Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan hutbeler, Türkiye genelindeki camilerde Cuma hutbelerinde imam hatipler tarafından okunuyor. Bugün Karaman’da gittiğim camide okunan hutbenin en son seslenişinde yer alan bir ayet meali zihin süzgecime takıldı. Ali İmran Suresi 31. ayetin meali, hutbelerde şu şekilde verildi: “Habibim! De ki: ‘Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.” Ancak burada ciddi bir problem var. Allah, Kur'an'ın hiçbir yerinde "Habibim" şeklinde bir hitapta bulunmamışken, Diyanet’in bu ifadeyi kullanması bence açık bir biçimde Allah’a iftira niteliği taşıyor.
Kur'an'da Allah'ın Hz. Muhammed’e "Habibim" şeklinde hitap ettiği tek bir ayet mevcut değildir. Ali İmran Suresi 31. ayetin orijinal Arapça metni, "De ki (قُلْ)" şeklinde başlar. "Habibim" kelimesi tamamen ekleme yapılmış bir hitap. Bu durum, Kur'an’ın saf anlamına yapılan bir müdahale değil midir? Allah'ın kelamına eklemeler yapılması, Kur'an'ın ruhuna aykırıdır ve bu tür ifadeler, kişisel yorumların Kur'an’ın önüne geçmesine neden olabilir.
En'am Suresi, 6:115:
"Rabbinin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirebilecek kimse yoktur. O, hakkıyla işiten, hakkıyla bilendir."Bu ayet, Allah’ın kelamının tamamlanmış olduğunu ve kimsenin O'nun sözlerine ekleme veya çıkarma yapamayacağını vurgular. Kur'an’ın bozulmadan korunacağına dair bir başka ayet de Hicr Suresi 15:9'da geçmektedir:
Hicr Suresi, 15:9:
"Hiç şüphesiz, zikri (Kur'an'ı) biz indirdik biz; elbette onu biz koruyacağız."
Bu ayet de, Kur'an’ın Allah tarafından korunduğunu ve insan müdahalesine karşı ilahi bir muhafaza altında olduğunu bildirir. Dolayısıyla, Allah’ın sözlerine ekleme veya çıkarma yapmaya yönelik herhangi bir çaba, bu ayetler ışığında Allah’a karşı yapılmış bir hata olarak kabul edilir.
Ek olarak, Bakara Suresi 2:79'da da Allah’ın sözlerini değiştirenlere karşı bir uyarı yapılmıştır:
Bakara Suresi, 2:79:
"Vay o kimselere ki, kitabı kendi elleriyle yazarlar da sonra az bir değer karşılığında onu satmak için: 'Bu, Allah katındandır' derler. Ellerinin yazdıklarından dolayı vay haline onların! Kazandıklarından ötürü vay haline onların!"
Bu ayet, Allah’ın kelamına bilerek ekleme yapan veya onu değiştiren kişilere yönelik ciddi bir uyarı içerir. Allah’ın sözlerinin insanlar tarafından değiştirilmesi, Kur'an'da açıkça kınanmıştır.
ADEM DEMİREL
Kur'an'da Allah'ın Hz. Muhammed’e "Habibim" şeklinde hitap ettiği tek bir ayet mevcut değildir. Ali İmran Suresi 31. ayetin orijinal Arapça metni, "De ki (قُلْ)" şeklinde başlar. "Habibim" kelimesi tamamen ekleme yapılmış bir hitap. Bu durum, Kur'an’ın saf anlamına yapılan bir müdahale değil midir? Allah'ın kelamına eklemeler yapılması, Kur'an'ın ruhuna aykırıdır ve bu tür ifadeler, kişisel yorumların Kur'an’ın önüne geçmesine neden olabilir.
PEYGAMBERLER ARASINDAKİ EŞİTLİK İLKESİ ZEDELENİYOR
Daha da önemlisi, bu tür eklemeler Allah’ın peygamberler arasında eşitlik ilkesine aykırı bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Bakara Suresi 2:285'te Allah, "Biz peygamberler arasında bir ayrım yapmayız" diyerek, peygamberler arasında ayrım gözetilmemesi gerektiğini açıkça belirtmiştir. Oysa bu tür hitaplar, sanki Allah, Hz. Muhammed'i diğer peygamberlerden farklı ve üstün tutuyor gibi bir algı yaratıyor. Bu, İslam’ın özünde yer alan peygamberler arası eşitlik anlayışını zedeliyor. Kur’an’da Allah’ın Hz. Muhammed’i diğer peygamberlerden üstün tutan herhangi bir ifade yokken, bu tür bir eklemenin yapılması ne kadar doğru?GELENEKSEL İSLAM'IN YANILTICI ETKİSİ
Diyanet’in bu tür bir tercümeyi tercih etmesinin arkasında geleneksel İslam yorumları ve tasavvufî etkiler olabilir. Hz. Muhammed’e İslam tarihinde "Habibullah" (Allah’ın sevgilisi) unvanı verilmiştir. Bu, Hz. Muhammed’e duyulan sevgi ve saygıyı ifade etse de bu unvanın Kur’an'da yer almadığını hatırlatmak gerekiyor. Ne yazık ki, geleneksel İslam’ın yorumları zamanla Kur’an’ın önüne geçiyor ve yanlış bir anlayışa yol açıyor. Diyanet’in bu ifadeyi kullanması, Allah'ın sözüne ekleme yaparak, O’na iftira atmak anlamına geliyor.ALLAH’IN KELAMINA MÜDAHALE EDİLMEMELİ
Kur’an’ın en önemli özelliklerinden biri, eksiksiz ve korunmuş bir kitap olmasıdır. İnsanın yorumu, ne kadar iyi niyetli olursa olsun, Allah’ın kelamına eklenmemelidir. Bu tür eklemeler, hem Allah’a atfedilen anlamı saptırmakta hem de Müslümanların kafasında yanlış bir algı yaratmaktadır. Diyanet’in yaptığı bu eklemeler, dinin saf anlamını bozarak, Allah’a iftira atmak gibi ağır bir sonuç doğurabilir. Her Müslümanın, Allah’ın kelamına sadık kalarak, Kur’an’ın saf anlamını koruması gerekir.DİYANET’İN DİKKATİNE
Kur'an'da, Allah’ın kelamına ekleme veya çıkarma yapılmaması gerektiğine dair açık uyarılar bulunmaktadır. Bunlardan biri, En'am Suresi 6:115'te yer alır:En'am Suresi, 6:115:
"Rabbinin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirebilecek kimse yoktur. O, hakkıyla işiten, hakkıyla bilendir."Bu ayet, Allah’ın kelamının tamamlanmış olduğunu ve kimsenin O'nun sözlerine ekleme veya çıkarma yapamayacağını vurgular. Kur'an’ın bozulmadan korunacağına dair bir başka ayet de Hicr Suresi 15:9'da geçmektedir:
Hicr Suresi, 15:9:
"Hiç şüphesiz, zikri (Kur'an'ı) biz indirdik biz; elbette onu biz koruyacağız."
Bu ayet de, Kur'an’ın Allah tarafından korunduğunu ve insan müdahalesine karşı ilahi bir muhafaza altında olduğunu bildirir. Dolayısıyla, Allah’ın sözlerine ekleme veya çıkarma yapmaya yönelik herhangi bir çaba, bu ayetler ışığında Allah’a karşı yapılmış bir hata olarak kabul edilir.
Ek olarak, Bakara Suresi 2:79'da da Allah’ın sözlerini değiştirenlere karşı bir uyarı yapılmıştır:
Bakara Suresi, 2:79:
"Vay o kimselere ki, kitabı kendi elleriyle yazarlar da sonra az bir değer karşılığında onu satmak için: 'Bu, Allah katındandır' derler. Ellerinin yazdıklarından dolayı vay haline onların! Kazandıklarından ötürü vay haline onların!"
Bu ayet, Allah’ın kelamına bilerek ekleme yapan veya onu değiştiren kişilere yönelik ciddi bir uyarı içerir. Allah’ın sözlerinin insanlar tarafından değiştirilmesi, Kur'an'da açıkça kınanmıştır.
ADEM DEMİREL