Karamanoğlu'nun sığınma yemeği "Batırık"
KMÜ Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Turizm Rehberliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Filiz Demir ve Konaklama ve Seyehat Hizmetleri Öğretmeni Yağmur Değerli tarafından hazırlanan “Ermenek Aşı Batırık Efsaneleri” kitabı yayımlandı. İşte kitapta anlatılan batırık efsanelerinden birkaçı: KARAMANOĞLU’NUN SIĞINMA YEMEĞİ “BATIRIK” Osmanlılar sürekli olarak Taşeli bölgesini kuşatırlar, artık Karamanoğulları Beyliği’ni devirmeye ramak kalır. Karamanoğulları istiladan Mennan Kalesi’ne sığınır, artık kale ve çevresinden daha aşağıya inememektedirler. Öyle çaresizlerdir ki, ne ateş yakmak için odun vardır, ne de bulgurdan başkaca bir katık. Hava ise kavurucu bir sıcaklıktadır. İçecek bir damla su dahi kalmamış, Sarnıçlar tamamen boşalmıştır. Tam açlık, susuzluk ve sıcaktan kayıplar vermeye başlamışlardır ki, bir de ne görsünler! Bir dağ keçisi onlara doğru yanaşmaktadır. Keçinin kaleye gelişiyle birlikte bir anda mas mavi gökyüzünü kara bulutlar kaplar, gök gürler ve bardaktan boşalırcasına yağmaya başlayan bir yağmurla sarnıçlar suyla dolar. Susuzluğunu gideren askerler bulgurdan da başka katık olmadığı için onlara kendi gönlü ile gelen dağ keçisinin etini pişirmeden taşla ezip, bulgurla ovuşturarak, yağan yağmurun suyuyla da yumuşatarak bir kurtuluş yemeği yaparlar. Böylelikle ilk Batırık ortaya çıkar. EKİN TARLASINDA “BATIRIK” Bir rivayete göre evvel zamanda, Hacı emminin Çakıllı Bük’teki ekin tarlası, kızının yemek yapmak için yaktığı bir ateşten sonra tutuşur, varı yoğu o tarladaki ekin olan Hacı emmi, o seneki bütün hâsılatını kaybeder ama kızına tek bir laf dâhi etmez, canlarını kurtardıklarına şükür eder. Fakat içi içini yer, o seneyi yoksulluk içinde geçirirler; komşularının getirdikleri bulgur, fasulye, nohut ile idare ederler. Güz gelir Çakıllı Bük’e yine ekin ekerler. Yaza ulaşıp ekinin olgunlaştığını görünce “bu sene pek güzel başaklarımız var” diye mutlu olur. Ammaaa kızını, karısını bireylik tembihler: “Ekin tarlasına yatıya gittiğimizde tek bir ateş dâhi yakmayın” der. Kızı, Hacı emmigil ekin dererken yemek hazırlamaya gider, “ben bir yemek yapayım ama ateş de yakamam, ne yemek yapayım öğlenin sıcağında” diye hayıflanır. Azıklarına kattıkları gök eğrim sıcaktan kızarıp eriyince bulgur ile karıştırıp, dereden doldurduğu su ile bir güzel sıkıştırıp sofraya koyar, başlarlar elleri ile yemeye. Hacı emmi: “Kızım, bunu nasıl yaptın? Serince içimi açtı, eline sağlık” deyince kızı: “Eee baba, ateşi yasak ettin. Ben de azığımızda eriyen kırmızı eğrimi, bulguru, tuzu karıştırıp, elimi batırarak yoğurdum” der. Böylelikle Batırık ortaya çıkmış olur.