PKK’NIN VERDİĞİ ZARAR 400 MİLYAR DOLAR !

Yayınlanma: 01.02.2013 05:51 Güncelleme: 01.02.2013 05:51

Başbakan Erdoğan, Valiler Toplantısı\'nda terör örgütü PKK\'nın Türkiye\'ye verdiği maddi zararın miktarını açıkladı.

  400 MİLYAR DOLAR KAYNAK HARCANDI Erdoğan, son 30 yılda terör sebebiyle 400 milyar dolara yakın kaynağın harcandığını belirterek, ''Bugün terör belası olmamış olsaydı bugünkü Türkiye yoktu, çok daha farklı bir Türkiye vardı. Olmuş. Şimdi hem terörle mücadele edeceğiz evelallah hem de bu hedefleri yakalayacağız ve biz, terörü alt ettiğimiz andan itibaren ki altedeceğiz, ondan sonra pik yapacağız ve sıçrayışımız çok farklı olacak. Dünyaya o farklı bir ufuk vereceğiz'' . VALİLER VİZYON SAHİBİ OLMALI Erdoğan, ''Bir şehrin valisi, en başta o şehre bir vizyon verebilmeli, o şehre bir hedef gösterebilmeli, o şehre, gerçeklemesi mümkün bir hayal sunabilmeli. Olur ya da olmaz. Siz görebilirsiniz ya da göremezsiniz'' . Erdoğan, ''Rekabetin bu zorlaştığı, rekabetin bu hassas bir dengede ilerlediği günümüz dünyasında, hiçbir şehrimizin valisi, sadece olarak, sadece devletin oradaki temsilcisi olarak kalamaz. Sizler, birer turizm elçisi durumundasınız. Sizler birer eğitim gönüllüsü olacaksınız. Hepiniz birer fahri yatırım ajansı üyesi olacaksınız. Protokol valiliği yapmayacağız, tam manasıyla halktan biri gibi olacağız'' . Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Büyük ülke, ayrıntılarla ilgilenen, ayrıntı gibi görünen meselelerin de üzerine sabırla kararlılıkla giden ve onu da çözen ülkedir. İşte biz bugün, artık ayrıntılarla ilgilenmek durumunda , ayrıntıların üzerine gitmek durumunda bir ülkeyiz'' . Başbakan Erdoğan, İçişleri Bakanlığı Valiler Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 2013 yılının ülke ve millet için çok büyük umutlarla başladığını söyledi. 2013 YILI UMUTLARIMIZI DAHA DA ARTIRDI Gerek ekonomide, gerek dış politikada, gerekse diğer alanlarda umut verici gelişmelere şahit klarını dile getiren Erdoğan, ''Bu kısa daki umutlar inanıyorum ki 2013 yılı için heyecanımızı daha da artırıyor'' . Türkiye'nin enflasyonla ilgili edindiği bir tecrübenin ğunu ifade eden Erdoğan, şöyle : ''Ülke olarak edindiğimiz bu tecrübe, enflasyonu çok yüksek oranlardan düşük oranlara çekmek, nispeten kolay kılabiliyor. Yani üç haneli enflasyonu 70'lere, oradan 30'lara çekmek, oradan alıp 20'lere çekmek kolay olabiliyor. İstikrarı tesis ettiğinizde, güveni tesis ettiğinizde, para politikalarında, mali disiplinde tavizsiz gittiğinizde enflasyonu kontrol altına li-">li mümkün olabiliyor ve hatta tek haneli rakamlara çekmek mümkün olabiliyor. Şu anda ğu gibi. Ama enflasyonu belli bir iyeye çektikten sonra, yani tek haneli rakamlara düşürdükten sonra orada artık çok daha hassas davranmanız, daha büyük bir mücadele vermeniz gerekiyor. Enflasyon yüksek oranlardayken yılda 3 puan, 5 puan düşerken belli bir iyenin altında artık 0 noktada 3 puan, 0 noktada 5 puan geriliyor. Yani bakıyorsunuz artık yarıma, çeyreğe, buralara düşüyor.'' -''Mikro sorunların üzerine gitmeliyiz''- Makro sorunları büyük ölçüde çözdüklerini ya da çözüm yoluna koyduklarını belirten Erdoğan, bu aşamadan sonra ise mikro sorunların üzerine gitmeleri, çok daha kararlı, cesur, hassas mücadele yürütmeleri gerektiğini vurguladı. Bu aşamadan itibaren adeta iğneyle kuyu kazar gibi sabırla ve incelikle bu süreci devam ettirmek durumunda klarına işaret eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''On yıllar boyunca ihmal edilmiş en temel hizmetleri vatandaşlarımıza ulaştırıp 'İşimiz bitti' diyerek kenara çekilemeyiz. Örneğin bize rehavet asla yakışmaz ve rehavet içinde olma gibi bir lüksümüz de asla yoktur. Örneğin biz 10 yılda 16 bin kilometre bölünmüş yol inşa ettik. 6 bin kilometreden aldığımız bölünmüş yol uzunluğumuzu şu anda 22 bin kilometreye ulaştırdık. Bu yeterli mi? Hayır. Yapacağımız, inşa edeceğimiz, hayata geçireceğimiz çok daha fazla proje var. 26 ilimizin havaalanı varken şu anda 46 ilimizde havaalanımız var. Buraya . Bu yıl sonuna bu havaalanı sayısı 50'ye belki ulaşacak. Biz yol sorununu çözerek sadece ulaşımı kolaylaştırmakla kalmıyoruz. Şehirlerimizin kapılarını diğer bölgelerimize ve dünyaya açıyoruz. O yollardan yatırımcının, o yollardan turistin gelmesini sağlayacak , şehirlerin işlerini cazip, yaşanabilir, güvenli hale getirecek sizlersiniz. Bu konuda en büyük sorumluluk sizlerle birlikte belediye başkanlarımızda, belediye meclis üyelerimiz, il genel meclis üyelerimiz ve o şehrin sakinleriyle bu işi yürütmek, bu işi koordine etmek birinci derecede sizlere düşüyor.'' ''Büyük sorunları, makro sorunları çözerken küçük sorunları, mikro sorunları ihmal etmek, biliyoruz ki bir büyük ülkeyi veya bir ülkeyi büyük bir devlet, iddialı bir devlet yapmıyor'' diyen Erdoğan, ''Büyük ülke, ayrıntılarla ilgilenen, ayrıntı gibi görünen meselelerin de üzerine sabırla kararlılıkla giden ve onu da çözen ülkedir. İşte biz bugün, artık ayrıntılarla ilgilenmek durumunda , ayrıntıların üzerine gitmek durumunda bir ülkeyiz'' şeklinde . -''Milletimiz her şeyin en iyisini ziyadesiyle hak ediyor''- ''Milletimiz her şeyin en iyisini ziyadesiyle hak ediyor'' diye konuşan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bizim ne Hükümet olarak, ne valiler olarak, ne belediye başkanları olarak şehirlerimizde yaşayan kardeşlerimize 'Size yol yaptık daha ne istiyorsunuz' deme hakkımız yok ve olamaz. Veya onlara gidip 'Size hastane yaptık, okul yaptık, konut yaptık, daha ne istiyorsunuz' deme hakkına ve haddine biz sahip değiliz. Tam tersine medeniyetimizin bu noktadaki ilkesi son derece açıktır. Dicle'nin kenarında bir koyunu kurt kapsa bunun hesabı üzerimiz r. 'Kurttan bana ne, koyundan bana ne' deme makamında değiliz. Hiç kimse bizi, kurt koyunu kaptı diye suçlamasa, itham etmese bile, bunu kendimize dert etmemiz, bunun muhasebesini yapmamız, akşam başımızı yastığa koyduğumuzda 'Bunu acaba önleyebilir miydim' veya ''Nasıl önleyebilirdim' diye kendimize sormamız gerekir. İşte bu bir nefis muhasebesidir. Bunu yapmamız lazım. Geçmişte o devasa sorunlarla baş başaydık ki detay sorunlara, ayrıntı sorunlara ve belki bütün bunlarla birlikte incelikle, hassasiyetle eğilemiyorduk ama bugün devasa sorunlarla mücadelemizi sürdürürken artık detaylara, nüanslara takılmamız, oralara kafa yormamız, oralarda başarı sağlamamız gerekiyor. 10 yıl önce 'Nasıl yaparız da yurt dışına beyin göçünü engelleriz' diye bir meselemiz vardı. Öyle mi? Bunu düşünüyorduk, bunu soruyorduk kendimize. Ama şimdi durum değişti. Şimdi 'Nasıl yaparız da dünyadan Türkiye'ye beyin göçünü daha artırabiliriz diye bir meselemiz var. 81 vilayetteki her üniversitenin, her rektörün böyle bir vizyonunun olması, her valimizin de böyle bir vizyonu taşıması gerekiyor.'' -Turizmdeki gelişmeler- Türkiye'nin 10 yıl önceki yıllık turizm gelirinin 8,5 milyar dolar ğunu hatırlatan Erdoğan, ''Bakın bugün artık o turizm gelirinin mücadelesi verilirken, o gerilerde . Şimdi 2012 sonuna bakıyoruz, 2012 sonu itibarıyla hamdolsun turizm gelirimiz 23,5 milyar dolara çıktı. Bu bir gelişimin, bu her yere rahatlıkla ulaşabilmenin, kültürel zenginliklerimizin artmasıyla '' . Göreve lerinde turizmin tanımının ''güneş, kum, '' ğunu ifade eden Erdoğan, artık böyle bir turizm anlayışının olmadığını belirtti. Artık dünya, en gelişmiş ülkeler nasıl bakıyorsa turizme öyle bakan bir Türkiye'nin bulunduğunu anlatan Erdoğan, ''Destinasyonlarındaki zenginlik artık her yönüyle artmış ve gizli samsun oto kiralama her şey artık meydana çıkar hale gelmiş. Bunu artık başarıyla sürdürüyoruz daha da sürdüreceğiz. Şehrinde hiç turist görmemiş illerimizin dahi, bugün artık nasıl turist çekebilirim, şehrimin güzelliklerini nasıl dünyaya tanıtabilirim diye kaygılanması, bunu bir dert haline getirmesi gerekiyor'' diye .

Devamını Okumak İçin Tıklayınız