Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son yıllarda yaptığı konuşmalar, İslam’ın doğru anlaşılması ve korunması konusunda dikkat çekici mesajlar içeriyor. Özellikle, dini değerlerin çıkar grupları tarafından istismar edilmesine karşı sık sık uyarılarda bulunması, onun İslam'ın özüyle ilgili derin bir kaygı taşıdığını gösteriyor. Bu hem bireysel inançlarımızı hem de toplumumuzun dinî hassasiyetlerini koruma noktasında ciddi bir sorumluluğa işaret ediyor.
Erdoğan’ın 2018’de yaptığı konuşmalardan birinde, İslam’ın güncellenmesi gerektiğine dair söylediği şu söz dikkat çekiciydi: “Siz İslam'ı 14 asır öncesi hükümleriyle bugün uygulayamazsınız.” Bu ifade, İslam'ın temel kurallarının sabit olduğunu kabul etmekle birlikte, değişen zamanlara uygun yorumlanması gerektiğini belirtiyordu. Erdoğan, dinin zamana uyan yorumlarla anlaşılması gerektiğini savunarak, içtihatların güncellenmesinin zorunlu olduğunu vurguladı. Kadının toplumsal rolü ve hakları konusundaki değişimler bu duruma örnek gösterilebilir. Mesela İslam’ın temel ilkeleri kadına büyük değer verir; ancak, tarih boyunca bazı içtihatar, kadının toplumsal hayattaki yerini kısıtlayıcı şekilde yorumlanmıştır. Örneğin, bazı toplumlarda kadının çalışması, eğitim alması gibi haklar sınırlandırılmıştır.
Erdoğan’ın içtihatların güncellenmesi gerektiğine dair ifadeleri, kadının İslam’daki konumunun modern çağın gerekliliklerine uygun olarak yeniden yorumlanması gerektiğini vurgular. Kadınların eğitim hakkı, iş hayatındaki yeri ve toplumsal sorumlulukları, Kur'an’ın adalet ve eşitlik ilkelerine dayanarak genişletilebilir. Bu, İslam’ın zamanın şartlarına uygun şekilde yorumlanabileceği bir içtihat örneğidir.
Bu çizgiyi takip eden 2019 yılındaki konuşmasında da aynı vurgu dikkat çekti: “Zamanın değişmesiyle ahkamın da değişeceği inkar edilemez.” Erdoğan, burada İslam’ın temel naslarının (değişmez hükümlerinin) korunması gerektiğini ancak içtihatların zamana uygun şekilde yeniden ele alınmasının önemli olduğunu belirtti. Bu da İslam’ın çağlar üstü bir din olarak her döneme hitap edebileceği fikrini pekiştiriyor.
Erdoğan’ın yaklaşık bir hafta önce Arnavutluk’ta Namazgah Camisi’nin açılışında yaptığı konuşma ise, bu konudaki mesajlarının devamı niteliğindeydi. “Barış dini İslam'ın yüce değerlerinden kopmamalı, kutsal dinimizi şahsi emelleri için istismar eden çıkar gruplarına meydanı boş bırakmamalıyız” ifadeleriyle, İslam'ın evrensel değerlerinin korunması gerektiğini hatırlattı. Dinin çıkar gruplarının elinde bir araç haline gelmemesi için toplumsal sorumluluk bilinciyle hareket edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Bu konuşmaların ortak noktası, İslam’ın özüyle oynanmaması gerektiği ve dini yanlış yorumlayarak istismar edenlere karşı durulması gerektiği gerçeğidir. Ancak, Erdoğan aynı zamanda içtihatların, yani dini yorumların, değişen zamanın koşullarına uyum sağlaması gerektiğini de dile getiriyor.
Erdoğan’ın bu çizgideki açıklamaları hem bireysel hem de toplumsal hayatımızda İslam’ın temel değerlerine sahip çıkmamız gerektiğini hatırlatıyor.
İslam'ın özünü korumak ve içtihatların yenilenmesi üzerine

HÜSEYİN OĞUZ
Yorumlar
Kalan Karakter: