Yürekler yandı
Ermenek’te 11 yıl önce meydana gelen maden faciasında yaşamını yitiren 18 işçi, hafızalardaki yerini koruyor.
28 Ekim 2014 günü öğle saatlerinde Ermenek’ten gelen acı haber tüm Türkiye’yi yasa boğmuştu. Yeraltında meydana gelen su baskını sonrası başlatılan arama kurtarma çalışmaları tam 22 gün boyunca aralıksız sürdürülmüştü. Yoğun çabalar sonunda madenden çıkarılan 18 işçinin cansız bedeni, ülkenin hafızasına kazınan büyük bir acının sembolü olmuştu. FACİADA 18 MADENCİ YAŞAMINI YİTİRMİŞTİ Faciada yaşamını yitiren madenciler: Mehmet Baha, Ömer Cansu, Recep Çiloğlu, Osman Çoksöyler, Hüseyin Çolak, Hüsnü Çolak, Tezcan Gökçe, İsa Gözbaşı, Hüseyin Gültekin, İsmail Gürses, Ali Haznedar, Kerim Haznedar, Uğur İlhan, Mehmet Özcan, Mehmet Tokat, Hasan Tuncer, Bahri Üzer ve Kamil Yaman. Aileleri, yakınları ve vatandaşlar her yıl olduğu gibi bu yıl da maden şehitlerinin mezarlarını ziyaret ederek dualar etti. YARGI SÜRECİ VE VERİLEN CEZALAR Facianın ardından 2015 yılının Nisan ayında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olma” suçundan kamu davası açıldı. 3’ü tutuklu 16 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması 18 Haziran 2015 tarihinde Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Yargılama sonunda Has Şekerler Madencilik Şirketi sahibi Saffet Uyar 13 yıl 9 ay, şirket hissedarı Abdullah Özbey 9 yıl 3 ay, firari mühendis Yavuz Özsoy 18 yıl 9 ay, teknik nezaretçi Ali Kurt ise 13 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bazı mühendis ve iş güvenliği uzmanları da farklı sürelerde hapis cezaları aldı. MADENDEKİ İHMALLER DAVADA ORTAYA ÇIKTI Davanın üçüncü duruşmasında tanık olarak dinlenen madenciler, müfettişlerin denetim öncesinde tehlikeli alanların kapatıldığını, denetimden sonra tekrar açıldığını anlattı. İşçiler ayrıca madende kaçış bacalarının bulunmadığını ve üretim haritası dışında çalışmalar yapıldığını ifade etti. TÜRKİYE’NİN KALBİNE DOKUNAN SÖZ: “OĞLUM YÜZME BİLMEZDİ” Kurtarma çalışmaları sırasında yaşamını yitiren işçilerden Tezcan Gökçe’nin annesi Ayşe Gökçe, “Oğlum yüzme de bilmezdi, suyun içinde ne yaptı” sözleriyle Türkiye’nin yüreğini dağlamıştı. Bu sözler, yıllar geçse de unutulmayan Ermenek faciasının sembolü haline geldi.