Yaşadığımız şehirleri yönetecek başkan ve kadrolar için 31 Mart’ta sandığa gideceğiz, gitmesine de kime oy vereceğiz bu vatandaşı kara kara düşündürüyor. Vizyonlu, kaliteli, şehrimizi, ilçemizi, beldemizi layığı ile temsil edecek isimler siyaset arenasında çok az, çoğunluk kalitesiz, vizyonsuz, çapsızlarda.
Adayların yarısından fazlasına bakıyorum, üç kelimeyi bir araya getirirken zorlanıyor, kendini idare etmekten aciz ama belediye başkanlığına talip oluyor. Bunlar geleceğimizi çalmaya geliyorlar, yarınlarımıza ipotek koyup, soygun peşindeler. Dayısı, amcası, kuzenine herkimse arkasına güvenen yaşadığı yerin yarınlarına talan etmeye getiriliyor, bizde eli kolu bağlı olarak bu soygun filmini izliyoruz.
Kaliteli, vizyon sahibi oturacağı koltuğu tam anlamıyla dolduracak isimler yok mu elbette var ama siyaset de kalitenin düştüğü bir gerçek. Kendi bilgi birikimi, kalitesi, vizyonuna güvenip yola çıkanları alkışlıyorum. Onlar takdiri bir değil bin kere hak ediyor, hem kaliteleri ile hem de bu soytarılar arasında kendisini gösterme cesaretini gösterdikleri için.
31 Mart öncesi vizyona giren geleciğimizin soygunu filmin senaristi peşin satan gibi göbeğini kaşıyor, oyuncular ile figüranlarda bir telaş bir telaş. Rüyalarında görseler inanamayacakları koltuğa oturacaklar, sonrası toz-duman olsa da önemli değil. Ona o role verenlere diyet ödemekle geçecek bundan sonraki yaşamları.
Diyeti senariste ödeyecekler, çünkü ona oy veren seçmen değil ki onu oraya oturtan Başkanın işi seçildikten sonra daha zor çünkü bir taraftan diyet borcunu ödeyecek, bir taraftan ise geleceğimizi çalmakla meşgul olacak. Artık borcu ve yarınlarımıza ipotek koymak onun asli görevi haline gelecek gerisini boş ver. Ne hizmeti ne projesi ne çocuklarımızın, şehirlerimizin, ilçelerimizin, beldelerimizin geleceği, artık onu ilgilendirmeyecek. Haksız da değil, çünkü onu o koltuğa oturtan veya oturtanlar belli. Hizmet onlara.
Hayatında kravatı boynuna geçirmeyen, kravatın nasıl bağlandığını bilmeyen ve kravatlı bir tane bile resmi olmayan başkanım, bizleri Ankara’da mükemmel şekilde temsil edeceğinden şüphe duymamamız gerekir.
Çapsızlar seviliyor senaristler tarafından. Çapsız olacak ki, diyet borçlu oldukları kişinin ağzından çıkan her kelimeyi emir telakki edip, bu beni başkan yapan insanlara müstahak mı, değil mi sorgulamayacak, sorgulayamaz çünkü, vizyonu yoktur, o çapsızın.
Bizim işimiz adayları belirlemek değil. O siyasilerin işi. Görüşümüzü paylaşırsak zaten suçluyuz, hemen baskılar, tehditler gelir ardı ardına. Çapsızlar için itirazsız, fikirsiz, akılsız seçmenler kıymetlidir, gerçekleri görenler hiç de itibar görmez bu platformda.
Yapanın yanına kar kalır diye düşünenler bunları unutsun. Mutlaka yapılan yanlışın hesabı bugün olmazsa yarınlarda önünüze konulur, hem de gücünüzü kaybedip, en zayıf olduğunuz bir dönemde. Tabi bir de ahiret tarafı var ki, en zor hesapta oradadır.
Siyaset de kalite niye dip yapmak için acele ediyor. Büyük beklentiler ile kelli-felli makamlara oturanlara bakıyorum, kişiliklerini bile bir kenara alıp, diyet borçlarını ödemek için seferber olduklarına şahit olmak, gerçekten ama gerçekten mide bulandırıyor.
Ne diyelim, burada suçlu aramak da yanlış, çünkü “İnsanlar hak ettikleri şekilde yönetilirmiş.”
Yanlış anlaşılmasın;
Gerçekten hizmet aşkı ile vizyonlu hizmet adamı olan adaylara olduğu gibi, kendini bilmeyen arkası güçlü adaylara da saygımız var ve hepsine başarılar diliyorum. Hırsız derken de para, arsa, mal-mülk, usulsüz ruhsatlar, kayırmacılık, Dolar, Euro’yu kastetmiyorum, geleceğimizin çalınmasından endişeliyim.
Yarınlarımızı çalmayın, çocuklarımızın geleceğine ambargo koymayın.
Nerede olursa olsun ister il, ister ilçe ister belde olsun bizlere 5 yıl kaybettirmeyin.
SİYASET
Yayınlanma: 08 Şubat 2024 - 14:11
Vizyonsuz hırsız adaylar
Karamanoğlu Mehmetbey Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Hüseyin Oğuz'un "Vizyonsuz hırsız adaylar" başlıklı köşe yazısı.
SİYASET
08 Şubat 2024 - 14:11
İlginizi Çekebilir