Yenilenebilir enerjide 2025, YEKA yarışmalarının yapıldığı, depolamanın mevzuatla desteklendiği yıl oldu
Yenilenebilir enerji sektöründe 2025, rüzgar ve güneşe dayalı Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) projelerine yönelik kapasite tahsis yarışmalarının yapıldığı ve enerji depolama yatırımlarının mevzuatla desteklendiği bir yıl oldu.
Yenilenebilir enerji sektöründe 2025, rüzgar ve güneşe dayalı Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) projelerine yönelik kapasite tahsis yarışmalarının yapıldığı ve enerji depolama yatırımlarının mevzuatla desteklendiği bir yıl oldu. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, rüzgar, güneş, jeotermal ve diğer alanlardaki potansiyeli hayata geçirmek için farklı yöntem ve iş modelleri üzerinde çalışıyor. Özel sektör eliyle gerçekleştirilen projeler haricinde, sadece bu yıl 3 bin 800 megavat rüzgar ve güneş enerjisine dayalı YEKA projelerinin kapasite tahsisi yarışmaları gerçekleştirildi. Bu yıl ayrıca Türkiye'nin ilk YEKA yüzer güneş enerjisi santraline ilişkin yarışma yapıldı. YEKA projeleri, Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığını azaltma, yenilenebilir kaynakların elektrik üretimindeki payını artırma, temiz enerji kurulu gücünü yükseltme ve yerli sanayiyi güçlendirme hedefleri doğrultusunda önemli bir adımı temsil ediyor. Yeni yılda ise yatırımların odağında enerji depolama sistemlerinin entegrasyonu, dijitalleşme, verimlilik artırıcı teknolojiler ve kaynak çeşitliliği olacak. Bu dönüşümün enerji ithalatını azaltması beklenirken sektörde yeni istihdam alanları oluşturarak Türkiye ekonomisine güçlü katkı sağlaması bekleniyor. - "YEKA ve lisanssız projelerde güçlü talep gerçekleşti" Global Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, 2025'in Türkiye'nin güneş ve rüzgar enerjisinde ivmesini koruduğu, hatta bazı alanlarda hızlandığı bir dönem olarak kayıtlara geçtiğini söyledi. Ekonomik dalgalanmalara rağmen YEKA ve lisanssız tarafta güçlü talep olduğunu dile getiren Dilek, "2025'in neredeyse yarısında kapasite kısıtı, sonrasında ise tamamen kapasitenin kalmaması lisanssız yatırımları doğal olarak sınırladı. Buna rağmen özellikle depolama yatırımlarının mevzuatla desteklenmesi sektöre yeni bir heyecan getirdi. Güneşte kurulu gücün 26,5 gigavatı aşması, rüzgarda 14,5 gigavat seviyesinin üzerine çıkılması ve hibrit projelerin öne çıkması, Türkiye'nin enerji dönüşümündeki kararlılığını tüm dünyaya gösterdi." diye konuştu. Dilek, 2026'ya yaklaşırken ekonomi ve kapasite belirsizliğine rağmen Türkiye'nin güneş ve rüzgarda ekipman üretimindeki kabiliyetinin önemli bir fırsat olduğunu ifade etti. Son 20 yılda güneş ve rüzgarda yatırım yapmış, sahasını çok iyi tanıyan, tecrübe kazanmış güçlü bir yatırımcı kitlesi olduğunu dile getiren Dilek, şöyle devam etti: "Bu yatırımcılar, Türkiye'nin yenilenebilir enerji kapasitesini kısa sürede 2 katına çıkarabilecek bilgiye, sahaya ve iştaha sahip. Rüzgar tarafında SCADA verisi 3-5 yıllık sahalar var, yeni türbin koyacak alan da mevcut ama neden koyamıyor? Kapasite yok. Yatırımcı hazır, tecrübe hazır, iştah hazır. Eksik olan tek şey yeni kapasite. Bu kapasitenin tam verimle kullanılabilmesi için yeni kapasite tahsislerinin açılması gerektiğini düşünüyorum. Bugüne kadar kamu bu süreçlerde oldukça duyarlı davrandı, piyasayı çok iyi izliyor. Gerekli yerlerde müdahaleyi yapacağına dair güvenimiz tam. Zaten kamu şemsiyesi olmasa bu yatırımların hiçbiri bugün burada olmazdı." Dilek, 2026'da yatırımların özellikle yenilenebilir enerji dönüşümünde hız kesmeyeceğini belirterek, "Yeni yılda yatırımların odağı, depolama entegrasyonu, dijitalleşme, verimlilik artırıcı teknolojiler ve kaynak çeşitliliğine doğru kayıyor. Bu dönüşüm hem enerji ithalatını azaltacak hem de sektörde yeni istihdam alanları oluşturarak Türkiye ekonomisine güçlü katkı sağlayacak." değerlendirmesinde bulundu. - Rüzgar ve güneşte "spekülatif kapasite" dönemi sona erdiriliyor Yenilenebilir enerji projelerindeki regülasyonlara ilişkin değerlendirmede bulunan CLA Partners Kurucu Avukatı Çiğdem Dilek de 2025'in enerji piyasaları açısından dinamik geçtiğini, özellikle depolama yatırımlarının yapıldığı, toplayıcılık başvurularının hızlandığı bir yıl olarak kayıtlara geçtiğini söyledi. Bu yıl İklim Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle Emisyon Ticaret Sistemi'nin çokça konuşulduğunu ifade eden Dilek, "2026'nın bu açıdan İklim Kanunu ve ikincil mevzuatı yönünden uygulama yılı olmasını ve bu konudaki regülasyonların uygulamaya geçmesini bekliyoruz. Yine depolama ve toplayıcılık gibi faaliyetlerde de 2026'da yeni regülatif kuralların yürürlüğe gireceğini düşünüyorum." dedi. Dilek, yılın son çeyreğinde gelen düzenlemelerle lisanssız yatırımlarda kuralların sıkılaştığına dikkati çekerek şunları kaydetti: "Malum, lisanssız yatırımların öz tüketim ihtiyacını karşılama amaçlı yapılması gerekmektedir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu bu yönde bazı düzenlemeler getirdi. 25 Kasım'da yayınlanan Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle lisanssız yatırımların devirlerinde bazı sıkı kurallar getirdi. 2025, lisanssız üretimde gri alanların hızla daraltıldığı ve tüketim-üretim ilişkisinin gerçek tüketime bağlanmaya çalışıldığı bir yıl oldu. Özellikle rüzgar ve güneş tarafında 'spekülatif kapasite' dönemi de fiilen sona erdiriliyor."