TÜRKİYE’NİN YÜZ KARASI: DARBELER

Yayınlanma: 25.10.2013 04:43 Güncelleme: 25.10.2013 04:43

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu Raporu (78)

Ordu içindeki parçalanmaya meydan vermemek ve orduyu MBK üyelerinin elinden kurtarabilmek için SKB'yi kurduklarını söyleyen Aydemir, SKB'nin amaçlarını şöyle sıralamıştır: a) TSK sebep ve saiki ne olursa olsun siyasete karışmıştır. Halen orduda bulunan SKB mensupları derhal siyasetle ilgilerini kesmeliler. b) Her kumandan ve subay astlarını kendine, kendini de bir derece üst kumandanına bağlamalıdır. c) Her kumandan ve subay yalnız kendi kumandanından emir almalı ve ordu dışı hiçbir siyasi tesir altında kalmamalıdır.714 14'lerin tasfiyesiyle MBK içinde bulunan havacıların, sıranın kendilerine geleceğin-den korkmaları ve ittifak arayışı içine gir-meleri sonucunda, SKB'yi keşfetmeleri uzun sürmemiştir. Generaller ile Osman Köksal ve Sezai Okan, Cemal Madanoğlu tarafında yer alırken, diğer üyeler SKB'yi desteklemeye başlamışlardır.715 SKB, kurulduktan sonra yukarı doğru genişlemiş, yüksek komuta kademelerinde bulunan komutanların katılımıyla şeklî olarak hiyerarşik sisteme uygun hale gelmiştir. Komutanlardan Hava Kuvvetleri Komutanı İrfan Tansel, Donanma Komutanı Necdet Uran, Jandarma Genel Komutanı Abdurrahman Doruk ve Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay 1961 ortalarında SKB'ye katılmış durumdadı-rlar. Grup 25 Ağustos 1961 günü Jandar-ma Okulu Şeref Salonunda Jandarma Ge-nel Komutanı Abdurrahman Doruk Paşa başkanlığında yeniden yemin etmişlerdir: Türk Milletinin bekasını 27 Mayıs inkılap ruhunun devamını, demokratik bir rejimin kurulmasını temin ile MBK'nın müsbet icraatını destekleyeceğimi ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin siyasetten uzak kal-masının temini hususunda kendimi Türk milletine feda edeceğime namusum ve şerefim üzerine and içerim.716 Genelkurmay Başkanı Org. Cevdet Sunay, SKB teşkilatının yemin metnini 28 Hazi-ran 1961'de tüm silahlı kuvvetlere açık tamim olarak göndermiştir. Sunay, metin-de geçen TSK'nin siyasetten uzak kalması hususuna ağırlık vermiştir.717 Üst rütbeli komutanların SKB'ye katılma-ları bir tepkinin ürünüdür. Gene-raller MBK üyelerinin silahlı kuvvetlere müdahale etmesini önlemek istemişlerdir. Diğer bir de alttan gelişen cunta hareketinin 27 Mayıs gibi bir harekete yönelmesi durumunda olayların dışında kli-">li istememeleri ve bu yapılanmayı tepeden kontrol etme isteklerdir. İrfan Tansel Olayı 14'lerin tasfiyesinin zayıflattığı MBK ile SKB arasındaki güç gösterisinin ilk aşaması, SKB'nin en önemli hamisi İrfan Tansel'in tasfiyesi girişimiyle birlikte yaşanmıştır. Hava Kuvvetlerinin ordudaki kaynaşmadaki liderliği ve kontrol edilemezliği karşısında, kuvvet komutanını değiştirme gibi bir tedbir  714 Aydemir, “Talat Aydemir'in Hatıraları...”, s. 90 715 Seyhan, a.g.e., s. 134. 716 Öymen, a.g.e., s. 310. 717 Neziroğlu, a.g.e., s. 1242. düşünen Gürsel ve Sunay'ın, İrfan Tansel'i Washington'a görevli olarak göndererek, yerine Korg. Süleyman Tulgan'ı atamak istemeleri büyük bir infial yaratmıştır. Tulgan'ın atanma biçimine ve ismine karşı çıkan ve henüz Tuğg. rütbesini taşıyan Muhsin Batur yeni komutanı Eskişehir'e davet ederek kendisini komutanları olarak tanımayacaklarını açıklamıştır. Tulgan'a karşı Hava Kuvvetlerinin gösterdiği direnç karşısında Gürsel ve Sunay geri adım atarak İrfan Tansel'i tekrar kuvvet komutanlığına atarken bu kez Tulgan, emekliye k edilmiştir.718 Tabii ki bu hadiseler birdenbire olmamıştır. Korg. İrfan Tansel'in Hava Kuvvetleri Komutanlığından alınıp, Washington'a bir dış görevle yollanması girişimi karşısında Hava Kuvvetlerinde küçük çaplı bir ayaklanma çıkmıştır. Cemal Gürsel'in emirleri dinlenmez olmuştur. 1 Haziran 1961'de Genelkurmay Başkanı Sunay ile Cemal Gürsel, Hava Kuvvetlerinin alçaktan uçan jetlerinin ses hızını aşan tehdidi gölgesinde durum muhakemesi yapmak üzere bir araya gelmişlerdir.719 Bundan sonrası tam anlamıyla bir devletin yönetiminin kimlere ne şekilde geçebildiğini göstermesi bakımından önemlidir. 7 Haziran 1961'de Devlet Başkanına isteklerin bildirildiği emir gibi 6 maddelik bir ültimatom gönderilir. Bildirinin hazırlayıcısı Talat Aydemir'dir. Bildiri tam anlamıyla tehdit doludur. 1-Korgeneral İrfan Tansel, eski vazifesi Hava Kuvvetleri Kumandanlığına iade edilecektir. 2-Milli Müdafaa Vekili Muzaffer Alankuş, K.K.K. Celâl Alkoç, II. Ordu K. Şefik İlter, Deniz K.K. Zeki Özak emekliye k edileceklerdir. 3-Hava Kuvvetlerinde harekâtımıza karşı duranlar, Hv. K.K.'nın (İrfan Tansel'in) tanzim edecekleri listeye göre emekliye k edileceklerdir. 4-Korg. Cemal Madanoğlu Örfî İdare Kumandanlığından, Muhafız Alay Kumandanı Osman Köksal, Muhafız Alayı Kumandanlığından alınacak, MBK'deki vazifelerine döneceklerdir. 5-Orduda yapılacak tayin, terfi, tasfiyelere MBK karışmayacaktır. 6-MBK üyelerinden hiçbiri bundan sonra MBK'den tasfiye edilmeyecek ve istifaya zorlanmayacaktır.720 Süresi 24 saat kesin uyarı “aksi takdirde…” diye sona ermektedir. Ancak bütün isteklerin kabul edildiğine dair cevap daha 11'nci saatte gelmiştir. SKB, mücadeleyi kazanmış; İrfan Tansel görevine iade edilmiş; isim-leri belirtilenler emekliye k edilmiş; Madanoğlu ve Köksal'ın ise MBK dışın-daki vazifelerinden çekilmeleri sağlanmıştır.   21 Ekim Protokolünün İmza Altına Alınması 1961 Anayasasının kabulünden sonra, yapılan seçim kanunuyla birlikte 15 Ekim 1961'de seçimler yapılmış beklenenin aksine CHP birinci parti olmasına rağmen tek başına iktidar olamamıştır. CHP dışındaki diğer partiler AP, YTP ve CKMP ise, DP eğilimli seçmeni temsil ettikleri hususundaki güçlü kanaatin eşliğinde, toplam geçerli oyların yaklaşık % 62'sini almışlardır. SKB Cuntası artık buna tahammül edememiş; nitekim 21 Ekim 1961 günü Yıldız'daki Harp Akademisi binasında toplanan 10 general ve 28 Albay tarafından imzalanan 21 Ekim Protokolü diye adlandırılan metin, kayıt altına alınmıştır. Protokolün tam metni şöyledir: 718 Muhsin Batur, Anılar ve Görüşler (Üç Dönemin Perde Arkası), İstanbul: Milliyet Yayınları, 1985, s ss.94–96. 719 Müşerref Hekimoğlu, 27 Mayıs'ın Romanı, İstanbul: Çağdaş Yayınları, 1975, s.173. 720 Öztuna/Gökdemir, Türkiye'de Askeri Müdahaleler, s.141. Zabıt Varakası 1) Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları - aşağıda açık imzası bulunanlar - 21 Ekim 1961 günü saat 14.30'da toplanmışlar ve gündemlerinde mevcut konuları müştereken müzakere etmişler ve ittifakla aşağıdaki karara varmışlardır. a) Türk Silahlı Kuvvetleri 15 Ekim 1961 günü yapılmış seçimlerden sonra, gelecek yeni Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanmadan evvel, duruma fiilen müdahale edecektir. b) İktidarı, Milletin hakiki ve ehliyetli mümessillerine tevdi edecektir. c) Bütün siyasi partiler faaliyetten menedilecek, seçim neticeleri ile Milli Birlik Komitesi feshedilecektir. d) Bu kararın tatbiki 25 Ekim 1961'den sonraki bir güne tehir edilmeyecektir. 2) İşbu Zabıt Varakası üç nüsha olarak tanzim edilmiş ve bütün üyeler tarafından aynı anda imza edilmiştir. 21 Ekim 1961 saat: 18.00721 İmza sahipleri: Korg. Refik Tulga, Tümg.Fikret Esen, Tümg. Rafet Ülgenalp, Tüma. Bahattin Özülker, Tuğg. Faruk Gürler, Tuğg. Yusuf Alpmansü, Tuğg. Faruk Güventürk, Tuğa.Celal Eyiceoğlu, Tuğa. Kemal Kayacan, Tuğa. İsmail Sarıkey, Kur. Alb. Behçet Özdemir, Kur. Alb. Doğan Özgöçmen, Kur. Alb. Suat Aktulga, Kur. Alb. Kur. Alb. Namık Kemal Ersun, Kur. Alb. Burhan Hunoğlu, Kur. Alb. Halim Kural, Kur. Alb. Recai Baturalp, Kur. Alb. Mehmet Bora, Kur. Alb. Vecihi Akın, Kur. Alb. Emin Aytekin, Kur. Alb. Ferit Erdoğan, Kur. Alb. Necati İşcan, Kur. Alb. Cemal Öcal, Kur. Alb. Bedrettin Demirel, Kur. Alb. Celal Ugan, Kur. Alb. Vahit Gürkan, Kur. Alb. Şerafettin Olcay, Kur. Alb. Necati Ogan, Kur. Alb. Sadettin Çankır, Kur. Alb. Nihat Aslantürk, Kur. Alb. Fikret Göknar, Hv. Kur. Alb. Rıfat Erenulu, Hv. Kur. Alb. Emin Alpkaya, Hv. Kur. Alb. Turan Çağlar, Top. Alb. Celal Baykam, Dnz. Kur. Alb. Bülent Tarkan, Dnz. Kur. Alb. Zarif Çetindağ, Kur. Yb. Ahmet Gergeç.722 Çankaya Protokolü Protokolün yankısı, özellikle siyasiler ara-sında sert karşılık gördü. Ancak iki taraf için de orta bir yol bulunması kararlaştırıl-mıştır. 23 Ekim 1961 günü Çankaya'da toplanan siyasi partilerin temsilcileri. 25 Ekim'i son müdahale günü olarak kabul eden 21 Ekim Protokolünü işlevsiz kılmak üzere bazı garantiler vermek mecburiye-tinde kalmışlardır. 27 Mayıs'ın ilkeleri etrafında varılacak bir mutabakatla, ancak o parlamento açık tutulacaktır. Bu çerçevede Çankaya Protokolü olarak adlandırılan metin hazırlanmıştır; söz konusu metin 4 maddeden oluşmaktadır: 1-Gürsel'in cumhurbaşkanlığı garanti edilecek. 2-Eminsular tekrar orduya dönmeyecekler. 3.147'ler üniversiteye alınmayacaklar. 4.Yassıada'da mahkûm edilenler affedilmeyecekler. Çankaya Protokolünde kabul edilen bu hususların ilki, Başgil'in adaylığının bertarafı ile gerçekleştirilmiştir. Eminsular da bir daha orduya dönememişlerdir. Aslında, Silâhlı Kuvvetlerden emekli edilmek suretiyle çıkarılan general ve subayların, ordudaki kadro şişkinliği gerekçesiyle emekli edildikleri, hiçbir inandırıcı bulunmamıştır. EMİNSU çatısı altında toplanan bu subaylar, kendilerine İttihatçılar tarafından alaylı zabitana yapılanların aynısının  721 Kurtul Altuğ, 27 Mayıs'tan 12 Mart'a, İstanbul: Yılmaz Yayınları, 1991, ss.191–193. 722 İmzacılar için bkz. Öztuna/Gökdemir, Türkiye'de Askeri Müdahaleler, s.146. yapıldığını iddia ederken, özellikle “3 A-ğustos tarihinin, İttihatçıların tard ve tenzil-i rütbe” ettikleri günün yıldönümü tarihe rastlamasının tesadüf olmadığını ifade etmektedirler. EMİNSU'nun rütbeleri, tıpkı o dönemdeki Tasfiye-i Rüteb Kanunu uyarınca indirilen ve ordu içinde samsun oto kiralamaların örgütü olması durumunda etkisinin ne iyede olabi-leceği herhalde tahmin edilebilir.723 147'ler ise ilerleyen süreçte tekrar üniversitelere dönebilmişlerdir. Yassıada'da mahkûm edilenler ise idam cezaları infaz edilenler müstesna, mahkûmiyetleri 1966'ya sürmüş; siyasi haklarının iadesi ise ancak 1974 yılında sağlanabilmiştir. 22 Şubat Darbe Girişimi ve Sonuçlar Darbe sonrası dönemde kurulan ilk hükümet CHP-AP Koalisyonu'nun ilk ciddi sınavı 22 Şubat 1962 günü gerçekleştirilmesi planlanan darbe girişimidir. Bu girişim sadece koalisyon için değil Meclis ve Senatonun varlığı ve devamı içinde önemli bir yere sahiptir. SKB ve özellikle de Talat Aydemir, yönetime doğrudan el koyma dışında hiçbir müdahaleden tatmin olmamıştır.724 Talat Aydemir, 27 Mayıs darbesi öncesin-deki gizli cuntalaşmaların merkezinde isimlerden biridir. Fakat 27 Mayıs esnasında Kore' r ve komiteye de alın-mamıştır. Darbeden sonra yurda döndü-ğünde, geçmişteki katkılarının karşılığı olarak kadrosu Tümgeneral Kara Harp Okulu Kumandanlığına atanarak bir parça gönlünün alınmasının hedeflendiği söylenmektedir. Aydemir'i isyana k eden temel gelişmenin bir kez daha gerekleri yerine getirilmeyen müdahale kararının iptali ğu söylenebilir. 9 Şubat 1962'de Balmumcu Çiftliğindeki Jandarma Tugayında, İstanbul Valisi Korg. Refik Tulga'nın başkanlığı altında yapılan bir toplantı neticesinde imza altına alınan 9 Şubat Protokolü'ne rağmen, bir türlü müdahalenin gerçekleşmemesi, Aydemir'i kendi başına isyana k etmiştir. Aydemir, Havacıların muhalefetine rağmen başarılı bir darbe yapamayacağını öngörememiş; başarılı ğu takdirde mütereddit duran önemli birliklerin kendisine katılacağını zannetmiştir. Silahlı Kuvvetlerin iki unsuru Havacılar ve karacılar arasındaki ihtilâf neredeyse bu kuvvetleri birbirleriyle ma noktasına getirmiştir. DEVAMI YARIN... 

Devamını Okumak İçin Tıklayınız