SULAK ALANLAR RİSK ALTINDA!

Yayınlanma: 04.02.2014 06:23 Güncelleme: 04.02.2014 06:23

Uluslararası Sulak Alanlar Konferansı Ramsar, Dünya Sulak Alanlar Günü’nün bu yılki temasını “Sulak Alanlar ve Tarım” olarak belirledi.

Ramsar Sekretaryası’nın açıkladığı verilere göre dünyadaki tatlı suyun yüzde 70’i tarım amaçlı faaliyetler için kullanılıyor. Veriler, 2050 yılına tarımın ihtiyacı su miktarının yüzde 19 oranında artacağını gösteriyor Artan nüfus sulak alanlar gibi tatlı su rezervlerinin çevresinde yoğunlaşıyor. Bu alanlarda gerçekleşen sürdürülebilir olmayan üretim faaliyetleri su varlığını tehdit ediyor. Dünyanın birçok yerindeki su varlıkları doğal ve sosyal yaşam için sürdürülebilir iyenin altında seyrediyor. Sulak alanların varlıklarını devam ettirebilmesi için bu iyenin belli bir miktarın altına inmemesi gerekiyor. Dünya üzerindeki toprakların yüzde 11’inde tarımsal üretim yapılıyor. Ekim alanı aynı kalırken bu alanlarda eksel tarım yerini sürdürülebilir olmayan tarımsal faaliyetlere bırakıyor. Su tüketimi yoğun, kimyasal girdisi yüksek, yörenin ekosistem özelliklerini dikkate almayan ekstansif tarım* artıyor. Ekosistemler ile birlikte insan sağlığı, içme suları olumsuz yönde etkileniyor. Veriler, son  50 yılda ekstansif tarım yapılan alanların iki katına çıktığını gösteriyor. Çevrelerindeki tarımsal yaşam sürdürülebilir bir şekilde planlanmadığı için kirlilik ve su iyesindeki düşüşler meydana geliyor. Bu le de sulak alanlar yok oluyor. Ramsar Sekretaryası’nın açıkladığı verilere göre dünyadaki tatlı suyun yüzde 70’i tarım amaçlı sulama faaliyetleri için kullanılıyor. Sulama aşamasında ve sonrasında taşan suyun bir bölümü nehirlere ve su varlıklarına geri dönüyor, samsun oto kiralamaı ise buharlaşıyor. Sulama yapılan alanların yüzde 40’ında yer altı suları su kaynağı olarak kullanılıyor. Veriler, 2050 yılına tarımın ihtiyacı su miktarının yüzde 19 oranında artacağını gösteriyor. Bunun büyük bölümü ise hali hazırda suyun az ğu, sulu tarım alanlarında gerçekleşecek. Türkiye de aynı kaderi paylaşıyor   2 Şubat Sulak Alanlar Günü kapsamında açıklama yapan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Türkiye’deki sulak alanların da aynı kaderi paylaştığına dikkat çekerek,  “Sulak alanlar çevresindeki yaşamın sürdürülebilirliği için; sulak alanların özgün şartlarına uygun, iklim değişikliği risklerini göz önünde bulunduran sürdürülebilir sulak alan yönetimi gerekli” .Türkiye’deki sulak alanların iklim değişikliği baskısını yoğun olarak hissettiğini ifade eden Ataç;   “Bölgelerin ekosistem şartlarına uyumlu olmayan sulu tarım faaliyetleri sulak alanlardaki doğal ve sosyal yaşamı tehdit ediyor. Sulak alanlar yok olurken sadece ekosistemler değil çevresindeki sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel yaşam da yok oluyor” .

Devamını Okumak İçin Tıklayınız