Son darbeyi devlet vursun!

Diyarbakırlı Ramazan Hoca’nın öldürülmesi ve tarikat bağlantısı iddiaları gündemde Sosyal medyada "Diyarbakırlı Ramazan Hoca" olarak bilinen “Ramazan Pişkin”, İstanbul’un Fatih ilçesindeki iş yerinde çıkan bir tartışma sonucunda bıçaklanarak öldürüldü. Pişkin, tarikat ve cemaatlere yönelik sert eleştirileri ile tanınan bir isimdi. Bu eleştirilerinin, ölümünün ardındaki neden olup olmadığı ise şu an soruşturulma aşamasında. Ramazan Pişkin, özellikle “Tarikat ve cemaatlerin toplumsal ve dini alandaki etkilerine” dair yaptığı eleştirilerle dikkat çekmişti. Bu sert eleştiriler, bazı tarikat mensupları tarafından ağır bir dille eleştirilmiş ve Pişkin’e “sapık” ya da “deli” gibi yakıştırmalar yapılmıştı. Pişkin’in, bu eleştirileri nedeniyle hedef haline geldiği ve tarikat mensubu ya da bu tür bir yapının azmettirmesiyle öldürüldüğü yönünde güçlü iddialar ortaya atılmış durumda. CİNAYET GECESİ YAŞANANLAR    Olay gecesi Pişkin’i ziyaret eden Halil İbrahim Galya, Pişkin’in bir tedirginlik içinde olduğunu ve ışıkları kapalı tuttuğunu aktardı. Arkadaşları ile çay ocağında sohbet ettikten kısa süre sonra, Ramazan Pişkin'in öldürüldüğüne dair haber aldıklarını belirtti. Pişkin, daha önceki videolarında sık sık tehdit edildiğini dile getirmişti. TARİKAT VE CEMAATLERİN TOPLUMSAL VE SİYASİ ETKİSİ   Ramazan Pişkin’in öldürülmesi, Türkiye’deki tarikat ve cemaat yapılarının toplumsal ve siyasi etkilerine dair tartışmaları yeniden alevlendirdi. Tarikat ve cemaatlerin siyasi ve bürokratik atamalarda etkin rol oynaması, kamu kurumlarına sızması ve bu yapılar aracılığıyla halkı manevi ve maddi olarak sömürmesi, sıkça eleştirilen konular arasında yer alıyor. Özellikle Karaman’da ve Türkiye genelinde sivil toplum kuruluşu adı altında faaliyet gösteren bu yapılar, liyakatsiz atamalarla da suçlanıyor. Ramazan Pişkin’in ölümünün ardındaki nedenler henüz netleşmemiş olsa da tarikatlar ve cemaatlerle ilgili yaptığı eleştiriler göz önünde bulundurulduğunda, bu cinayetin dine ve cemaatlere dair fikir özgürlüğünü hedef almış olabileceği endişesi büyüyor. Son 22 yılda elde edilen İslami özgürlüklere rağmen toplumu irşad edemeyen hatta irşat etmeyi bir kenara bırakarak ahlakın bozulmasına sebep olup toplumsal çürümenin kapısını aralatan tarikat ve cemaatler kapatılarak devlet tarafından bu oluşumlara son darbe vurulsun.