KARAMAN SANAYİ’SİNİN ‘ABİSİ’ KİM ?

Yayınlanma: 01.08.2016 06:14 Güncelleme: 01.08.2016 06:14

FETÖ'nün kodları Emniyet raporunda ortaya çıkmaya başladı

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün  geniş kapsamlı olarak üzerinde çalıştığı  "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)" raporunda önemli detaylar yer alıyor.İllerdeki abi ve imamlar ile örgütünü etkin isimleri ortaya çıkmaya başladı. KARAMAN ABİSİ KİM ? "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)" konulu raporda, örgütün amacının, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tüm anayasal kurumlarını ele geçirmek, aynı da uluslararası düzeyde büyük ve etkili siyasi/ekonomik güç haline gelmek ğunun, geçmişte örgüt içinde faaliyet göstermiş kişilerin itirafçı olması ile yeni bir boyut kazandı. Karaman’da ailecek  yıllardır Pensilvanya’nın emrinde çalışanların, dershane olaylarının patlaması ile birlikte , aile içinde tespit edilen kişi, FETÖ terör örgütüne karşıymış gibi, kamuoyuna çıktığı, ilişkilerini kullanarak önemli yerlerde görev aldığı, sivil toplum kuruluşlarını ele geçirme planını gerçekleştirdiği iddia edilirken, kendisini çok iyi gizleyen bu kişinin kentde sorun yaşayan iş adamlarının problemlerini çözerek sempati ile birlikte örgüte finans sağlamaya devam ettiği, yüksek vergi borçları başta olmak üzere ,bunları sorunsuz çözmek adına , ilimizde bir otelde gizli toplantılar gerçekleştirdiği ve örgüt liderinin talimatlarını yerine getirdiği iddia ediliyor.Bu kişinin  devlet daireleri, belediyede ki yasal olmayan işlerini ve taleplerini  hiç zorlanmadan nasıl çözdüğü ise ayrı bir soru işareti ? 15 Temmuz başarısız darbe girişimi sonunda, demokrasi nöbetlerinde boy gösteren, insanları kandırmak adına meydanda standlar açarak, göz boyama ile devlet adamları çektirilen resimlerin sosyal medyada paylaşılmasının ise Pensilvanya’nın talimatı ğu öğrenildi.  "Olağanüstü haller yaşamış bir veli ğu görüşü" Örgüt içerisinde Gülen'in, "Olağanüstü haller yaşamış bir veli ğu" görüşünün yaygın ğu , Gülen'in, medya aracılığıyla görüşlerini örgüt üyelerine iletebildiğine işaret edildi. "Gülen'in, örgüt üyeleri üzerinde, kendi ifadesiyle, 'uyarılarının ve tavsiyelerinin birinci derecede hareket ettirici etkiye sahip ğunun' söylenebileceği" belirtilen  çalışmada: "Pensilvanya Örgütü, 'lider merkezli' bir yapıya sahiptir. Lidere en yakın insanlar, liderin koruyucusudurlar. 'Lider' etrafında örgütlenen hareketin en dışında ise 'örgüte ilgi duyanlar' bulunur. Bu tür bireyler önemlidir. Çünkü örgüt meşruiyetini, sempatizanlarının sayıca çokluğuna dayandırmaktadır. Bu bireyler esas itibarıyla örgüt içinde değillerdir. Ancak örgüt dışında da değillerdir. Sadece örgüte ilgi beslemektedirler. Örgüt mensuplarının evlilikleri dahi, bağlı bulundukları imamların izin ve talimatları doğrultusunda gerçekleşmektedir. Evlilik kararı veren örgüt mensubu bu durumu kendisinden sorumlu imama iletmekte, müstakbel eşini yine örgüte bağlı bayanların resimlerinin bulunduğu bir katalogdan seçmektedir. Böylelikle hem mensupların örgüte bağlılığı artırılmakta hem de örgütten ayrılma durumunda ayrılan kişilerin eş ve çocukları örgüt talimatı ile kendisinden uzaklaştırılarak baskı oluşturulmaktadır. "Casusluk faaliyetlerini de kapsayan organize bir örgüt" Çalışmada "Dini unsurları temel alarak hareket ettiğini iddia eden FETÖ/PDY'nin, dini değerleri a ve şartlara göre, kendi idealleri doğrultusunda yorumlaması, ülkesi ve devleti ile barışık olmak yerine devleti kendisine hasım olarak görmesi, açıklık ve şeffaflık yerine istihbarat örgütü gibi kod isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar kullanması, yönetim kadrosunun faaliyetlerini yurtdışından etmesi, hasımlarını saf dışı etmek için her türlü baskı, şantaj ile yasa dışı yöntemi kullanması ve yabancı misyon temsilcileriyle mahiyeti bilinmeyen görüşmelerde bulunmasının, yapının, casusluk faaliyetlerini de kapsayan, organize bir örgüt ğunu ortaya koyduğu" ifade edildi. Her kuruma dışarıdan bir "imam" FETÖ/PDY mensuplarınca "kainat imamı" ve "mehdi" olarak kabul edilen Fetullah Gülen'in liderliğini yaptığı örgütün, "danışman kadrosu", "kıta imamları", "ülke imamları", "bölge imamları", "il imamları", "ilçe imamları", "esnaf imamları", "semt imamları", "ev imamları" üzerinden örgütlenerek, tabana yayıldığı anlatılan çalışmada , kıta, ülke, bölge, şehir, ilçe, semt ve ışık evi sorumlularının yanı sıra kamuda faaliyet gösteren kurumların her birinin başına, örgütçe "imam" olarak adlandırılan ve kurumların hiyerarşik yapıları dışında sorumlular atandığı belirtildi.  "Mülkiye, Emniyet, TSK, MİT ve yargı içerisinde faaliyet gösteren imamlar ise ayrı bir yapılanma içerisinde yer li-">li ta, bu yapılanmada yer alanlar, devletin hassas kurumlarında görev yapmaları iyle takip edilmemek için diğer örgüt mensuplarına nazaran daha fazla önlemler li-">li ta ve teknolojinin iletişim konusunda sağladığı imkanlardan kontrollü bir iyede istifade etmektedir. Örgütün yurtiçinde toplum tarafından bilinen eğitim kurumları, sivil toplum kuruluşları, ekonomik kuruluşlar, medya organları ve sağlık kuruluşlarının, Türkiye mütevellisine bağlı ayrı sorumluları bulunmaktadır. Bunlar örgütün önemli birer finans kaynağı olmanın yanı sıra taban kazanmak ve algı operasyonları yapmak maksatlarıyla da kullanılmaktadır.  Türkiye'den sorumlu imama beş bölge imamı, onlara da bu beş bölgeyi oluşturan şehirlerden sorumlu imamlar bağlıdır. Her şehir büyüklüğüne göre alt bölgelere, bölgeler semtlere bölünmüş olup, her birisinin başında ayrı bir yetkili (imam) atanmıştır. Semt imamlarının altında o semte bağlı evlerin, ışık evlerinin imamları yer alır. Her bölgenin başında da yine bir imam (bölge imamı) vardır. Başındaki imamla beraber, bir de 'eğitim danışmanı' bulunmaktadır. İmam, daha çok işin finansal ayağını oluşturan esnaf sisteminin uygulanmasını sağlarken, Paralel Yapı'nın temelini oluşturan talebe kısmının başında 'eğitim danışmanı' bulunur." "Ast-üst ilişkisi, askeri hiyerarşiden daha sistemli" Çalışmada , Türkiye'yi kapsayan beş bölgenin İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep ve Erzurum ğu, bölge imamlarının altında il imamlarının bulunduğu bildirildi. Büyük illerin altında en az iki "eyalet", eyaletin en az "üç büyük bölgesi", büyük bölgelerin ise "en az üç küçük bölgesi" ğu belirtilen raporda, imamların "işin para kısmından" sorumlu klarına işaret edildi.  "Ast-üst ilişkisinin, askeri hiyerarşiden daha sistemli" ğu vurgulanan çalışmada , toplanan paralar için makbuz verilmediği belirtildi. Çalışmada , "Örgütün legal görünümlü eğitim, finans, medya gibi faaliyetlerinden sorumlu imamlar ile illegal yapılanmalardan sorumlu imamları arasında geçişlerin yaşanabildiği, eğitim alanında faaliyet gösteren bir imamın, la kamu kurumlarından sorumlu olmasının veya illegal alanda görevli bir il imamının medya faaliyetlerinde görevlendirilmesinin mümkün ğu" kay ldi. Gülen ile yüz yüze görüşme Örgütün en önemli haberleşme aracının GSM hatları ğu, genelde hatların abone bilgilerinden gerçek kullanıcısına ulaşılamadığı bildirilen raporda, yaklaşık 3 ayda bir yeni GSM hattı temin edildiği ve hatla birlikte telefonun da değiştirildiği aktarıldı. İnternet üzerinden haberleşmeye imkan tanıyan programların da kullanıldığı belirtilen raporda, örgütün "abi"lerinin başvurduğu yöntemlerden birinin, Türkiye'de, başka ülkelere kayıtlı GSM hatlarını kullanmak ğuna yer verildi. Canlı kurye kullanımının, "en sağlıklı" haberleşme yöntemlerinden kabul edildiği ifade edilen raporda, "Talimat li-">li ve faaliyetler hakkında bilgi vermek amacıyla doğrudan ABD Pensilvanya'ya gidilerek, örgüt lideri F. Gülen ile yüz yüze görüşülmekte ve talimatlar bizzat alınmaktadır. Gülen'in, 'çok önemli hususların yüz yüze görüşülmesi' yönünde talimatlarının ğuna dair bilgiler mevcuttur" değerlendirmesi yapıldı. "Korku imparatorluğu" "Örgüt, son yıllarda adeta bir korku imparatorluğu oluşturmayı başarmıştır" ifadesine yer verilen raporda, bu sürecin ilk aşamasında "yayımlanan ya da yayımlanacak ses kayıtlarının, kamuoyunda gündem oluşturan yazarlarca 'iddia' şeklinde ana hatlarıyla duyurulduğu", ikinci aşamada bu iddiaların, özellikle belirli basın yayın kuruluşlarınca ülke genelinde tartışılır hale getirildiği anlatıldı. Üçüncü aşamada konuya ilişkin bilinçaltı algısı oluşturulan kitlelere yönelik "mevcut hükümet aleyhine tepkiselliğin artırılması", "kitlelerin harekete geçirilmesi", "devlet kurumlarının ve bürokrasinin yıpratılması" gayeleri ile sosyal medya ve basın organları üzerinden algı operasyonları yapıldığı ifade edilen raporda, "17-25 Aralık sürecinde de bu yöntemlerle hükümeti devirmeye yönelik, 'üst akılla' profesyonelce oluşturulmuş, tamamen organize bir strateji izlenmiştir" denildi. İtibasızlaştırma, usulsüz kayıtlar, montaj faaliyetleri Örgütün, bazen kamu çalışanını itibarsızlaştırmaya, suçlu göstermeye yönelik iddialar içeren isimsiz, imzasız ihbar mektupları ya da elektronik postalar gönderdiği, bunlara dayanarak, kamudaki uzantıları aracılığıyla şahıslar hakkında hukuk ve ceza davaları açtırdığı, kişileri hapse gönderdiği, şahsı itibarsızlaştırdığı, tayin ve terfisini engellediği, aile düzenini bozduğu anlatılan raporda, örgüt tarafından kimi yurt dışından hizmete sokulan internet sitelerinden, kişileri kamuoyu nazarında yargısız infaz eden görüntü ve sesler yayınlandığı kay ldi. Örgütün, güvenlik birimleri veya stratejik kurumlardaki uzantıları vasıtasıyla illegal yöntemlerle sağlanan ve üzerinde oynanmış çeşitli dijital verileri kamuoyuna sunduğu bildirilen raporda, örgütün kamuoyu oluşturmak için özel olarak yetiştirdiği çok sayıda akademisyen ve gazetecinin, FETÖ/PDY mensubu olarak ulusal ve uluslararası politikalara yön verebilmek adına başta algı operasyonu olmak üzere her türlü yolu denediği, ayrıca mensuplarını milletvekili olarak Meclis'e sokmak istediği ifade edildi. Raporda, FETÖ/PDY'nin, son dönemde devletin gizli bilgilerini, toplantılarını, telefon görüşmelerini, devlet kademelerindeki kendi unsurları vasıtasıyla her türlü yolu meşru sayan bir anlayışla ele geçirip, montajlayarak, sosyal paylaşım sitelerinden yayınladığı, devleti ve hükümeti "itibarsızlaştırmak" suretiyle, "casusluk" faaliyetine girdiği belirtildi. Raporun "Terörizm ve Genel Hususlar" başlıklı kısmında, örgütsel faaliyetlerde gizliliğin ön planda tutulduğu, haberleşme, buluşma, rapor verme, doküman hazırlama, saklama ve arşivlemede özel şifreleme usullerinin kullanıldığı bildirildi. Örgütsel faaliyetlerin devamlılığının ve lidere bağlılığın sağlanması adına düzenli, önceden belirlenen evlerde gizli örgütsel toplantılar gerçekleştirildiği kay len raporda, örgüt içerisinde faaliyet alanları, iş bölümü ve sorumlulukların tespit edilerek şahıslara örgütsel sorumluluk dağılımı yapıldığına yer verildi. Raporda, örgüt mensuplarının faaliyetlerine ilişkin sorumlularına rapor verdikleri, örgütsel faaliyet alanları hakkında analiz içeren dokümanlar hazırladıkları belirtildi. Devletin stratejik kurumları içerisinde kadrolaşma Örgütün 1980'li yıllardan bugüne dershanelerinde ve okullarında yetiştirdiği kalifiyeli insan kaynağı, izledikleri tedbir ve takiye politikaları sayesinde devletin stratejik kurumları içerisinde kadrolaşma imkanına kavuştuğu ve gün geçtikçe görev yaptıkları kurumların karar ve uygulama mekanizmalarını ele geçirmeye çalıştıkları ifade edildi. Raporda, örgüt içinde faaliyet gösteren bazı kişilerin yazdıkları kitaplar, görsel, yazılı, sosyal paylaşım siteleri, dizi ve filmler ile internet medyası aracılığıyla ürettikleri köşe yazıları, fikir beyanları ve yorumlarla kamuoyunu siyasi, hukuki, ekonomik ve güncel konularda örgütün amaçları doğrultusunda yönlendirerek algı oluşturmaya çalıştıkları aktarıldı. Bu yöntemle geniş kitlelere ulaşarak sempatizanları diri tutmak ve örgütte kadro içerisindeki elemanlarına mesaj vermek amacıyla dizi, film ve sosyal medya araçlarını sık kullandıklarına yer verildi. 

Devamını Okumak İçin Tıklayınız