“SORUŞTURMA BAŞLADI”
Ermenek ilçesinde su baskını nedeniyle 18 işçinin mahsur kaldığı maden ocağında incelemelerde bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu,ihmalin hesabının mutlaka sorulacağın söyledi.
Eşi Sare Davutoğlu ile Ermenek ilçesine Başbakan Davutoğlu'nu maden ocağında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan ile diğer yetkililer karşıladı. İlk olarak Türk Kızılayı çadırına giden Davutoğlu, burada misafir edilen işçilerin yakınlarıyla görüştü. Davutoğlu, daha sonra Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) Mobil Koordinasyon Merkezi'ne geçti. Burada, yürütülen çalışmalarla ilgili kendisine brifing verilen Davutoğlu, daha sonra maden ocağının girişine giderek yürütülen çalışmaları yerinde inceledi. Davutoğlu, incelemelerinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, "Bütün ülkemizi büyük hüzne boğan ve Cumhuriyet Bayramımızı da bu anlamda bir hüzün günü olarak geçirmemize sebep elim bir kazayla karşı karşıya k" ifadesini kullandı. Madende bir su baskını ğunu, içeride bulunan 34 vatandaştan 16'sının kurtarıldığını, 18 vatandaşın hala madende ğunu kaydeden Davutoğlu, dün olayın hemen ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, bölge milletvekili ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan'ın süratle bölgeye intikal ettiğini, bütün geceyi çalışan ekiplerle geçirdiklerini aktardı. Kendilerinin de olayı yakından takip ettiklerini bildiren Davutoğlu, şöyle : "Ayrıca AFAD, süratle buraya intikal etti. 2 uçak, 3 helikopter ve 90 araç malzemeyle burada süratle bir arama- kurtarma faaliyeti başlatıldı. Bütün gece bu çalışmalar sürdürüldü. Ancak eğilimin yoğunluğu ve özellikle su baskını dolayısıyla çamurlaşan, balçıklaşan su, ortam sebebiyle tabii çalışmalar istediğimiz hızda ilerlemedi. Esas itibarıyla 750 metre koda inen bir maden. 777 metre kotta işçilerimiz bu faciayla karşılaştılar. Su iyesi 8-12 metreye çıktı. Dün yaptığımız çalışmalarla şu anda yaklaşık 10 metre indi. Sadece buraya getirilen malzemelerle değil, çevredeki bütün imkanlarımızla 30 kurumumuz dünden bugüne tam bir kriz yönetimiyle devreye girdi ve İstanbul'dan da 'Ahtapot' adı verilen su pompa mekanizması da buraya intikal etti. Biraz önce bu kuruldu ve ben madenin ilk aşamalarına indiğimde su pompalamaya da başladı. Tabii bir taraftan la yarışılıyor ama diğer taraftan da su yoğunluğu dolayısıyla ilerlemekte de zorluklarla karşılaşılıyor." Davutoğlu, bakanların ve ilgili kişilerin neticeyi alana Ermenek'te kalacağını, başka seferber edilmesi gereken ne varsa da seferber edileceğini bildirdi. Birinci hedeflerinin madencilere ulaşmak ğunu vurgulayan Başbakan Davutoğlu, ikinci hedeflerinin ise kazanın oluş şekli ğunu ve tüm detaylarıyla inceleneceğini kaydetti. Davutoğlu, kendisinin göreve sonra asansör kazası dolayısıyla iş kazaları bağlamında çok ciddi çalışma başlattıklarını belirterek, şöyle : "Bu çalışma son aşamaya gelmişti. Şimdi buradan da edindiğimiz tecrübeyle burada da gözlemlerimizle birlikte bunları süratle meclisimize k edeceğiz. Bu kazanın oluş sebebini şu anda nihai bir anlamda zikretmek mümkün değil. Televizyonlarda, yayın organlarında yapılan bazı yorumlar var. Ben teknik arkadaşlarıma da barajla ve diğer hususlarla ilgili bunları tek tek sordum. Bütün bu yorumlar şu anda teorik yorumlar. Esas itibarıyla su boşaldıktan sonra oraya ulaşınca kazanın mahiyeti anlaşılacak ama bu bölgeyi, bu dağı, bu coğrafyayı bilenler bilirler çok yoğun yer altı sularının ğu bir coğrafya. Bunun sebepleri ortaya çıkana spekülatif kanaatlerden uzak durmak lazım." - "Adli soruşturma başlatılmıştır" Üçüncü hedeflerinin de madencilerin çalışma şartlarıyla ilgili ğuna değinen Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Son 12 ay içinde bütün önemli maden firmalarıyla geçen hafta Enerji Bakanlığımızda bir araya gelmiştik. Onlara da söylemiştim, 'madencilerimizin çalışma şartlarıyla ilgili bütün tedbirlerin alınmasını' maden işletmelerine ifade etmiştim. Son çıkan yasayla işçilerimizin hakları geniş ölçüde ele alındı, 6 saat şartı ve diğer bir çok hususlar da. Yer altında çalışan madencilerimizin haklarını gözeten düzenlemeler yaptık. Bunun işvereni etkilediği evladı olarak kendi kardeşi olarak dönüp onların çalışma şartlarını düzenlemesidir. Yine bununla birlikte madencilerimizin de işçilerimizin de kendi haklarının farkında olarak çalışma şartları konusunda bilinçlenmeleri. Bu konularda ne gerekiyorsa yapılacak." Davutoğlu, bu çerçevede de spesifik olarak bu konuyla ilgili çok açık bir ifade kullanmak istediğinin altını çizerek, "Adli soruşturma başlatılmıştır. Su boşaltıldığı kazanın gerekçeleri ortaya çıkacak. Herhangi bir şekilde işletmenin ya da herhangi bir kurumun bir ihmali varsa kesinlikle bunun hesabı sorulur. Kimsenin, şu veya bu gerekçeyle böyle bir olay dolayısıyla bir soruşturmadan azade olacağı, bigane kalacağı gibi bir kanaat sahibi olmaması icap eder" diye . - "Madenlerimizin süratle modernizasyondan geçirilmesi lazım" Şu anda birinci meselelerinin madencilere ulaşmak ğuna dikkati çeken Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi: "Onlara ulaştıktan sonra her türlü adli ve idari soruşturma sonucunda ortaya çıkan bulguları takip edeceğiz. Bizzat ben, bu işin takipçisi olacağım. Her bir işçimizin canı bize emanettir. Bunun için 2012'de iş kazalarıyla ilgili İş Yasası'nı çıkardık. Onun için göreve bir gün sonra iş veren sendikalarıyla, işçi sendikalarını birlikte topladık. Bu konularda dikkatli olunması için her türlü çabanın gösterilmesi talebinde bulunduk. 'Hükümet olarak ne istiyorsanız söyleyin gerekli her türlü yasal düzenlemeyi yaparız, gerekli her türlü teşviki veririz yeter ki işçilerimiz emniyet içinde olsun. Helal, rızk için büyük çaba sarf eden kardeşlerimizin canları emniyet içinde olsun' k. Bunun için de bir çok düzenlemeyi yaptık, önümüzdeki günlerde iş kazalarıyla ilgili büyük bir sempozyum, bir şura toplamayı planlıyorduk. Bu çerçevede ben bir önyargıda bulunmak istemem. Enerji bakanımıza, Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanımıza gerekli talimatları da verdim. En detayına incelenecek, nerede bir ihmal varsa bunun hesabı sorulacak. Yok ama herhangi bir ihmal ya da yanlış uygulama yoksa bu kazanın oluş sebebiyle ilgili süreç ortaya konacak ve ek alınması gereken tedbirler alınacak. Maalesef birçok madenimizde çok eskiden beri devam eden çalışmalar ğu için yeterli teknolojik altyapı sağlanamamış görünüyor. Teknolojik yenilenme de dahil olmak üzere madenlerimizin süratle modernizasyondan geçirilmesi lazım." Davutoğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının da ailelerin nasıl destekleneceği konusunu çalıştıklarına da değinerek, "Burada psikolojik olarak onlara destek faaliyetinde bulunacak, destek elemanlarımız da geldi. Bir taraftan teknik olarak kurtarma faaliyeti yapıyoruz, ailelerimizle kendi ailelerimiz olarak onları nasıl bu anlamda rehabilite edeceğimizi çalışıyoruz. Diğer taraftan da adli ve idari soruşturma yürüyor, hiçbir şekilde hiçbir ayrı imtiyaz ya da farklı davranış olmaksızın sonuçları ortaya çıkarılacak. Bu sonuçlardan gereken dersler çıkarılıp, düzenleme gerekiyorsa düzenleme yapılacak. Herhangi bir şekilde cezai veya hesap verilebilirlik bir şey söz konusuysa bunun hesabı bu anlamda hukuk çerçevesinde kamu adına tetkik edilip sorulacak" diye . - "Herhangi bir saat vermek doğru değil" Açıklamalarının ardından "İşçilere ne ulaşılacağı konusunda size bir bilgi verildi mi, bu konuda brifing aldınız mı?" sorusu üzerine Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti: "Çok geniş bir brifing aldım bütün arkadaşlardan. Bu konuda hemen bir bilgi vermek doğru değil ve mümkün de değil. Böylesine 777 metre kotta kaza oluyor, 812 metreye su çıkıyor, yaklaşık 35 metrelik bir su birikimini aşarak oraya ulaşmamız gerekiyor. Pompaların devreye girmesiyle 10 metreyi aşkın bir tahliye . Bunu İstanbul'dan ve diğer illerden imkanlarla şu andan itibaren ki tek teselli edici haber ahtapot ğimiz sistem devreye girdi. Biraz önce ben madendeyken tahliye etmeye başladı. Süratle ilerlemeye çalışıyoruz ama işçilerimizin nerede ğu ve lokasyonları tam tespit edilemediği için onlara ne zarfında ulaşılır, bunu söylemek mümkün değil. Tahmini bir şey söylemekse doğru değil. Aileleri gereksiz bir beklenti içine sokmak şu anda bir taraftan kardeşlerimizin canlarıyla ilgilenmek durumundayız, onlara ulaşmak durumundayız bir taraftan da aileleri bu anlamda en az ölçüde etkilenmelerini sağlamak için çaba sarf ediyoruz. Dolayısıyla herhangi bir saat vermek doğru değil şu aşamada. Ama gereken her türlü tedbirin alınacağının da kamuoyunun bilmesini isterim."