Karaman SP: "Çocuklar yaşasın"
Saadet Partisi Karaman Kadın Kolları 23 Nisan Ulusal Eğemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla "Çocuklar Yaşasın" isimli basın açıklaması, fikir duvarı çalışması, yüz boyama etkinlikleri gerçekleştirdi. Saadet Partisi Karaman Kadın Gençlik Kolları Başkanı Rukiye Karakaş Oflaz basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi. Bugün, yarınımız, geleceğimiz, istikbalimiz, gözümüzün nuru çocuklarımız için bir aradayız. Mutluyuz, umutluyuz. İçimizde çocukluktan kalma bir sevinç var. Bir müjde, bir bahar, bin umuttur onlar. Çocuklar bir milletin geleceğidir. Paha biçilmez değeridir. Onlara yapılan her türlü yatırım, aslında milletin kendine yaptığı yatırımdır. Ancak, bugün çocuklar, tüm dünyada, her türlü sömürü ve istismarın ana hedefi haline gelmiş durumdadır. Yanlış politikaların en ağır bedelini onlar ödemektedir maalesef. Yaşanılan hadiseler, savaşlar gösteriyor ki, hak ve adalete dayalı, yeni bir dünya hedefi; çocuk ve yetişkin, herkes için bir zaruret halini almıştır. Buna göre; her çocuk, İNSAN onuruna yakışır bir yaşama ve temel haklara sahip olmak zorundadır. Bugün ülkemiz nüfusunun %25,5'ini, yaklaşık 22 milyon çocuğumuz oluşturmaktadır. çocuklarımızın en temel hakkı; sağlıklı ve mutlu bir ailede yaşama hakkıdır. Ancak resmi verilere göre 50 bin çocuğumuz çeşitli sebeplerle, sıcak yuvaları yerine sokaklarda yaşamaktadır. Sosyal hizmet müdahalesinde bulunulan risk altındaki çocuk sayısı ise 300 binden fazla. Fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal alanda gelişim, çocukların hakkıdır. Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu ülkemizde, aileler, yeterli ve dengeli beslenememekte, çocuklar, temel gıda maddelerini alamamakta, gelişimlerini tamamlayamamaktadır. Çocuklarımız, ailesinin içinde bulunduğu ekonomik zorluklar karşısında eğitimine ara vererek çalışma hayatına sürüklenmektedir. Bugün 1 milyon 474 bin çocuğumuz okulda olması gerekirken, minicik ellerinden emeği sömürülmektedir. Yani 4 çocuktan 1'i kalem tutması gerekirken işçi olarak çalışıyor. Çocuklarımız için en önemli ihtiyaç, iyi bir eğitimdir. Gündelik kararlarla şekillenen, mili olmaktan çoktan uzaklaşmış, adeta yap-boz oyununa dönüşmüş olan eğitim sistemimiz; çocuklarımıza ve ailelerimize güven vermemektedir. Yanı sıra, yetersiz okul ve öğretmen sayısı; kalabalık sınıflar meydana getirmiş, eğitim kalitesi düşmüştür. Taşımalı eğitim sistemi, 2025 Türkiye’si için kabul edilemez. Sayılara hapsolmuş başarı uygulaması ve içeriğin olmadığı eğitim müfredatı, çocuklarımızı daha çabuk soru çözer hale getirmiştir. Fakat karakterini ve vicdanını oluşturacak temel değerlerden yoksun bırakılmıştır. Çocuklarımızın en büyük problemlerinden biri, sosyalleşememeleridir. Çok az kelime ile konuşmaları, hayal güçlerini kullanamamalarıdır. Bunun sebebi, süresiz televizyon ve internete mahkûm bırakılmalarıdır. En kıymetli varlığımızla nitelikli zaman geçirmek yerine, işin kolayına kaçarak, kendisini ve çocuğunu televizyona kilitleyen anne-baba olarak bizler de suçluyuz. Araştırma ve proje ödevlerini kopyala-yapıştır yoluyla alan öğretmenler de suçludur. En önemlisi ise yavrularımızın hayatlarına mal olan oyunlar üzerinde kontrol mekanizması kuramayan devlet suçludur. Bilinmelidir ki, çocuklarımızın, televizyona değil, arkadaşa, bilgisayar oyunlarına değil, oyuncaklara, beraber oyun oynamaya, birlikte vakit geçirmeye ihtiyaçları var. Her çocuk düşüncelerini ifade etme hakkına sahiptir. Ancak, ahlak ve değerleri bir tarafa bırakan eğitim sisteminde, okullarımızda “akran zorbalığı” ve “istismar” her geçen gün artmaktadır. Kuvveti üstün tutan zihniyet ile şekillenen toplumda ve okullarda çocuklarımızın bireysel ve fikri özgürlüğünden bahsedemeyiz. Çocuklar bizim her şeyimiz. Onları kötü alışkanlıklardan, bağımlılık oluşturan madde ve ortamlardan korumak devletin en önemli vazifesidir. Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde bireysel özgürlük olarak nitelendirilen her türlü nesli bozan alışkanlık, davranış ve yönlendirmeler ve yayınlar acilen durdurulmalıdır. İlgili kanunlar, bu milletin inancına, tarihine, medeniyetinin esaslarına uygun hale getirilmelidir. Her çocuk, mutlu sağlıklı bir aileyi, Yeterli ve dengeli beslenmeyi, Sağlıklı bir gelişimi, Kendini ifade edebilecek huzurlu arkadaş ve aile ortamını, Maddi ve manevi donanımını temin eden, iyi bir eğitimi hak etmektedir. Saadet Partisi olarak inanıyoruz ki, Huzur ve barış dolu Türkiye hedefi; önce ahlak ve maneviyat diyerek, HAK ve adalet bilincinin verildiği, İnsana, doğaya, hayata ve eşyaya hürmetin önemsendiği, Özgür ve özgün düşüncenin kıymetli olduğu, Yüksek standartlarda, teknik donanımlı eğitimi alan çocuklarımızla gerçekleşecektir. Onlar, en güzelini hak ediyorlar. Dünyada çocuklara bayram hediye eden ilk ve tek ülke olmanın kıvancını taşıyoruz. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramı, çocuklarımıza ve yeryüzündeki tüm çocuklara kutlu olsun. Çocuklarımızı kaba kuvveti öğreten değil, hakkı üstün tutan, milli ve manevi değerlere bağlı ve bütün insanlığın saadeti için çalışan bir nesil olarak yetiştirmek asli görevimizdir. Çünkü çocuklar geleceğimizdir. Çünkü çocuklar geleceğimizin teminatıdır. Çünkü çocuklar yarınımızdır, istikbalimizdir. Bütün varlığımız ve her şeyimizdir onlar. Umudumuzdur, gözümüzün nurudur… Aslında çocuklar, bir milletin paha biçilmez değeridir. Onlara yapılan her türlü yatırım, milletin kendine yaptığı yatırımdır. Fakat bugün çocuklar, tüm dünyada, her türlü sömürü ve istismarın ana hedefi haline gelmiştir. Bütün yanlış politikaların en ağır bedelini maalesef çocuklar ödemektedir. Yaşanılan hadiseler, savaşlar gösteriyor ki, HAK VE ADALETE DAYALI YENİ BİR DÜNYA hedefi, çocuk ve yetişkin herkes için bir zaruret haline gelmiştir. Yakın geçmişte şahit olduğumuz gibi sınır komşularımız başta olmak üzere Ortadoğu ve İslam coğrafyasında yaşanan işgallerin ve savaşların en büyük mağduru çocuklar olmuştur. Ne yazık ki; cansız bedeni kıyıya vuran, bombalar altında gözünü, kolunu, bacağını kaybeden, öksüz -yetim kalan, mülteci-sığınmacı durumuna düşen çocuklardan bahsediyoruz. Dünyanın bir ucundaki Doğu Türkistanlı- Uygurlu çocuğun, Filistinli, Keşmirli, Suriyeli, Iraklı, Yemenli, Afganistanlı, Arakan-Mynmarlı çocukların gözyaşları artık dinmeli. Savaşlar, sömürüler, işgaller sona ermeli. Hak ve adaletin hakim olduğu yeni bir dünya acilen kurulmalıdır. ULUSLARARASI ÇOCUK HAKLARI BİLDİRİSİ’ne göre; “ her çocuk, yaşama hakkına sahiptir.” Ancak asla unutmamalıdır ki, ÇOCUK HAKLARI BÜTÜN ÇOCUKLAR İÇİNDİR. Yeryüzündeki tüm çocuklara güvenli ve özgür bir gelecek bırakmak hepimizin görevidir. Çocuklarımıza barışı, huzuru, refahı, adaleti, güzel ahlakı, yüksek seciyeyi tesis eden bir dünya bırakmak biz yetişkinlerin ev ödevi olmalıdır. Her çocuk, mutlu -huzurlu bir aileyi, sıcak yuvayı, sağlıklı gelişimi, yeterli - dengeli beslenmeyi, tahrip edilmemiş bir doğayı, kirlenmemiş suyu, taze ve helal lokmayı hak eder. Ve her çocuk; kendisini geleceğe taşıyacak iyi bir eğitimi hak eder. Biz, “Önce Ahlak ve Maneviyat” ilkesiyle hareket ederek, bütün insanlığın saadeti için çalışacak yeni bir nesil yetiştirmeyi hedefliyoruz. ÇÜNKÜ YAŞANABİLİR BİR TÜRKİYE VE YAŞANABİLİR BİR DÜNYA ÇOCUKLARIMIZIN HAKKIDIR. ONLAR, EN GÜZELİNİ HAK EDİYOR. 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN" Sonrasında "Hayallerindeki Dünyayı Bizimle Paylaş" konulu fikir duvarı çalışması, yüz boyama etkinliği, balon kek dağıtımı ve üye stant çalışması ile etkinlik devam etti.