PARALEL YAPI KORUNUYOR MU ?
Başbakan Erdoğan il başkanları toplantısında hesap sorulacağını yineledi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, genişletilmiş il başkanları toplantısında, devlete,millete,iktidara saldırılar yapıldığını ve bunlarla helalaşmanın söz konusu olmadığını ve mutlaka hesap sorulacağını söyledi.Karaman’da paralel yapı’ya karşılık henüz adım atılmazken, adeta ‘fırtına öncesi sessizlik yaşanıyor’.Bu konuda rapor hazırlandığı ve kısa da düğmeye basılacağı öğrenildi. Başbakan bu konuda şu görüşlere yer verdi: “Hepimiz gördük ve yaşadık, işi şansa bırakmak istemediler, gözleri dönmüş bir şekilde kesin netice li-">li üzere bir saldırı başlattılar. Ve onların tabi hedefi şuydu: AK Parti’yi biz yüzde 30’a, onun altına nasıl düşürürüz? Her yönden taarruz ettiler, ellerindeki her aracı, hem imkanı, her fırsatı değerlendirdiler, sınır tanımadılar, ilke tanımadılar, insani değerleri, vicdani değerleri, onur, şahsiyet, şeref, insana ait bu kavramların hiçbirini asla dikkate almadılar. Arkadaşlar, Anadolu’da, Trakya’da sıkça edilen bir dua vardır, insanımız der ki, Allah düşmanın bile şereflisini versin. Öyle rakiplerle, öyle muarızlarla mücadele ettik ki, maalesef şeref yoksunuydular. Bakın, eklerimizde, devlet eğimizde, altını çizerek söylüyorum, ta dahi uyulması gereken kurallar vardır. İnsanların ırzlarına, namuslarına, iffetlerine dokunulmaz, insanların mahremlerine girilmez, kadınlara, çocuklara, yaşlılara ilişilmez, savunmamız insanlara saldırı yapılmaz, hele hele kültürümüzde en azılı düşman dahi olsa o kişi asla sırtından vurulmaz. Mert rakibinin karşına çıkar, rakibiyle eşit şartlar altında yarışır, belli ilkeler, belli sınırlar dahilinde kozunu paylaşır. Namert ise rakibiyle yüzleşecek, er meydanında rakibinin karşısına çıkacak cesarete sahip değildir. O, sinsice vurmaya, özellikle de arkadan hançerlemeye çalışır. Harp hiledir ama, hile namertlik değildir, stratejidir, çevikliktir, akıldır, zekadır. İşte biz her yönden böyle namertçe bir saldırıya maruz k. Siyasi partiler halkın karşına çıkarlar, planlarını, projelerini, yaptıklarını ve yapacaklarını anlatırlar, birbirlerine eleştirilerini yaparlar ondan sonra da sandıktan, milletten yetki isterler, yetki beklerler; demokrasi budur, seçim budur, sandığın manası budur. Ama biz öyle bir seçim yaşadık ki, muhalifler tarafından planlar, projeler hiç gündeme getirilmedi, üstelik bu yerel seçim, yerel seçimde de ne yapacaksın görmek isteriz. Biz öyle belediyelerimiz ki bu seçimde yeni büyükşehir lar projelerini çalışarak, günlerce, haftalarca çalışarak, hazmederek onu topluma anlattılar, neyi, nerede, nasıl yapacağız, bunu anlattılar, mevcut büyükşehir belediye başkanlarımız yaptıkları ve yapacaklarını anlattılar. Muhalefet huzuruna çıkıp, yaptıklarını ve yapacaklarını anlatamadı, çünkü yaptıkları yoktu ki yapacaklarını anlatsınlar. Bizim dışımızda hiçbir parti çıkıp da Türkiye’ye, şehirlerimize bir vizyon çizmedi, bir istikbal vaat etmedi, bir hedef göstermedi. Peki ne yaptılar? Başka yollara tevessül ettiler, demokrasi dışı, hukuk dışı yollara tevessül ettiler, gerilimden medet umdular, Mecliste, sokakta, çarşıda, pazarda gerilimi körükleyerek başarı sağlayacaklarını zannettiler. Ekonomiye içeriden ve dışarıdan saldırı düzenlediler, çözüm sürecine saldırdılar, Türkiye’nin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurumlarına saldırdılar, şahsıma, aileme, arkadaşlarıma, bakan, milletvekili, belediye başkanı, bürokrat, gazeteci, sanatçı, herkese, bütün bunlara karşı onursuzca taarruz ettiler, şantajlar yapıldı ve bu şantajlarla tehditler yapıldı. 30 Mart akşamında da bizden bir balkon konuşması yapmamızı beklediler. Bir balkon konuşması yapalım, bütün ları unutalım istediler. Bir balkon konuşması yapalım, bütün o ahlak dışı saldırıları, bütün o namertlikleri, alçaklıkları unutalım, üzerine bir çizgi çekelim istediler. Arkadaşlar, 30 Mart öncesinde girdiğimiz 7 seçimde yapılan hakaretleri, yapılan acımasız eleştirileri seçim atmosferine bağladık ve yaptığımız balkon konuşmalarında bunların üzerine çizdiğimiz gibi, son 2011 seçimleri sonucunda da bütün avukat arkadaşlarıma söyledim, davaları gere çekim m, ama karşımdakiler de aynı tavrı takınmalıdır m. Biz çektik, onların bir kısmı çekmediler, ondan sonra ben de arkadaşlarıma aynen bundan sonra devam edeceksiniz m. Biz hesaplaşma değil, helalleşme yapalım k, ancak olmadı. 30 Mart öncesinde yapılanlar öyle kolayca unutulacak, üzeri çizilecek, affedilecek şeyler değildi. Devlete saldırı düzenlendi, millete saldırı düzenlendi, istiklalimize, istikbalimize saldırı düzenlendi, bunu affetmek, bunun üzerini çizmek, hadi helalleşelim demek, kusura bakmayın, haddimiz de, hakkımız da değildir; bunların hesabı sorulacak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne saldırı düzenleyenlerden bunun hesabı mutlak sorulacak, milletimiz de zaten bizden bunu istedi, bunun hesabını sorun ler. 30 Mart’ta milletimiz, ortaya koyduğumuz planlarımız, projelerimiz, vizyonumuz , işte bu Türkiye düşmanlarından hesap sormamız için de bizlere yetki verdi. Bakın, 30 Mart öncesinde milletimiz ferasetiyle, basiretiyle oynanan oyunların tamamını gördü, senaryoyu çok iyi anladı, kurulan tuzağı çok iyi hissetti. İşte buyurun, Adana’da bakın bir nöbetçi mahkeme ayarlanıyor, verilen karara bakın, tutuksuz yargılanmak üzere emniyet mensupları serbest bırakılıyor, eleştiriyi aldıktan sonra da kalkıyor bizleri de kastederek yaptığı açıklamaya bakın. Y yargı mensubu sokağa çıkıp konuşmaz, yargı mensubu kararlarıyla konuşur, bunların önce haddini bilmesi lazım. Yani bir taraftan kalkacaksın yasama, yürütme, yargı, erklerin eşitliği diyeceksin, ondan sonra da kendini yasamanın, yürütmenin tamamen üstünde varsa, yoksa benim diyeceksin; yok böyle bir şey. Ama tabi bugüne maalesef yargı mensupları içinde acaba kaç kişi ceza aldı diye bir bakarsanız, parmak sayılarını geçmez. Ama yasama mensupları öyle değil, yürütme mensupları öyle değil, onlara vuruyor, giden vuruyor. Yasama mensupları, yürütme mensupları icabında işte rahmetli Menderes ve arkadaşlarının yaşadığını onlar kanlarıyla ö ler, yürütmenin böyle bir bedeli var. Biz de çıkarken ne k? Biz kefenlerimizle yola çıktık k, böyle bir endişemiz yok. Ama yargı, lütfen, onlar da kararlarıyla konuşsun. Adil ları kastetmiyorum, onlara saygımız büyüktür, fakat bir yerlerden aldıkları talimatla karar verenleri kastediyorum, ki bunlar paralel yargıdır. Millet bu oyunlar, bu tuzaklar karşısında dik bir duruş bekliyordu ve AK Parti işte o dik duruşu sergiledi, muhalefet sergileyemedi, onlar paralel yapıyla beraber hareket ettiler. 30 Mart’ta sandıklar açılıp da başarımız ilan edildikten sonra, eğer milletin bizlere bu oyları verdiğini unutursak, emanete haksızlık etmiş oluruz. İşte onun için demokrasi tarihimizin en zorlu, en çetin, en ahlak dışı saldırılarının sergilendiği süreci biz asla unutmayacağız. KARAMAN’DA CİRİT ATIYORLAR ! Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın üzerinde hassasiyetle durduğu ve devletin içinden kesinlikle temizlenme talimatı verdiği paralel yapı ise Karaman’da elini koluna sallayarak , çalışmalarına sürdürüyor. Cemaatciler ,himmetle leri devletin makam koltuklarında oturmaya devam ediyor ve otururken de ,cemaate diyet ödüyorlar.Paralel yapının elemanları , bulundukları kurumlarda Türkiye düşmanlığı ve Ak Parti ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan aleyhine adeta kampanyalarını büyüterek sürdürüyor. Cemaatin okuluna giderek boy,boy fotoğraflar ile destek lar, cemaatin para kasalığına soyunanlar,yargıda paralel’in, davalarına etki edenler hala iş başında.Yetkili kişilerle küçük menfaat ilişkileri neticesinde koltuklarını garantilemenin de verdiği rahatlık ile ,Ak Parti’nin,hükümetin altını oymaya devam ediyorlar.Başbakan’ın talimatı ile tüm illerde temizlik için çalışmanın başlatıldığı ve hazırlanacak raporların Başbakanlığa ulaşması ile düğmeye basılacağı öğrenildi.