Değerli Dostlar
İnsan kuş gibi hareketli bir varlık. Ve de kuş gibi hareket ederekde kendine ayrılanı YA REZZAG diyerek aramaya koyulacak ve onun içinden de boğazından inecek Nasîbini alacaktır. Kur'an bunu sarahatle(açıkça) ifade eder.
بسم الله
ولا تنس نصيبك من الدنيا و احسن كما احسن الله إليك..
Dünyadan Nasîbini unutma, ve İkram, ihsan edeceğinde de Allah gibi İyilik et, hayr et. ولا تنس نصيبك من الدنيا و احسن كما احسن الله إليك..
İşte buradan itibaren öyle Bi misyon yükleniyoruz ki hem kendimiz hem de etrafımızdan sorumlu bir konum alıyoruz. Efendimiz buyurur ki:"Doğudaki bir Müslümanın ayağına diken batarsa batıdaki onu çıkarmakla görevlidir. "
Bu hakikatten yola çıkarak
Ecrimizin bol olacağını ama Yükümüzün de ağır olduğunu görüyoruz. Milletlerin ve fertlerin yaşantı zamanlarında zor durumlar, mağduriyetler olur. Yetimlik bir mağduriyettir , Sel durumundan etkilenme bir mağduriyettir , (hafazanallah) yangın bir mağduriyettir. Ve daha niceleri kademe kademe.
SORUMLULUĞUMUZ gücümüz nispetinde bizi göreve çağırmaktadır. Ve Kur'an bu noktada aynı zamanda Bi "ara imtihandan" da geçeceğimizi bildiriyor. Gözlemliyelim, bakalım. Bakmamız gerekenlere eğilebiliyor muyuz? KUR'AN bu konuyu العقبة= EL AKABETÜ diye nitelendirir.Bunu da ZOR GEÇİT diye niteler Kitabımız.
Nasıl yani? Köle Azad etmek(günümüzde bi zatihi bunun örneği yok. Yani fiili uygulamada rehin alınmış biri varsa onu ancak devletler operasyonla kurtarır.)
Bu noktadan sonra. Beled Sûresindeki AYET-İ KERIME devam ediyor zor geçiti anlatmaya....."...ZORLUK GÜNÜNDE FAKİRİ DOYURMAK, YETİMİ GÖZETMEK... " Zamanların hepsinde istisnasız Bi şekilde bu grup hep olacaktır. Bunu biliyoruz. Belki bu bir hikmettirdirde. Belki varlıklıların imtihanıdırda.Toplum Manevi-Ruhi dengeyi Bi şekilde kurmak durumundadır. Kin, nefret, HASETÇİLİK, çekememezlik gibi sosyal ve kalbi durumun ilacı, merhemi bu ifadede. Kur'an neyi nasıl tavsiye ederse kulak vermek zorundayız. Çünki bizi bizden iyi bilen Mevlamız var. İslam hiçbir kimsenin mağduriyetini, Gözardı edilmesini istemiyor. İslam Alemi 1 milyar 750 milyon gibi Bi civarda. Araştırmalar Bu toplamın 400 milyonu Zenginlik çerçevesi içinde, Diğer bi 400 milyonunun ise kendi kendine yetebilen seviyede olduğunu göstermekte. Bu demektir ki bize % 55 oranındaki Müslüman kitlenin BAKIMIMIZ VE GÖZETİMİMİZ altında olması gerektiğini gösteriyor. Peki bu konuda Başarılı mıyız?
Malesef üzülerek belirtelim Kİ Kur'an'ın emri
ZEKAT AMELİYESİ 'nin icrası % 35 ler düzeyinde seyretmektedir. Bu da ilgilenmenizi gereken Müslüman kitlenin ancak % 30 una ulaşabiliyoruz demektir. Yani durum çok iç açıcı değil. Allahu Teala Kitabında bizleri tarif ederken "Onlar duvardaki tuğlalar gibi birbirine kenetlenmiş" ifadesini kullanıyor. Buna göre Müslümanlar olarak Zenginliği belli ülkelerde kümelen Müslüman halklar bundan kesinlikle sorumludurlar. Yemen'deki Yetimlerin sayısı yüzbinlere doğru giderken, hemen yanıbaşındaki ülke Deniz üzerinde Akıllı şehirler kurma planı yapmaktadır. Tabi ki kurabilir, olabilir. Ama nolur bari daha fazla garibanın ölümü olan savaş veya çatışmayı durdursunlar. Yani sonuç Bi sınavdayız
Bakarsak
Bakılacağız ve Görüleceğiz. Daha çok örnekler var... Afrika ülkeleri... Birebir ilgilenen giden gelen kardeşlerimiz oralardaki zor durumları bize ÇOOK anlatıyorlar. Ancak gözümüz yaşarıyor. Peki sonrası? Sonrası hiç.... Yutkunuyoruz. Allah önümüzü ve Sonumuzu hayr ede.