PİRİ REİS KARAMAN’LIDIR
Unesco 2013’ü Piri Reis Yılı ilan etti
Piri Reis (d. 1465-70, Gelibolu – ö. 1554), Osmanlı cisi. Amerika’yı gösteren Dünya haritaları ve Kitab-ı Bahriye adlı cilik kitabıyla tanınmıştır. Piri Reis eşsiz bir kartograf ve bilimleri üstadı olmasının yanı sıra, Osmanlı tarihinde izler bırakmış bir kaptandır. Türk ciliği ekolünün piri sayılan Karamanlı Kemal Reis’in yeğenidir. Asıl adı Muhiddin Piri Reis, 1465 yılında Karaman’da doğmuştur. O dönemde Karamanoğulları Osmanlı devletine katılmış, Fatih Sultan Mehmet’in emriyle, Beyliğin ileri leri İstanbul’a göç ettirilmiştir. Kemal Reis ve ailesi önce İstanbul’a, bir süre sonra Gelibolu’ya giderek orada yerleşmiştir. Piri ve amcası Kemal Reis, uzun yıllar Ak’de korsanlık yaptılar. 1486′da Granada’nın (Gırnata) Osmanlı Devleti’nden yardım istemesi üzerine 1487-1493 yılları arasında Piri ve amcası, gemilerle Granadalı (Gırnatalı) müslümanları İspanya’dan Kuzey Afrika’ya taşıdılar. 1499-1502 yıllarında Osmanlı Donanması’nın Venedik Donanması’na karşı sağlamaya çalıştığı kontrolü mücadelesinde Osmanlı gemi komutanı idi. Piri Reis Ak’de yaptığı seyirler sırasında gördüğü yerleri ve yaşadığı olayları, daha sonra Kitab-ı Bahriye adıyla dünya ciliğinin de ilk kılavuz kitabı olma özelliğini taşıyacak kitabının taslağı olarak kaydetti. Piri Reis, 1511′de amcasının ölümünden sonra, bir süre için açık lere açılmadı ve Gelibolu’ya yerleşti. Burada, önce 1513 tarihli ilk dünya haritasını çizdi. Atlas Okyanusu, İber Yarımadası, Afrika’nın batısı ile yeni dünya Amerika’nın doğu kıyılarını kapsayan üçte birlik parça, işte bu haritanın elde bulunan bölümüdür. Bu haritayı dünya ölçeğinde önemli kılan, Kristof Kolomb’un hala bulunamamış Amerika haritasındaki bilgileri içeriyor olmasıdır. Piri Reis haritasını, Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında, 1517′de padişaha sundu. Bazı tarihçilere göre, Osmanlı padişahı dünya haritasına bakmış ve ‘Dünya ne küçük…’ demiştir. Sonra da, haritayı ikiye bölmüş ve ‘biz doğu tarafını elimizde tutacağız..’ demiştir.. Padişah, daha sonra 1929′da bulunacak diğer yarıyı atmıştır. Bazı kaynaklarca, günümüzde bulunamamış doğu yarısını, Hint Okyanusu’nun ve onun Baharat yolunun kontrolünü ele geçirmek için Padişahın yapacağı olası bir sefer için kullanmak istediği bile iddia edilmektedir… Piri Reis seferden sonra, tuttuğu notlardan Bahriye için bir kitap yapmak amacıyla Gelibolu’ya döndü. Derlediği cilik notlarını bir Denizcilik Kitabı (Seyir Kılavuzu) Kitab-ı Bahriye’de bir araya getirdi.. Kanuni Sultan Süleyman’ın dönemi, büyük fetihler dönemiydi. Piri, 1523′deki Rodos seferi sırasında da Osmanlı Donanması’na katıldı. 1524′de Mısır seyrinde kılavuzluğunu yaptığı sadrazam Pergeli İbrahim Paşa’nın takdiri ve desteğini kazanınca, 1526′da gözden geçirdiği Kitab-ı Bahriye’sini Kanuni’ye sundu. Piri Reis’in 1526′ya yaşamı Kitab-ı Bahriye’den izlenebilir. Piri Reis, 1528′de de ikinci dünya haritasını çizdi. Bugün elimizde Kuzey Amerika haritası bu haritanın bir parçasıdır. Sonraki yıllarda, güney sularında devlet için çalışan Piri Reis, bu dönemde, Hint Kaptanlığı yapmış, Umman Denizi, Kızıl Deniz ve Basra Körfezi’ndeki görevlerinde yaşlandı. Piri Reis’in Osmanlı donanmasında yaptığı son görev, acı olaylarla biten Mısır Kaptanlığı’dır. 1552′de çıktığı ikinci seferin son durağı Basra’da, tamire ve dinlenmeye muhtaç donanmayı bırakıp ganimet yüklü üç gemi ile Mısır’a döndüğü için, burada hapsedildi. Donanmayı Basra’da bırakması, Basra valisi Kubat Paşa’ya ganimetten istediği haracı vermemesi, Mısır Beylerbeyi Mehmet Paşa’nın politik hırsı yüzünden 1554′te hizmette kusurla suçlandı ve idam edildi. Ne var ki O, yarattığı evrensel boyuttaki eserleri , iki dünya haritası ve çağdaş ciliğin ilk önemli yapıtlarından birisi sayılan Kitab-ı Bahriye ile günümüzde de halen yaşamaktadır… Öldüğünde 80 yaşının üzerinde Piri Reis’in terekesine devletçe el konuldu. Osmanlı Türklerinde gerçek anlamda haritacılık Piri Reis’le başlar. Bu acemice, emekleyen bir görüntünün aksine, mükemmel bir çıkıştır. Piri Reis’in Kitab-ı Bahriye adlı kitabı bir Türk’ün meydana getirdiği en önemli cilik eseri olarak dünyaca selamlanmıştır. Dünya haritası ve Kuzey Amerika haritasının çizimlerindeki isabet ve projeksiyon sistemindeki mükemmellik, tüm dünyada büyük hayranlık ve hayret uyandırmaktadır. Piri Reis Türk gemilerinin Kara, Ege ve Ak’den baska Kizil’i de bir Türk gölü haline getirdiklerini, Bati Hindistan kiyilarinda sancak dalgalandirdiklarini görmüstük. Hint seferine çikan ünlü kumandanlarindan biri de Piri Reistir. Pirî Reis Hint seferine 30 gemi ile çikmisti. Herhangi bir fetih gerçeklestiremedi ama Türk gemilerinin Hint Okyanusu’nda büyük bir güç gunu gösterdi. Fakat, Hürmüz’ü kusatan Pirî Reis’in burasini ele geçirmeden kusatmayi kaldirmasi hos karsilanmadi ve azline sebep . Pirî Reis’in en önemli yani bir cografya ve kartografya bilgini olmasıdır. Pirî Reis’ten sonra Süveys Kaptan-i Derya-lıgı’na Murad Reis tayin edildi. Murad Reis de kısa süre sonra görevden alındı ve yerine Seydi Ali Reis getirildi. Seydi Ali Reis, Gucerat’a üç yıl süren bir sefer düzenledi. Portekiz donanmasıyla savasarak, Hint Okyanusu’nun azgın dalgalarıyla mücadele ederek geçen bu maceralı seferde de herhangi bir fetih olmadı. Fakat bu sefer Türk gemilerinin dünyanın bütün lerine açıldıgını gösteren başka bir olaydır. Kanunî Sultan Süleyman ında Habesistan (Etyopya)’da Türk hâkimiyetine alınmıştır. Süleyman Paşa’nın Hindistan seferine katılan kumandanlardan biri Özdemir Bey (sonra paşa ) daha sonra Nilden güneye inerek Nübya’ya (Sudan’a) ulasmış, buradan doğuya yönelmiş, Eritre, Somali ve Habesistan’in önemli bölgelerini’ele geçirmistir. Bu bölgeler önce Mısır beylerbeyliğine bağlandı, fakat daha sonra Habeşistan beylerbeyligi haline getirilerek, Özdemir Bey, paşa rütbesiyle Habeş beylerbeyi . Habeşistan’ın Hristiyan kralı bir yıl sonra Portekizlilerin yardımı ile Türk hâkimiyetinden kurtulmak isteyince, özdemir Paşa 30 bin kişilik bir kuvvetle Habeşistan fetihlerine başladı. Bu harekât sırasında Nil’in kaynağına doğru ilerleyerek nehrin iki yanında kaleler yaptırdı. Böylece beyazların ilk defa ayak bastığı bu yerlerde Türk hâkimiyetini kurdu. Bu putperestler diyarına saray, mescid, cami ve çesitli yapılarla medeniyet getirmeye çalıştı. Habeşistan beylerbeyliği 7 yıl süren Özdemir Paşa, bir tropikal hastalığa yasamsun oto kiralamaarak öldü (1560). Cenazesi, Habeşistan’in (Etyopya’nin) Kızıl kıyısındaki Massava sehrine gömüldü ve yerine oğlu Osman Paşa tayin edildi