Kraldan çok kralcılar

Seçimlere sayılı gün kala kralın tenezzül etmediği, gerek görmediği olayların gerekli olduğuna diğer insanları inandırmaya çalışan, prim verilmemesi gereken zihniyetler mantar gibi türedi. Etik değerlere önem vermeyen, hırsına yenik düşmüş, kendi çıkarları için gözünü karartan ve arkadan kuyu kazanlar, adayın kazanmasından daha çok kendilerinin kazanması üzerine, soytarılığa soyunmuştur. Vefayı bir kenara itip, kan emiciliğe soyunmuş bu zihniyetler, her yerde. Kapıdan kovulsalar bir şekilde bacadan girmeyi başarıyor. Aday adaylık süresince hesaplarını “E” adayı üzerine yapanlar bir anda bir zik-zak çizerek diğer ismin ölümcül askeri olarak karşımıza çıkıyor, maalesef. Onlar 1 Nisan’a güveniyor çünkü “1 Nisan” şakası yapacaklar... MHP’nin adayı Savaş Kalaycı’nın yanından AK Parti’nin adayı Mevlüt Akgün’e rapor sunan, Akgün’ün yanından ise Başkan Savaş Kalaycı’ya anlık rapor bilgisi veren şahsiyetsizleri de unutmamak gerekir. Taraf olursunuz, saygı duyarız ama taraflı gibi davranıp kişiliğinizi satmak da neyin nesi. Bir insan ya Fenerbahçeli ya Galatasaraylı ya Beşiktaşlı ya da Trabzonsporlu olabilir. Bu duruma saygı duyulur ama bir kişi hem Fenerbahçeli hem Galatasaraylı hem Beşiktaşlı yeri geldiğinde de Trabzonsporlu olamaz. Bu kişilik meselesi tabi… NE BİZ ADAYIZ NE DE AKRABALARIMIZ ADAY Siyaset artık dip yaptı, yerlerde sürünüyor. Yetkili politikacılarımızın ne hizmet ne şehir ne de ilçesi umurunda değil. Yangından mal kaçırırcasına bir yakınını bir yere aday olarak gösterdiyse ondan mutlusu yoktur. Onu o makama getirenlere karşı "akraba saltanatı" filmini vizyonu sokmayı başarmıştır. Karaman’da ve Türkiye’de son 20 yıla damgasını vuran, gerçek hizmet insanı, adam gibi adam Lütfi Elvan üst düzey siyaset yaptı, 4 kez bakanlık koltuğuna oturdu. Gücü var mıydı? Hem de kimsede olmadığı kadar… Ama Lütfi Elvan Bakan, bu 20 yıl içerisinde ne bir akrabasını ne yeğenini ne halasının oğlunu ne de dayısının kızını hiçbir yerden aday yapmadı. Akraba saltanatından yana tavır almış olsa, neler neler yapar, her şeyi başarırdı.  KUYU KAZANLAR ARTIŞ GÖSTERDİ Şimdi kraldan çok kralcılar hortladı, cirit atıyorlar. Aslında renksiz ama bukalemun gibi de renk değiştiren, çoluğunu-çocuğunu belediyede işe yerleştiren karakter yoksunları, ömür boyu minnet duymaları gereken ve hala sofralarına Savaş Kalaycı sayesinde ekmek götürüp yiyenler, bu iyiliğinin karşılığını Başkan’a vurarak veriyor.  Başta insanlıkları olmak üzere her şeylerini üç-beş kuruşa satıyorlar. AK Partinin adayı Mevlüt Akgün için de tablo farklı değil. Yıllardır AK Parti çatısı altındaki derin dava adamlarının ipe-sapa gelmeyen suçlamaları, “Kol kırılır, yen içinde kalır” sözünü alıp, çöpe fırlatılmasına şahit oluyoruz. BASIN DOYURULMUŞ! AK Parti eski il başkanı Süleyman Atik’i seversiniz, sevmezsiniz. Hakkında çeşitli görüşler ortaya atabilirsiniz ama tartışılmayacak tek gerçek Süleyman Atik’in AK Partililiği ve davasıdır. Süleyman Atik’in dili sivridir, kimsenin konuşamayacaklarını cesaretle gündeme getirir ve Recep Tayyip Erdoğan sevdasına toz kondurmaz. Sürekli paylaşımlarda bulunuyor ve takip ediyorum. Ciddi iddialar var, bu paylaşımların arasında. Uzun süre sonra dün telefonla aradım...  Parti içinde yapılan yanlışları tekrarladı ve tek isteğinin AK Partinin seçimlerden zaferle çıkması olduğunu üstüne basa basa tekrarladı. Son paylaşımında "Basının bu kadar doyurulduğu bir dönem görmedim" demiş ve eklemiş “AĞA kim?” diye… İtirazım var ki basının tamamını bu söylemler kapsamaz. Biz de bu sözde basın ile siyasiler arasında para alışverişlerini duyuyoruz. Bunlar parayı alanla veren arasında. Bizi ilgilendirmiyor. Şunu rahatlıkla söylüyorum ki bir Allah’ın kulu çıkıp, "Biz de Gazete Anadolu’ya haber karşılığı ve istediklerimizi yazmaları konusunda 1 kuruş verdik. Bizden 2 kuruş talep edildi” diyebiliyorsa ben o kişinin alnını karışlarım, veren var ise de bizim alnımızı karışlasın, biz buna razıyız… Bizim doyrulmaya ihtiyacımız yok, çok şükür ki Rabbim bize, yol arkadaşlarımızla birlikte bir rızk veriyor. YETER SÖZ MİLLETİN Bu kraldan çok kralcılar, şakrabanlıklarını adaylar için değil, kendileri için yaptıklarından kimsenin kuşkusu olmasın. Bakın bu soytarılar, ölümüne destek verdikleri aday kaybetttiğinde hiç vakit kaybetmeden 1 Nisan sabahı, 1 Nisan şakası gibi  kazanan başkanın yanında olur, utanmadan o kutlama karesine girerler. Şimdi, bunlara itibar etmeden halkımız kendisine en iyi hizmeti edecek ismi kafasında tartarak, oyunu ona göre vermeli. Adayın projeleri varsa onlara bakmalı, yaşadığı yer daha ileriye hangi isimle gider, zirve yapar ona göre sandıkta gereğini yapar. Dayısı olanlar ilk raundu kazanarak, aday yapılmış olabilir ancak yarar getirmeyecek, çapsız, vizyonsuz kişilere  vatandaş olarak bizler de teslim olursak, yarın onların ilk dayılanacakları vatandaştan başka kimse olmayacaktır, bu böyle biline...