TÜRKİYE’NİN YÜZ KARASI: DARBELER

Yayınlanma: 28.11.2013 05:51 Güncelleme: 28.11.2013 05:51

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu Raporu (104)

Memduh Tağmaç dışında özellikle Muhsin Batur ve Faruk Gürler -Deniz Kuvvetleri Komutanının adını bile hatırlamıyorum,1051 demek ki o o önemli değildi ve Jandarma Komutanı o üst komutanlar arasında sayılmıyordu- bu iki komutan, bu darbe girişimini haber aldıkları an kendilerini aşan, kendilerinin örgütlemediği, kendilerinin planlarından çok daha radikal, -çünkü kendileri NATO'cudurlar- NATO'cu olmayan, NATO ilişkilerini sorgulamayı hedefleyen ve radikal bir millileştirme programına sahip ğunu gördükleri bu hareketi bastırmak için Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç'la anlaşma yoluna gittiler.1052 Müdahalenin bu şekilde olmasının ekonomi politik sebepleri de bulunmaktadır. Muhtıranın dış boyutunun bu cephesiyle ilgili bir yoruma göre: “Gelişmekte ülkeleri borçlarını ödemeye zorladılar. Bunun için tek şart 'içe dönük büyüme' modelini bırakarak, dışa açılmaktı.  1049 Batur, Anılar ve Görüşler, s.277. 1050 Müşerref Hekimoğlu, 27 Mayıs'ın Romanı, İstanbul: Çağdaş Yayınları, 1975. s.138. 1051 Celal Eyiceoğlu. 1052 Ertuğrul Kürkçü'nün 31.10.2012 Tarihli Dinleme Tutanağı, TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı [Saat: 10.30– 12.06]. Döviz kazanmaktı. Türkiye bu değişime direndiği ve ithal ikamesinde ısrar ettiği için 1971 darbesi ” 1053 denilmektedir. 1970 devalüasyonuyla iktisâdi sahada baş gösteren krizden çıkış yollarının arandığı, iç ve dış meselelerin gitgide daha çetrefil hale gelmeye başladığı bu evrede, parlamentonun kapısına kilit vurulmasının doğru olmayacağı, böylesi bir girişimin yeni hükümetin meşruiyetini zedeleyeceği telkinleriyle, doğrudan müdahale yerine dolaylı bir müdahaleyle yetinilmesi kararına varılmıştır. Söz konusu kur ayarlamasıyla ilgili Hasan Celal Güzel'in yorumu ise şöyledir: Oradaki ilk devalüasyon meselesiydi. Rahmetli Turgut Bey Müsteşardı. O 10 Ağustosta çok başarılı bir devalüasyon yapıldı. Neticede, bu devalüasyon neticesinde, 1971 Muhtırasına rağmen ilk sıralarda ve bir de birinci petrol krizine rağmen -1971- Türkiye'de belirli bir istikrar vardı ekonomide ve ekonomi dibe vurmadı bu defa. Sonradan, 12 Marttan sonra -çabuk seçim yapıldı biliyorsunuz, 73 seçimleri- bir nevi istikrar ve denge kuruldu. İşte CHP-MSP koalisyonu yapıldı. Ondan sonra da gene bildiğiniz gibi milliyetçi partiler topluluğu, MC koalisyonları yapıldı ve o sırada Sayın Ecevit'in siyasi başarısı da ama buna rağmen iktidara gelemedi. Sonunda, 1978'de meşhur transferlerle hükümeti kurdu.1054 Bu noktada 9 Mart olayı ile ilgili farklı görüşlere değinmek gerekir İddialara göre 11 subay 9- 10 Mart gecesi ihtilal yapmayı planlamışlar ancak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç ve kuvvet komutanları tarafından planlarını ertelemeye ikna edilmişlerdir.1055 Batur 9 Mart'taki müdahale için “Müdahale ı gelmiştir. Hazırlanan plana göre Gürler devlet başkanı, ben de başbakan olacağım, en kıdemli komutan olarak kendisinin emrini bekliyoruz”1056 demiştir. Hasan Cemal'e göre darbe muvaffak olsaydı Avcıoğlu Başbakan, Uğur Mumcu Gençlikten Sorumlu Bakan, Altan Öymen Basın-Yayından Sorumlu Bakan ve Hükümet Sözcüsü, Türkiye Öğretmenler Sendikası Başkanı Fakir Baykurt Milli Eğitim Bakanı, Mümtaz Soysal Dışişleri Bakanı ve İlhami Soysal da MİT Başkanı olacaktı.1057 Başka bir yaklaşıma göre 1965'lerden başlayan ordu içi örgütlenme, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur'la Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Gürler'e uzanmış ve Batur'un Hava Kuvvetleri Komutanlığı binası genç subayların “devrim karargâhı” haline gelmişti. Bu gruptan radikal darbenin beyin takımı olarak tanımlanan Tümgeneral Celil Gürkan, Hava Tuğgeneral Aydın Kirişçioğlu ve Tuğamiral Vedii Bilget Batur ve Gürler'i endişelendiriyordu. Bunun üzerine iki kuvvet komutanı durumu Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç'a bildirmiş ve böylece 9 Mart tarihli darbe girişimi engellenmiştir.1058 Bir başka iddiaya göre 9 Mart günü Org. Batur'un evinde yapılan toplantıda müdahale kararı alınmıştı. Bu toplantıya Cumhurbaşkanı Sunay katılırken Genelkurmay Başkanı Org. Tağmaç katılmamıştır. Ertesi gün Yüksek Askeri Şura Salonunda yapılan Genişletilmiş Komuta 1053 Mehmet Altan, Darbelerin Ekonomisi, İstanbul: İyi Adam Yayınları, 2001, s.106. 1054 Hasan Celal Güzel'in 13.06.2012 Tarihli Dinleme Tutanağı, TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı [Saat: 11.00- 14.08]. 1055 Hale, a.g.e., s.162. 1056 Orhan Erkanlı, Anılar Sorunlar Sorumlular, İstanbul, Baha Matbaası, 1982, s.184. 1057 Cemal, a.g.e., s. 251. 1058 Nazım Alpman, “27 Yıl Sonra Aynı Tartışma” Milliyet, (12 Mart 1998). Konseyi toplantısında müdahale ile muhtıra tartışılmış ve Org. Batur ile Org. Gürler arasında darbeden sonra kimin Cumhurbaşkanı olacağı konusunda anlaşmazlık çıkması üzerine ittifak bozulmuştur. Bu iddiaya göre 12 Mart herhangi bir darbe olmaktan öte, 9 Mart cuntasına karşı girişilmiş bir operasyondur. Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Gürler ve Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Batur'un son anda saf değiştirmesi üzerine, 9 Mart 1971'de yapılması planlanan "sol darbe" önlenmiş, ipler tamamen Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ve Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç'ın eline geçmiştir.1059 Bu görüşlerden sonra olayın nasıl gerçekleştiğine bakmakta yarar vardır. 9 Martçılar tarafından hazırlanan darbe planına göre genç subaylar Tümgeneral Celil Gürkan'ın, Tuğgeneral Aydın Kirişçioğlu'nun ve Tuğamiral Vedii Bilget'in komutası altında harekete geçeceklerdir. Ordunun içindeki genç subaylar, özellikle Hava ve Deniz Kuvvetlerindeki devrimci subaylar, hiyerarşi içinde bir girişim yanlısı olmuşlardır. 9 Martçılar, böyle bir noktadan harekete girişmiştir. 9 Mart günü Hava Kuvvetlerinde bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda aktif bir girişimin stratejisi tayin edilmiştir. Toplantıya hiyerarşinin, genç subaylar tarafından kabul edilen ayakları katılmışlardır. Toplantıda Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler'in1060 emrindeki grup, darbe önerisini ortaya atmıştır. Ancak Faruk Gürler, bu öneriye karşı çekingen davranmıştır. Öneriyi ileri sürenler, komutanlar katında kızgınlığa olmuşlar ve birden hareketin yön değiştirmesine ve 12 Mart Muhtırası'nın verilmesine ortam hazırlamıştır.1061 Bu önemli toplantıyı 9 Mart tarihli toplantıda ları Muhsin Batur1062 şöyle anlatmaktadır: Mart'ın ilk haftası sonunda silahlı kuvvetlerde tansiyon gittikçe yükseliyordu. Ankara'ya Türkiye'nin çeşitli yörelerinde görev yapan kolordu ve ordu komutanları çağrı üzerine gelmeye başlamışlardı. Faruk paşa (Gürler) telefon ederek benim karargâhıma yanında bazı generallerle gelmek istediğini bildirdi. Toplantıdaki kara generalleri tarafından yapılan konuşmalardan anladığım ı ile belirli kişiler ve birlikler hazırlık durumuna geçmişlerdi, eylem için düğmeye basmak yeterliydi… Faruk Paşa kça sinirli ve heyecanlıydı, ama direktifini verdi, 'Hiçbir harekete tevessül edilmeyecek, varsa hazırlıklar durdurulacak, yarın genişletilmiş komuta konseyi toplanıyor, orada alınacak karar beklenmelidir.' ve toplantı bitti… 9 Mart ne idi, ne değildi? Sonraları çok konuşuldu, çok yazıldı. 'Bir darbe girişimi toplantısıydı.', 'Bir darbe girişiminin durdurulduğu toplantıydı.' denildi… 9 Mart'ın ne ğunu kısaca özetlemek gerekirse; eğer alttan bir hareket komutanlara rağmen yapılmak istense idi, yapılırdı. Başarılı mı yoksa başarısız mı onu olaylar gösterirdi.”1063 Aynı günlerde komutanlar, özellikle Gürler; Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç'a durumu açmıştır. Faruk Gürler, Memduh Tağmaç ittifakının sonucu, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay durumu kontrol altına almıştır.1064  9 Mart darbesi gerçekleştirilmemiştir ancak üç gün sonra emir komuta zinciri içerisinde 12 Mart muhtırası gerçekleşmiştir. Aralarında Muhsin Batur, Faruk Gürler'in de bulunduğu dört komutan 12 Mart Muhtırası'nın altına imzalarını atmışlardır. 1059 Ahmet Kekeç, “Cunta Savaşları 2”, Yeni Şafak, 13.3.2000. 1060 Faruk Gürler, 1973-1974 tarihleri arasında Kontenjan Senatörlüğü yapmıştır. 1061 Altuğ, “27 Mayıs'tan 12 Mart'a…”, s.290-291. 1062Muhsin Batur, 8 Haziran 1974'te Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk tarafından Kontenjan Senatörü olarak atandı. Senatörken CHP'ye geçmiştir. 1063 Batur, a.g.e., s.278-279. 1064 Altuğ, Kurtul Altuğ, 27 Mayıs'tan 12 Mart'a, 2. Bs, İstanbul, Yılmaz Yayınları, 1991,s.291. Muhtıra bizzat Batur tarafından kaleme alındı. Metin mevcut şikâyetleri sıralıyor, durumdan parlamento ve hükümetin suçlu bulunduğu belirtilerek anayasanın öngördüğü reformların yapılmayışı eleştiriliyordu. Üç maddelik muhtıranın son maddesinde ise, “Silâhlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır” şeklindeki İç Hizmet Kanunu referans verilerek nin doğrudan doğruya ele alınacağı belirtilmektedir. Basın, muhtırayı, son maddesini öne çıkararak manşetlerine taşıyordu: “Ordu Ültimatom Verdi: Hükümet Çekilsin, Milli Hükümet Kurulmazsa Ordu İdareye El Koyacak”. 1065 Muhtıranın tam metni şöyleydi: Meclis ve hükümet, süre tutum, görüş ve icraatlarıyla yurdumuzu anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk'ün bize hedef verdiği uygarlık iyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş ve anayasanın öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği ağır bir tehlike içine düşürülmüştür. Türk milletinin ve sinesinden çıkan Silahlı Kuvvetleri'nin bu vahim ortam hakkında duyduğu üzüntü ve ümitsizliğini giderecek çarelerin, partiler üstü bir anlayışla meclislerimizce değerlendirilerek mevcut anarşik durumu giderecek anayasanın öngördüğü reformları Atatürkçü bir görüşle ele alacak ve inkılâp kanunlarını uygulayacak kuvvetli ve inandırıcı bir hükümetin demokratik kurallar içinde teşkili zaruri görülmektedir. Bu husus süratle tahakkuk ettirilemediği takdirde, Türk Silahlı Kuvvetleri kanunların kendisine vermiş ğu Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamak görevini yerine getirerek, yi doğrudan doğruya üzerine almaya kararlıdır. Bilgilerinize… Muhtıraya Yönelik İlk Tepkiler Muhtıradan, dönemin Başbakanı Demirel'in saat 13.00'daki radyo haberleri vasıtasıyla haberdar ğu söylenmektedir.  Resmi olarak muhtırayı tebellüğ edip ısrarla Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'la temasa geçmeye çalıştığı ancak Sunay'ın böyle bir görüşmeden kaçındığı anlatılmaktadır.1066 Diğer bir görüşe göre ise; Sunay, başlangıçta dönemin MİT Müsteşarı Korg. Fuat Doğu aracılığıyla muhtıranın ilânından iki saat önce, Demirel'e sıhhî sebepler göstererek çekilmesini tavsiye etmiştir. Oysa Demirel, mecliste güvensizlik oyuyla düşürülerek giderse, demokratik rejim içinde çekilmiş olacağını, bunun da bir darbe ipoteğini ortadan racağını umuyordu.1067 Lâkin Sunay, bunun mümkün olmadığını, şu ibret verici cümleyle özetliyordu: “Beni de devreden çıkardılar, Süleyman Bey”.1068 Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, muhtıraya karşı direnmeyi denemediği şeklindeki komisyonumuzca sorulan bir soruya şu cevabı vermektedir: 1065 Hürriyet, 12 Mart 1971 (Yıldırım Baskı). 1066 Hulusi Turgut, Demirel'in Dünyası 1. Cilt (Bir Liderin Doğuşu 1924-1962; Bir Liderin Yükselişi 1962-1971), İstanbul: ABC Ajansı Yayınları, 1992, s.461. 1067 Turgut, Demirel'in Dünyası 1. Cilt (Bir Liderin Doğuşu 1924-1962; Bir Liderin Yükselişi 1962-1971), ss.461–462. 1068 Arcayürek, Demirel Dönemi 12 Mart Darbesi 1965–1971 (Cüneyt Arcayürek Açıklıyor–5), s.364. DEVAMI YARIN...

Devamını Okumak İçin Tıklayınız