TÜRKİYE’NİN YÜZ KARASI: DARBELER

Yayınlanma: 30.10.2013 05:10 Güncelleme: 30.10.2013 05:10

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu Raporu (81)

Ben çıkarıp atamıyorum. Ben DP'li değilim, siz istediniz ben de partiyi kurdum” 777 diyerek 27 Mayısçılara doğal bağlılığını dile getirmiştir. AP'nin 1965 seçimlerine değin bu genel af konusu dışında hemen hemen hiç bir eylem ve isteği olmamış, yalnızca cumhurbaşkanlığı adaylığına sivil bir kişi Ali Fuat Başgil'i önermiş o da seçilememiştir.778 Genel af sorununun bu şekilde sürekli gündeme gelmesi ordu içindeki müdahale yanlısı radikallerce bir kışkırtma olarak yorumlanmıştır. Örneğin Tabii Senatör Mucip Ataklı bir genel affın ikinci bir askeri müdahaleye olabileceğine şu sözlerle dikkat çekmiştir: İhtilale sebep lar mazlum, ihtilali yapanlar zalim ilan edilmeye çalışılıyor. Geçmiş zulüm ve soygun sinin hasreti içinde kıvrananlar, şunu bilsinler ki ihtilali yapan kuvvetler aynı akıbeti ve hatta daha korkuncunu kendileri için hazırlamaktan bir an dahi tereddüt etmezler. 779 Senato'da da af konusuyla ilgili yoğun tartışmalar yaşanmıştır. Özellikle 22 Şubat girişimi çerçevesinde affedilen cuntacılar, AP'lileri daha da kışkırtmış ve af konusu kamuoyunu sürekli meşgul etmiştir. 10 Mayıs 1962'deki görüşmelerde bu üst düzeye çıkmıştır. 22 Şubatçılara af getirecek yasa görüşmeleri çok sert geçmiştir. AP'li Senatör Yusuf Demirağ; “Bu tasarı ile İnönü, Hükümet ve diğer mesuller, şahsi endişe ve sorumluluklarını örtmeye çalışmaktadırlar. Fakat unutulmamalıdır ki milletin sağduyusu hakiki suçluyu vicdanında mâhkum etmiş ve tarih hükmünü vermiştir. Durum böyle ğuna göre Meclis ve Senato'nun bu hususta çalıştırılması sadece bir formalitenin tekemmülü mahiyetin r” sözleriyle tasarıyı ağır bir şekilde eleştirmiştir.780 Bunun üzerine CHP Hakkari Senatörü Adil Türkoğlu, milletin yüksek çıkarların için Af Yasasının çıkmasını istediğini belirtmiştir.781 Emekli General Cahit Tokgöz ise 22 Şubat Olayları'yla ilgili yasa tasarını kendisini silah çekerek tehdit eden oğlunun büyük hatasını aile şerefi ile ilgileyerek hoş gören bir babanın üzüntülere karışan şefkat hislerine 775Demirel, “Adalet Partisi…”, s.240-241. 776 Cumhuriyet, 19.01.1961, s.1. 777 Sıtkı Ulay, 27 Mayıs 1960, Harbiye Silah Başına, İstanbul, Hüsnütabiat Matbaası, 1968, s.193. 778 Nurşen Mazıcı, Türkiye'de Askeri Darbeler ve Sivil Rejime Etkileri, İstanbul, Gür Yayınları, 1989, s.143. 779 Cumhuriyet, 21.12.1961, s.1. 780 CSTD, C:4, B: 61, 10.5.1962, s.140. 781 CSTD, C:4, B: 61, 10.5.1962, s.142. benzetebileceğini belirterek, olaya karışanların affedilmesi için senatörlere çağrıda bulunmuştur.782 CHP'li Mehmet Hazer ise af sorununun amacının belli ğunu, bu sorunu belli kişilerin ve grupların kendi siyasi maksatlarına, siyasi istikballerine dayanak yapmak istediklerini belirterek, Kayseri'de yatan DP'lilere af isteyen AP'lilere göndermede bulunmuştur.783 Kısacası görüşmeler Kayseri'de tutuklu bulunan DP'liler ile TSK mensuplarının 27 Mayıs rejimiyle kazandıkları konumları arasında sürdürülmüştür. Sonunda bu teklif kabul edilmiştir. Ancak bu şekilde ikinci bir darbe girişiminin de önü açılmış olacaktır. Bundan sonra askeri af meselesi kapanmış, siyasi af meselesi alevlenmiştir. AP görüşünü ortaya koyarak “Toptan ve kademesiz bir af” istediğini açıklamıştır. Başbakan İnönü, 6 Mayıs 1962'de evine Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay'la 45 dakika görüşmüş, ordunun siyasi af meselesindeki görüşünü, bu toplantıda ele almıştır.784 Bu toplantılar sürerken gazetelerde her gün koalisyonun bitmek üzere ğuna dair haberler çıkmış ve sonunda İsmet İnönü, 30 Mayıs 1962'de istifa etmiştir. CHP-AP Hükümeti'nde çözüme kavuşturulamayan af sorununun ikinci perdesi Ekim 1962'de CHP-CKMP-YTP Hükümeti döneminde açılmıştır. Demokratların hapis cezalarının azaltılmasını öngören tasarı 12 Ekim'de Meclisten geçtikten sonra 16 Ekim 1962'de Senatonun gündemine gelmiştir. Ama tartışmalar birkaç gün öncesinden başlamıştır. Tabii Senatör Muzaffer Yurdakuler: İkinci Cumhuriyet Parlamentosu'nun açıldığı günden beri, 27 Mayıs öncesi rejiminin felaketine sebep ve temelinde antidemokratik zihniyet yatan bir grup insan, arzularını Parlamentoya ve hükümete kabul ettirmek için, her türlü yola tevessül etmiştir... Bunlar, bu memlekette huzurun tek şartının, af ğunu, vatan sathında, her türlü ahlak, fazilet ve hukuk ölçülerinin dışında, cemiyet nizamını parça parça edecek, rahneler açan bir taşkınlıkla, yürüterek ve hükümeti işlemez hale getirmek ve hatta felce uğratmak suretiyle, bu arzularını kabul ettirmişlerdir.785 diyerek Af Yasası'nı gündeme getirenlerin hükümetleri zor durumda bıraktığına vurgu yapmıştır. Cemal Tarlan (YTP) bu görüş karşısında:“Yüce Cumhuriyet Senatosu şüphe yok ki bugün mühim toplantılardan birini yapmaktadır. Bugüne ki tutumundan cesaret alarak, değerli senatör arkadaşlarımız, her türlü hislerden ari olarak, bu af tasarısı hakkında da, gelecek nesillere ışık tutacak ve örnek teşkil edecek bir olgunlukla ve bilhassa dışarıda bu işi bir intikam ve istismar vasıtası yapmak ve göstermek isteyenlerin kasıtlı tutumlarına fırsat vermeyecek bir anlayışla en mükemmel kararlarından birini daha vermiş olacaktır”786 şeklindeki beyanıyla bu sorunun çözümüyle birlikte istikrarın da geleceğini ifade etmiştir. 782 CSTD, C:4, B: 61, 10.5.1962, s.144. 783 CSTD, C:4, B: 61, 10.5.1962, s.148. 784 Milliyet, 7.5.1962, s.1. 785 CSTD, C: 5, B: 92, 16.10.1962, s.462. 786 CSTD, C: 5, B: 92, 16.10.1962 s.465. AP grubu adına söz alan Cavit Okyayüz ise AP olarak hedeflerini gerçekleştirdiklerini ifade ederek, tasarının Millet Meclisinden geçmesinden kaynaklanan memnuniyetlerini dile getirmiştir.787 Tasarıya en sert tepki Tabii Senatör Mucip Ataklı'dan gelmiştir. Ataklı: “Bugün Anayasayı tağyir, tadil ve ihlal ederek ve çeşitli adi suçları müştereken işleyerek ve işletenle iktidarı 2000 yılına bırakmayacaklarını alenen ilan eden ve 27 Mayıs 1960 tarihinde devrilen ve Yüksek Adalet Divanı tarafından mahkum edilen, diktaya gidişin mümessillerinin affı için k edilen kanun tasarısının müzakeresine başlamış bulunuyoruz… Siyasi yatırımı uğrunda, her türlü tezvir, yalan ve iftirayı mubah görerek, 'tabii senatörlerden bir grubun siyasi affı benimsediklerini ve kendilerinin getirmelerinin uygun olacağı teklifine katıldıklarını' Parlamento kürsüsünden ifade edebilecek politik ahlak yoksunu kimseler aramızda bulundukça af huzur getirmez… Netice olarak bu Af yasası tasarısı Anayasa'nın ve 27 Mayıs'ın ruhuna da aykırıdır. Ben ve benim gibi düşünenlerin bu kanun tasarlısına kırmızı oy vermeleri gerektiğini samimi kanaatlerimin bir gereği sayarım.”788 ifadeleriyle 27 Mayısçıların olaya bakışını özetlemektedir. 27 Mayıs öncesi DP'nin en büyük muhaliflerinden CKMP'yi temsilen kürsüye gele Niyazi Ağırnaslı da af meselesinin vicdani bir mesele ğunu belirterek ve demokrasi için bunun gerekli ğuna değinerek, grubunun affa evet diyeceğini belirmiştir.789 Görüşmeler sonucunda yapılan oylamada 126 kabul, 23 ret oyu çıkmış ve Af Yasası kabul edilmiştir. Ret oyu verenlerin hepsinin Tabii senatör olması da 27 Mayıs'ı gerçekleştirenlerin siyasi tavırlarını açıkça göstermektedir. Affa uğrayanlar, geçmiş devrin birinci derecede sorumluluğunu taşımayan, aralarında nefretle anılmış kimseler bulunmayan, Anayasa'yı ihlal dışında herhangi bir yolsuzlukları tespit edilemeyen ve cezalarının önemli bir kısmını çekmiş suçlulardır. TBMM de hükümetin hazırladığı Af Yasası tasarısını 12 Ekim 1962 tarihinde 5 muhalife karşı büyük çoğunlukla kabul etmiştir.790 Bu şekilde, Yüksek Adalet Divanı tarafından haklarında hüküm verilen 347 mâhkumdan 258'i Af Yasası'ndan faydalanmıştır. Bunların dışında 6 mahkum ölmüş, 18 mahkum da hastalıkları iyle tahliye edilmiştir. Kısmi Af Yasası'nın 18 Ekim 1962 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanması üzerine 35 cezaevinde bulunan siyasi mahkumlar tahliye edilmişlerdir.791 1964'te ise hastalıkları dolayısıyla cezaevinde kalmaları mahzurlu görülen bazı hükümlü DP'liler, Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tarafından affedilerek cezaevinden çıkmışlardır. Affedilmesini istemeyen Celal Bayar ise, 6 Kasım 1964 tarihinde Kayseri Cezaevi'nde bir kalp krizi geçirmiştir. Bunun üzerine sağlık durumu bir sağlık kurulunun onayıyla 7 Kasım 1964 tarihinde Kayseri Cezaevi'nden tahliye edilmiştir.792 787 CSTD, C: 5, B: 92, 16.10.1962, s.467. 788 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Resmi Gazete, 31.5.1961, No: 10816. 789 CSTD, C: 5, B: 92, 16.10.1962,s.482-483. 790 Cumhuriyet, 13.10.1962, s.1. 791 Cumhuriyet, 19.10.1962, s.1. 792 F. Hüsrev Tökin, Türk Tarihinde Siyasi Partiler ve Siyasi Düşüncenin Gelişmesi (1839-1965), İstanbul, Elif Yayınları, 1965, s.117-121   1965 seçimlerinden sonra AP bu dönemdeki hükümet programında bir yasasın çıkarılacağını parti programına koymuştur.793 Ancak bu süreç pek kolay olmamıştır. Öncelikle 16 Ocak 1966'da aralarında eski Demokratların da ğu yirmi bin kişinin affı ile ilgili bir öneriyi Meclise getirmek istemiştir. Ancak Senatoda MBG bunun Anayasa'ya aykırı ğunu beyan ederek, hükümet Anayasa'ya aykırı tutum sergilerse meşruiyetini kaybedeceği uyarısında bulunmuştur. 794 Ancak AP, Temmuz 1966'nın sonuna doğru Af Tasarısını gündemine almıştır. Ne var ki Af Yasası Tasarısı, muhalefetin oturumu boykot etmesi ve bir grup AP'li senatörün Rusya gezisinde olması iyle Senato'da görüşülememiştir. AP çareyi Rusya'daki senatörleri çağırmakta bulmuştur.795 Nihayet tasarı 92 oyun 89'unun kabul oyu olmasıyla Senatodan geçmiştir.796 Senatonun 21 Mayısçıların müebbet hapis cezalarının 15 yıla çevrilmesi isteği Meclis tarafından da kabul edilmiş ve bu şekliyle Af Yasası kabul görmüştür.797 Bu af kapsamında 87 milletvekili ve 25 senatör işledikleri iddia edilen çeşitli suçlardan ve dosyalardan kurtulmuşlardır.798 Yine I. Demirel Hükümeti döneminde 26 Aralık 1967 tarihinde olmak üzere üçüncü kez af yasası çıkarılmıştır. Ne var ki bu yasaların hepsi, genel af yasalarıdır. Bu yasalarla affedilmiş olmak, eski DP'lilere siyasal haklarının geri verilmesine yetmemiştir. Eski DP'lilerin siyasal haklarına kavuşabilmeleri bir Anayasa değişikliğini gerektirmektedir. 1965 yılında işbaşına AP iktidarı Mecliste güçlü bir temsil ağını elde etmesine karşın, ''günün koşulları" gerekçesiyle, 1961 Anayasası'ndaki milletvekili seçilme yeterliliği ile ilgili maddeyi değiştirerek DP'lilerin siyasal haklarını verme yoluna girmemiştir. AP bu adımı, ancak 1969 seçimi öncesinde, yani hakları iade edilse bile, eski DP'lilerin yaklaşan seçime girmeleri ağı fiilen ortadan kalktıktan sonra Mayıs 1969'da atmıştır.799 1969 seçimleri öncesinde kamuoyundan talepleri göz önünde bulundurarak AP; CHP ve İnönü'nün desteklediği affın gerçekleştirilmesini sağlayacak Anayasa değişikliği teklifini Meclis Başkanlığına vererek Genel Kurula inmesini sağlamıştır.800 Seçim yaklaştıkça partiler hazırlıklarını hızlandırmıştır. Eski DP'lilere medeni haklarının geri verilmesi, hala heyecan uyandıran ve birçok seçmenin partileri desteklemesini sağlayacak değerli bir konudur. Seçime girecek partiler bu sorundan yararlanmaya mahkum hissetmektedirler. CHP'nin de desteğiyle tasarı 15 Mayıs 1969'ta Meclisten geçmiştir. Ne var ki, komutanlar hakların iadesine karşı çıkmış ve bunu partilere açıklamıştır. Fakat tasarıdan Demirel'i sorumlu tutacakları yerde, Meclisten geçmesine yardım ettiği için İnönü'yü suçlamışlardır. Fakat her şey bitmemiştir çünkü tasarının hala Senatodan geçmesi  gerekmektedir.801 Af konusuna CHP destek verirken TİP karşı çıkmış; İstanbul ve Ankara Üniversitesi öğretim üyesi 44 akademisyen ve tabii senatörler, Af Tasarısı Meclise sonra, durumu talihsizlik olarak ifade eden bildirileri ardı ardına yayınlamışlardır.  DEVAMI YARIN...

Devamını Okumak İçin Tıklayınız