
Bir zamanlar "alternatif tıp" olarak görülen ve bilimsel çevrelerde tartışmalı bulunan sülük tedavisi, artık modern tıbbın laboratuvarlarında inceleniyor. Türk bilim insanlarının yaptığı son araştırma, sülük salgısındaki biyoaktif bileşenlerin otoimmün hastalıklar ve iltihaplı rahatsızlıklarda yeni bir tedavi yöntemi sunabileceğini ortaya koydu.Geçmişte enfeksiyon riski ve bilimsel standartlara uygun olmadığı gerekçesiyle eleştirilen sülük tedavisi, şimdi biyoteknolojik ilaç geliştirme sürecinde umut vadeden bir kaynak olarak değerlendiriliyor. Daha da önemlisi, bu tedavi artık merdiven altı yöntemler yerine uzman doktorların kontrolünde ve denetimli bir şekilde uygulanabilecek.
HABER MERKEZİ
SÜLÜK ARTIK OTOİMMÜN HASTALIKLARA ÇARE OLABİLİR Mİ?
Yapılan çalışmalara göre, Multiple Skleroz (MS), romatizma, haşimato hastalığı ve irritabl bağırsak sendromu gibi otoimmün hastalıkların tedavisinde sülük salgısından elde edilen biyoaktif moleküller umut vadeden bir seçenek olabilir.Biruni Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Furkan Ayaz, sülük salgısında keşfedilen gliadin ve sinir sistemi büyüme faktörü isimli proteinlerin bağışıklık sistemini düzenleyici ve iltihap önleyici özellikler taşıdığını belirtiyor."Mevcut tedavi yöntemlerine kıyasla sülük salgısının avantajı, doğal olması nedeniyle daha az yan etkiye sahip olmasıdır" diyen Ayaz, biyoteknolojik ilaç geliştirme sürecinde bu bileşenlerin sentetik ilaçlara alternatif olabileceğini vurguluyor.MERDİVEN ALTI DÖNEMİ BİTİYOR
Eskiden hijyenik olmayan koşullarda, uzman denetimi olmadan uygulanan sülük tedavisi, tıp camiası tarafından birçok kez eleştirilmişti. Enfeksiyon riski, yanlış uygulamalar ve standart dışı kullanım nedeniyle birçok doktor bu yönteme mesafeli yaklaşmıştı. Ancak bilim insanlarının yaptığı yeni çalışmalar, sülüğün bilinçli ve kontrollü bir şekilde tıbbi süreçlere entegre edilebileceğini gösteriyor.Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi'nden Dr. Hüseyin Ayhan, bu dönüşümün tıp dünyası açısından büyük bir kazanım olduğunu belirterek şunları söyledi:"Her insan sülükle yapılan tedaviyi tercih etmeyebilir. Bu yüzden biz de sülüğün salgısını ilaç formuna getirmek için çalışıyoruz. Artık tıbbi uygulamalar denetimli bir şekilde gerçekleştirilecek ve hastalar bilinçsizce uygulanan tedaviler yerine güvenilir bir bilimsel yöntemden faydalanabilecek.”TIP DÜNYASININ SÜLÜK TEDAVİSİNE BAKIŞ AÇISI DEĞİŞTİ Mİ?
Eskiden: Enfeksiyon riski ve bilimsel kanıt eksikliği nedeniyle eleştiriliyordu.Şimdi: İçeriğindeki biyoaktif bileşenler analiz edilerek ilaç geliştirme sürecinde değerlendiriliyor.Gelecekte: Bu moleküllerin ilaç olarak kullanılması halinde, otoimmün ve iltihaplı hastalıklar için yeni tedavi seçenekleri sunulabilir.HABER MERKEZİ