişi katledilmiştir. Otrar, Buhara ve Semerkant’ta önemli katliamlar yapılıyor. Belh şehri kuşatması esnasında Cengiz Han’ın öldürülünce bunun intikamı olarak, 12.000 mescidi ateşe verdiği, mescitlerde bulunan 14.000 Kur’an metnini yaktırdığı, 50.000’e yakın alim, talebe ve hafızı katlettirdiği, 200.000 insanı yere gömerek Belh şehrini tahrib ettiği bilinmektedir.(1221) Hülâgû’nun Suriye seferinden(1260) sonra bir Moğol şehzadesi Silvan(Meyyâfârikin)’ı kuşatır. Eyyûbî meliki Kâmil şehri büyük bir cesaretle savunur fakat baş gösteren kıtlık sebebiyle teslim olmak zorunda kalır ve askerleriyle birlikte işkenceyle öldürülür. Anadolu’da da Erzurum, Erzincan ve Kayseri şehirleri ılarak ele geçirildiği için halkının çoğu katledilmiş, Süryani tarihçi Ebu’l-Farac’a göre sadece Kayseri’de 10.000’e yakın kişi katledilmiştir.
Arap tarihçisi İbn Esir’de dönem halklarının Moğol korkusuyla ilgili şu rivayet geçer. Bir Moğol, bir adama bekle geleceğim diyor. Adam korkusundan bir yere ayrılamıyor. Moğol bir kılıç bulup geliyor ve adamı oracıkta öldürüyor. Bu hadise, insanların zihnindeki Moğol korkusunu ifade etmesi açısından çarpıcı bir örnektir. Batı dünyasında Moğollara bakışı da Ligeti’nin Bilinmeyen İç Asya’sından takip edebiliriz: “Tatar geliyor! Bunlar insan da değil, kana susamış, merhamet nedir bilmez ve sade öldürmekten, yok etmekten zevk duyan köpek başlı canavarlardı!” Yine İngiliz edebiyatının ilk yazılı eserlerinden ve Ortaçağ toplum yapısını anlamamızı sağlayan Canterbury Hikayeleri’nde geçen en uzun hikaye, ünü tüm dünyaya yayılan Cengiz Han’la ilgilidir.
Altın Taçlı Bakire Bir Kızın Cengiz Ülkesinde Rahatça Gezebilmesi Yahut Cengiz Han Yasası
33 defterden oluştuğu, çok hacimli ğu için bir deve üzerinde taşındığı ve devlet hazinesinde muhafaza edildiği kabul edilen yasalar, 1206’da Cengiz Han’ın Moğolları teşkilatlandırmasıyla birlikte ortaya çıkmaya başlamıştır. İlerleyen dönemlerde de geliştirilmiştir. Daha çok askerî ve hukukî içerikli bu yasalara göre, askerlerin 20 yaş üzerinden seçilmesi, zinanın ölümle cezalandırılması, kasten yalan söyleyenin, casusluk yapanın ve suyu kirletenlerin idam edilmesi, mülkünde çalınmış bir at bulunan kişinin bunu aynı cinsten dokuz at ekleyerek sahibine iade etmesi aksi takdirde çocuklarının alınması ve çocuğu yoksa öldürülmesi gibi hırsızlığı yasaklayan kanunlar da bunlar arasındaydı. Bu yasaların öylesine sert uygulanıyordu ki, “Cengiz ülkesinde bakire bir kız başında altından bir tac ile ülkenin bir ucundan diğer ucuna en ufak bir tacize uğramadan giderdi.” denilirdi.
Anadolu’da Moğol İstilası ne başlamıştır? Kösedağ Savaşı ve Anadolu’da Fiilî Moğol Hakimiyeti
Yaklaşan Moğol tehlikesinin farkında Alaaddin Keykubad, Erzurum ve çevre şehirlerin surlarını tahkim etmiştir. 1232 ve 1235’te Moğollarla Selçuklular arasında elçilik heyetleri gidip gelmiş ve Alaaddin Keykubad Moğollara tabi olmayı kabul etmiştir. Yerine veliaht olarak Rükneddin Kılıçarslan’ı tayin eden Alaaddin Keykubad, bu atamadan kısa bir süre sonra yediği av etinden zehirlenerek 31 Mayıs 1237’de vefat etmiştir. Bunun üzerine devlet adamları II. Gıyaseddin Keyhüsrev’i tahta çıkarmışlardır. Bu da sultana bir suikast tertiplendiğini ortaya koymaktadır.
Bu dönemde 1240’da Baba İshak tarafından çıkarılan, yaklaşık bir buçuk yıl süren ve Erzurum’da Moğollar’a karşı tutulan doğu ordusunun geri çağrılması ile Selçuklu ordusundaki Frenk askerleri tarafından bastırılabilen Babai isyanı Selçukluların zayıflamasına ve Moğolların da bu zayıflığı görmesine sebep olmuştur. Cesaret edip Anadolu’ya saldıramayan Azerbaycan’daki Moğollar, devletin dışarıdan göründüğü güçlü olmadığını görmüşlerdir.
1241’de Moğolların İran istilasını yürütmek için Baycu Noyan tayin edilmiştir. Noyan, Anadolu’yu Moğollara bağlayarak büyük Han’ın nazarında itibar kazanmak istemiştir. Bu amaçla 1242’de Erzurum’u kuşatarak ele geçirmiş ve şehir halkını kılıçtan geçirmiştir. Bu olay üzerine 1243 ilkbaharında Kayseri’de toplanan Türkiye Selçuklu ordusu önce Sivas’a ardından Sivas-Erzincan arasındaki Kösedağ mevkiine intikal etmiştir. Özellikle tecrübesiz komutanların Moğollar üzerine hücum edilmesi yönündeki telkinleri üzerine Selçuklu kuvvetlerinin saldırısıyla başlamıştır. Hatta bu komutanların: “Bugün Tanrı Moğolların yanında olsa bile onları yeneriz.” diyerek kibirlendiklerini yazmaktadırlar. Fakat 30 veya 40.000 kişilik Moğol ordusuna karşı 80.000 kişilik Selçuklu ordusu bu ilk taarruzda 20.000’e yakın kayıp vererek dağılmıştır. Ordu dağılınca Selçuklu sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev geri çekilmiştir.(1 Temmuz 1243)
Kösedağ Sonrası Moğolların Anadolu İstilası ve Baycu Noyan
Savaşı kazanan Baycu Noyan önce Sivas şehrini fidye karşılığında ele geçirmiş ardından Moğollara karşı uzun bir süre direnen Kayseri şehri büyük katliamlarla ele geçirilmiştir. Hatta bu savunmada Ahiliğin Anadolu’daki temsilcisi olarak kabul edilen ve bu sırada tutuklu Ahi Evran’ın eşi Fatma Bacı da kahramanca mücadele etmiştir. Fakat Kayseri kalesi düşünce Ahi Evran’ın eşi Fatma Bacı da Moğollar tarafından esir alınanlar arasındadır.
Bu istilalar sonrasında Selçuklu devlet adamlarından Mühezzibuddin Ali’nin girişimleriyle Moğollarla tabilik anlaşması yapılmıştır. Yani Türkiye Selçuklu Devleti Moğollara bağlanmıştır. Antlaşmaya göre kıymetli armağanların yanında Selçuklular Moğollar’a her yıl 3.600.000 dirhem(gümüş para, akçe), 10.000 koyun, 1000 sığır, 1000 deve vereceklerdi. Bu anlaşma gereği ödenen yıllık vergi ile 1256’ya ciddi bir Moğol istilası yaşanmamıştır. Fakat 1255’te Hülagu’nun İran bölgesine gelmesiyle birlikte, buradaki karargahından ayrılarak tekrar Anadolu’ya giren Noyan Anadolu’da ikinci bir Moğol istilası devri başlatmıştır. Fakat Noyan kısa süre sonra Anadolu fetihlerini kendi başarısı olarak gösterdiği gerekçesiyle Hülagu tarafından öldürülmüştür.
Memlük Sultanı Baybars’ın Anadolu’ya Gelişi
Selçuklu devlet yönetiminde 1262-1277 yılları arasında fiilen etkili olmuş Pervane Muinuddin Süleyman, 1277’de Memlük sultanı Baybars’ı Anadolu’ya davet etmiştir. Baybars, Filistin yakınlarındaki Ayn Calut mevkiinde Moğol ordusuna ağır bir hezimet vererek Moğolların Batı’ya ilerleyişini durduran devlet adamıdır.(1260) Baybars, sultan ktan sonra bu zaferin hâtırasını ebedîleştirmek için meydanına “Meşhedü’n-nasr” adlı bir âbide yaptırmıştır ki rivayete göre bu, İslâm tarihindeki ilk âbi r. Söz konusu davet üzerine 15 Nisan 1277’de Elbistan’da da büyük bir Moğol ordusunu mağlub ederek Kayseri’ye Baybars, Selçuklu devlet adamlarının kendisini karşılamamaları ve Süleyman’ın da Tokat’tan gelmemesi üzerine birkaç gün sonra Suriye’ye dönmüştür.
Yorumlar
Kalan Karakter: