TÜRKİYE’NİN YÜZ KARASI: DARBELER
TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu Raporu (53)
Bağımsız milletvekillerinin sayısı ise 9'dur. Beyaz İhtilal ya da afişli seçim: “Yeter Söz Milletin!” kelimeleriyle de özetlenebilecek bir durum arz eden 1950 seçimleri, Türk demokrasi tarihinde önemli bir yer tutmaktadır. Türkiye'de ilk iktidar değişikliği son derece barışçıl bir ortamda seçimle gerçekleşmiş ve çok partili siyasal hayat yeni bir boyut kazanmıştır. Meclis 22 Mayıs'ta toplanmıştır. Meclis Başkanlığına Refik Koraltan, Cumhurbaşkanlığına Celal Bayar seçilmiştir.362 Hükümet, Adnan Menderes'in Başbakanlığında kurulmuştur. Türkiye yeni bir iktidarla tanışmış ve CHP bu tarihten sonra tek başına iktidar olma gücünü kaybetmiştir. 359 Daha geniş bilgi için bkz: Mithat, Atabay, Çok Partili Dönemde Bir Muhalefet Partisi: Millet Partisi (20 Temmuz 1948-27 Ocak 1954), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 1991. 360Alkan, a.g.m., s.54. 361 M. Serhan Yücel, Demokrat Parti Kongreleri, Ankara, Emek Matbaası, 1997, s. 79. 362 Cumhuriyet, 23.5.1950. Seçimleri kaybeden CHP, bu dönemde “iktidarı gasp etmiş” olarak gördüğü DP'ye karşı adeta bir devlet partisi olarak muhalefet yürütmüştür. Denilebilir ki, 1950'li yıllar CHP'nin çoğulcu ve rekabetçi bir sistem içinde işlev gören ve toplumu temsil etme kaygısında bir parti olmak ile devlet partisi olmak arasında bocaladığı bir dönemdir. Buna karşılık seçimle iktidara DP ise asker ve sivil bürokrasiyle özdeşleşmiş CHP karşısında başlangıçtan itibaren kendisini tehdit altında hissetmiş ve muhalefete karşı bir baskı politikası izlemiştir. Bunu yapabilmesi için gerekli mekanizmalar da vardır. Çünkü iktidarı kaybetmeyeceği varsayımıyla hareket eden CHP, geçiş döneminde muhalefetin yaşaması için yeterli yasal güvenceyi sağlayacak değişiklikleri gerçekleştirme-miştir. Devlet partisi eğiyle halk adına konuşan muhalefet partisi karşısında, 1950 öncesinde daha liberal ve çoğulcu bir söyleme sahip DP liderleri, 1950 yılı ortalarında -milli irade- kavramına dayanarak azınlık haklarını göz ardı eden bir tutum sergilemiştir. Seçimi kazanan mutlak çoğunluğun halk sayıldığı, buna karşılık kaybeden azınlığın ise hiç sayıldığı bu anlayış muhalefeti ortadan rmaya gidebilmiştir.363 14 Mayıs 1950 öncesinde seçilmişliğin sadece kâğıt üzerinde ğu bir sistemden sandığın yegâne belirleyici ğu aşamaya geçiş, nüfusunun dörtte üçü hâlâ tarımla meşgul kitlelere büyük bir güç vermiştir. DP de bunun bilincinde olarak ekonomi politikalarında bu kesimi kollayıcı değer aktarımlarını gerçekleştirmiştir. Toplumsal maddi birikimden pay alan kesimlerin içinde başat mevkide bulunan bürokrasi aleyhine uygulanmaya başlanan bu siyaset, henüz seçimlerin üzerinden üç ay geçmişken, CHP'nin ağır eleştirisine ğu gözlenmiştir. DP döneminde yapılan büyük yatırımlara karşı takınılan aşağılayıcı tutum, içinde adeta söz konusu tutumu takınanları yalanladıkça gerilim de artmıştır.364 Ülkenin kalkınmasıyla finans sorununun birbiriyle ayrılmaz birliktelik içinde ğu düşünüldüğünde, bu hızlı kalkınmanın bir sonra fire vermeye başlayacağını tahmin etmek zor değildi. Tarımda verimin artmasıyla birlikte ihracata konu mal miktarının, dolayısıyla gelirin artışı, en çok tarım sektöründeki hane halklarını müreffeh kılarken; enflasyonun yükselerek parayı değersizleştirmesinin gadrine ise ücretli kesim uğramıştır.365Sorunun maddi boyutu bu yöndeyken bir de manevi yönü bahis konusu olmaya başlamıştır. Bir dönem modern Türkiye'nin vitrini olarak ülkedeki yabancılara teşhir edilen genç cumhuriyetin başkentinde, Ulus Meyda-nında, günün belirli saatlerinde gezip dolaşmaları zabıta gücüyle önlenen köy-lüler, DP döneminde artık muteber vatan-daş muamelesi görmeye başlamıştır. Üs-telik cumhuriyetin kuruluş felsefesinin en simgesel yönlerinden biri ezan, yeni-den aslı gibi okunmaya başlamıştır.366 Seçim Sonuçlarının Türkiye'de ve Dünyada Yansımaları Gazeteler seçim sonuçlarını günün şartlarına göre vermişlerdir. Mesela seçim sonuçlarının netleşmeye başladığı gün 15 Mayıs sabahı Ulus gazetesi, CHP taraftarı okurları gerçeğe alıştırma çabası içinde olmuştur. Ulus'un başlığı şöyledir: “Seçimler bütün yurtta sükûnetle 363 İncioğlu, a.g.e., s. 274. 364 Mehmet Arif Demirer, Demokrat Parti (Alparslan Türkeş'in Anıları Ve 27 Mayıs 1960), İstanbul: Demokrat Parti Yayınları, 1994, s.42 vd. 365 Sabri Yirmibeşoğlu, Askeri ve Siyasi Anılarım C–1, İstanbul: Kastaş Yayınevi, 1999, s.16 vd. 366 TCK 526 maddedeki Türkçeden başka dilde ezan okumanın cezaî yaptırıma bağlanmasına ilişkin kanunun değiştirilmesi sonucunu yaratan 16 Haziran 1950 gün ve 5665 sayılı kanunla, ezanın Arapça okunmasına başlanmıştı. Bkz. İştar Tarhanlı, Müslüman Toplum, “lâik” Devlet (Türkiye'de Diyanet İşleri Başkanlığı), İstanbul: AFA Yayınları, 1993, s.26. Basın, gelişmeyi 'mühim bir davanın halli” olarak veriyordu. “DP mühim bir davayı halletti: Ezan Arapça okunacak. Kanun Bugün Meclise veriliyor”, Vakit, 14 Haziran 1950. sona erdi. Bazı illerde iştirak nispeti çok yüksek . Kati neticelerin bugün alınması muhtemel.”367 DP'nin yayın organı Zafer, teknik zorluklar yüzünden erken basıldığı için ihtiyatlı bir manşet atmıştır. Sonucu kendi adına uygun olarak ''Zafer'' diye nitelemiş: “DP Zafer Yolunda”368 16 Mayıs sabahı ise iki gazetenin de tavrı kesinleşmiştir. Zafer, “Zafer” kelimesini kullanırken Ulus, partisinin yenilgisini itiraf etmiştir: “Milletimizin verdiği karar Pazar gün ki seçimde tecelli etti. CHP meclis içinde ve dışında tam bir muhalefet ve tenkit partisi olarak vazifesine devam edecektir.” 369 Ahmet Emin Yalman, Vatan gazetesindeki “İsmet İnönü'ye tebrik mektubu” başlıklı yazısında, İnönü'den övgü ile söz etmiştir: Sizin bu milli zaferin amilleri arasında yüksek bir mevkiiniz vardır. Bu saye r ki; on iki se beri işgal ettiğiniz Cumhurbaşkanlığı mevkiinden ayrılırken küçülmeyeceksiniz, milletin nazarında yeni bir mertebeye yükseleceksiniz. Siyasi hayatınız bu memleket için kapanmamış-tır. En tatlı, heyecanlı, en hayırlı ve verimli devriniz, bu saniyede muhalefet lideri sıfatıyla başlıyor.370 Bu seçimler Tarık Zafer Tunaya'nın yorumu ile “...sakin ve vakur bir İnkılap mahiyetini taşımaktadır.”371 Milletvekili ktan sonra hapisten çıkan Zafer başyazarı Mümtaz Faik Fenik ise; "Vazife büyük ve çetindir" başlıklı 17 Mayıs 1950 tarihli yazısında; "Bu eşsiz mücadelenin, kansız ve şuurlu bir ihtilal" ğunu belirtmiştir.372 Kudret Gazetesi'nden Nurettin Ardıçoğlu da "Halk Partisi nasıl muhalefet yapabilir?" başlıklı yazısında: “Yeni mecliste muhalefet, hem kemiyet hem de keyfiyet bakımından zayıf kalmıştır. Halk bütün gücü ile CHP tahakkümü ve diktatörlüğünü yıkmağa koşarken, bu arada ölçü kaybolmuş ve karşımıza adeta tek bir partiden ibaret bir meclis çıkmıştır.”373 diyerek yine tek partili bir meclisin ortaya çıkaracağı sorunlara işaret etmek istemiştir. Mümtaz Faik Fenik 23 Mayıs 1950 tarihli Zafer gazetesinde "İnönü'den Bayar'a" başlıklı yazısında İnönü'den övgüyle söz etmiştir: "Tarih elbette ki, Sayın İnönü'nün bu memlekete yaptığı büyük hizmetleri unutmayacak Lozan'ın banisi değerli asker ve devlet adamını takdirle yad edecektir."374 Seçimleri kaybeden Necmettin Sadak ise Akşam'daki "Eski işime başlarken" başlıklı yazısında şöyle demiştir: Hükümette bulunan bakanlardan hiçbiri seçimde kazanamadı. Bilmiyorum, böyle bir hadise herhangi bir memlekette bir partinin başına gelmiş midir? Bu halin 367 Ulus, 15 .5. 1950. 368 Zafer, 15.5.1950. 369 Ulus, 16 .5. 1950; Zafer, 16 .5. 1950. 370 Vatan, 16.5.1950. 371 Vatan, 26.5.1950. 372 Zafer, 17.5.1950. 373 Kudret, 20.5.1950. 374 Zafer, 23.5.1950. Türkiye'de de bir daha görüleceğini sanmıyorum. Çünkü bu seçimler bir sel, bir yabancı gazetenin yazdığı gibi bir heyelan gibi geldi. Millet iradesinin açıkça beliren çokluğu, CHP Partisini iktidardan bir hezimet halinde devirmeyi tek hedef edinmişti. Sadak bu yazısında DP'nin başa gelmesini olumlu karşılamış, yepyeni bir hükümeti Türkdemokrasisi için eşsiz bir olay olarak ifade etmiştir.375 Başbakan Şemsettin Günaltay, seçimin arifesinde Vatan'a verdiği mülakatta şu sözleri söylemiştir: Seçimin dürüst bir surette cereyan edeceği hakkında millete karşı verdiğimiz sözün tutulacağını ve seçim imtihanını insanlık huzurunda mükemmel bir surette geçirmemiz için ne yapmak mümkünse yapılacağını hadiseler ispat edecektir. Millete güven verecek istikrarlı ve modern bir iradenin nesillerden beri bir türlü temeli atılamamasından dolayı milletimiz çok felaket görmüştür. Mazinin acı tecrübelerinden ders alarak, bu noksanı ortadan rmak ve parti menfaatlerin-den çok evvel memleketi düşünmek zorundayız. Hadiselerin iyi niyetimi ispat edeceğini bildiğim cihetle benim için önemli nokta, elli yıl sonra bu devrin tarihini yazacak bir tarihçinin "Türkiye'de hakiki demokrasi sinin temel tutması ve vatandaşların ruhuna huzur ve emniyet gelmesi için feragatle çalışmış adamlardan biridir" hükmünü vermesidir376 Hüseyin Cahit Yalçın seçim sonuçları ile ilgili olarak "İsmet İnönü'nün Zaferi" başlıklı yazısında DP'nin iktidarı kazandığını, seçimlere iştirak nispetinin her türlü tahmin ve beklentinin üstünde ğunu, bunun Türk Milletinin mukadderatını kendi eline li-">li azmini ispat ettiğini, DP'nin iktidara güç bir da geldiğini, bu güçlüğün de dış politikanın zorluğundan kaynaklandığını yazmakta, iç politikada gelebilecek sarsıntının bir buhran şeklini almadan, normal bir tarzda cereyan edeceğini ümit ettiklerini ve irticayla mücadele konusunda Halk Partisi'nin daima DP yanında yer alacağını belirtmiştir. Yalçın yazısına şu şekilde devam etmiştir: Seçimlerin gösterdiği umumi manzarayı bir tablo halinde temaşa ederken bundan çıkan manayı düşünürken bu sahnenin üzerinde İsmet İnönü'nün muhterem simasının ebediyet nurlarından vücuda gelmiş bir hale içinde yükseldiğini görüyoruz. Şu dakikada şahidi ğumuz büyük İnkılâp O'nun eseridir. Atatürk demokrasi inkılâbının temelini attı, heykelini İnönü yükseltti. İsmet İnönü o heykele can verdi.377 17 Mayıs 1950 Vatan Gazetesinde Nihat Erim "Seçimin Neticesi ve Otuz beşler" adlı makalede: "Millete faydalı olmak için çalışmaktan geri kalmayacağız. Tek Partili rejimin inkılapları yapmış partisinin kendi eliyle iktidarı devredecek şartları yarattığı artık tarihi bir hakikattir. Millet iradesinin bu şekilde tecelli etmesi karşısında CHP mensubu olarak saygı duymaktayım. Bugün dünya tarihinde bu şekilde bir iktidar devrine başka misal gösterilemez. Halk Partisinin meydana getirdiği seçim kanunu çok güzel işlemiştir..." demiştir.378 375 Akşam, 22.5.1950. 376 Vatan, 16.5.1950. 377 Ulus, 17.5.1950. 378 Vatan, 16.5.1950. BBC Ankara muhabiri 1950 seçimlerini “DP'nin kat'i bir zaferi” şeklindeki yorumunda bu seçimlerin Halk Partisi için önemli bir sürpriz ğunu söylemiştir. “Doğu Avrupa'daki memleketler tek parti sistemine dönerken ve demokratik hayatı kaybederken Türkiye Batı dünyasındaki yerini tayin etmektedir" sözleri ile Türkiye'nin 1950 seçimleri ile Batı demokrasisinde kendine yakışır bir statü elde ettiği belirtilmiştir.379 Zafer gazetesi 17 ve 18 Mayıs'ta dünya basınından verdiği örneklerle DP'nin seçim zaferinin yankılarını okuyucularıyla paylaşmıştır. Buna göre Amerikan gazeteleri Türkiye'nin Orta Doğu'da önemli bir rol oynayabileceğini ve yeni iktidarın özel sektör ve yabancı sermayeye karşı daha olumlu bir tavır alacağı konuları üzerinde de durmuşlardır. Amerikan gazetelerinden New York Times, "Türkiye demokrasiye oy verdi" başlıklı yazıda şunları aktarmıştır: Türk seçimlerinin hayret verici neticesinden yalnız Türkler değil, garp demokrasileri de hakkıyla gurur duysalar yeridir. Bir lar Avrupa'nın hasta adamı adıyla anılan bu eski memleket, şimdi inandığımız ve özlediğimiz cihana yeni bir kura efradı gibi katılmış bulunmaktadır. DEVAMI PAZARTESİ...